Özkan Sümer’i ya hiç anlamamışlar ya da…

Ülke futbol tarihinin en ilkeli, en bilge kişilerinden birisi olan Özkan Sümer hayatını kaybetti. Onunkisi, oyunun farklı biçimde oynanabileceği inancıyla bezeli ve bu inanç doğrultusunda oyunu güzelleştirmeye adanmış bir hayattı… Ardından da artık iyice alıştığımız üzere, suyuna tirit açıklamalar peşi sıra ortalığa dökülmeye başladı. Elbette Özkan Sümer’in, futbolun dizginlerini elinde tutanlara aykırı, ters gelebilecek düşüncelerine ve ideallerine değinilmeden…

Mevcut futbol düzeninin yapılandırıcısı, yürütücüsü, teşvikçisi siyasetçilerin, federasyonun, kulüp yöneticilerinin ve medyanın, Özkan Sümer’in arkasından dile getirdiği övgü dolu söylemler tam bir ikiyüzlülük örneği. Çünkü Özkan Sümer ve onun gibi, en karanlık zamanlarda dahi bir fener misali futbolun yolunu aydınlatabilecek yetkinlikteki kişileri mevcut futbol düzeninde barındırmamak için yırtınanlar da aynı kişiler ve kurumlar…

Özkan Sümer’i olabildiğince gözlerden uzak tutmaya çalışanlar sanki kendileri değilmiş gibi şimdi rol kesiyorlar…

Kendi açılarından haklılar tabii. Özkan Sümer ve onunla benzer düşünceleri, idealleri taşıyan kişiler, futbolun menajerler üzerinden rant hedefli bir oyuna dönüştürülmesini ve bu bağlamda transferin futbolun olmazsa olmazı haline getirilmesini asla kabul etmez, oyunu transfer ve rant eksenine mahkum edenlerin maskesini düşürmeye çalışırlar. Bu da, kaymak yiyicilerin tekerine çomak sokmak anlamına geliyor. Evet Özkan Sümer’in temelde yaptığı, ilkeleriyle ve savunduğu değerlerle çelişen futbol düzeninin tekerine çomak sokmaktan başka bir şey değildi aslında…

Özkan Sümer’in hayatı boyunca karşı çıkıp mücadele ettiği kazanma odaklı rantçı anlayıştan beslenenler ve bu anlayışın temsilciliğini yapanlar şimdi saygıyla onu anıyor!.. Türlü türlü manipülasyonlarla, oluşturdukları düzene en karşı olan insanları bile her zaman yanlarındaymış gibi gösterebilecek meziyete sahip bunlar. Altyapı lafını duyunca yüzünü buruşturanların Özkan Sümer’e methiyeler düzmesine inanmak mümkün mü? Ya Özkan Sümer’i hiç anlamamışlar ya da düpedüz sahtekarlık yapıyorlar. Bunun başkaca bir açıklaması yok…

Bir; bilgisinin gücü, entelektüel donanımı, ödünsüz ilkeleri ve derin bilgeliğiyle futbolu bambaşka idealler, hedefler doğrultusunda sergileyebilmenin yolunu arayan ve bunun yanı sıra futbola kazanmanın ötesinde değerlerle teçhiz edilmiş yeni bir kültür kazandırmaya çalışan Özkan Sümer’e bakıyoruz, bir de rant kovalamaktan, yöneticilerin eline transfer listesi vermekten ve kaybettikleri maçların ardından hakemleri diline dolamaktan başkaca bir marifetine tanık olmadığımız anlı şanlı(!) teknik direktörlerimize… Aradaki fark, aynı zamanda futbolumuzun niye bir türlü vasatlık çukurunda debelenmekten kurtulamadığı sorusunun cevabını oluşturuyor…

Özkan Sümer, Serpil Hamdi Tüzün gibi hayatlarını futbola adamış çok değerli hocalarımızın bilgisinden, kültüründen, düşüncelerinden yararlanmak yerine onları gözden uzak tutmak kimlerin işine gelir? Elbette bu oyunu, kazanma odaklı anlayış ve transfer bağımlılığı temelinde yoz bir kültüre teslim ederek rant aracına dönüştürenlerin…

Vasatlığın, sığlığın, çapsızlığın hüküm sürdüğü bir düzende elbette Özkan Sümer, Serpil Hamdi Tüzün gibi kıymetli hocalarımızın yeri olamaz…

Varsın değer bilmezler ve rantçılar, yaşayan ya da hayatını kaybeden kıymetli futbol insanlarımızı sıradanlaştırmaya, unutturmaya çalışsın, bize düşen; anıları, bilgelikleri, düşünceleri ve idealleriyle birlikte her koşulda onları yaşatmak…