Yeni yılda tabii ki hiçbir şey değişmeyecek
Fotoğraf: Pixabay
İnsan, hiçbir sağlam temeli ve dayanağı olmasa da umut edebilen, beklenti oluşturabilen bir varlık. Özellikle yeni başlangıçlara imkan sunan -yeni bir gün, yeni bir hafta, yeni bir ay, yeni bir yıl gibi- takvimsel döngüler, umut ve beklentilere önemli oranda zemin hazırlar. Böylesi başlangıç zamanları, tüm sorunların, sıkıntıların geride kalacağına, bundan sonrası için her şeyin çok daha iyi olacağına dair inancı daha bir körükler. Yeni zaman dilimiyle, gerçekleşmesi beklenen iyi ve güzel şeyler arasında doğrudan bağlantı kurulur. Sonuçta da takvimsel döngülerin en büyüğü olan yeni bir yıla girilirken olumlu dilekler, iyimser temenniler havada uçuşur. Buna karşılık hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin eskisi gibi aynı şekilde sürdüğünü anlamak ise uzun sürmez. Çünkü değişim, dileklerle, temennilerle gerçekleşebilecek bir olgu değildir. Hiçbir sorun, hiçbir sıkıntı takvimsel bir başlangıç dönemine bağlı olarak kendiliğinden yok olmaz. Değişim için gelişim ve mücadele şarttır. Yeni olanın; sırf yeni diye iyilik, güzellik getireceğinin garantisi yoktur…
Pek çok sorunla boğuşan futbol dünyasında da yeni yılla ilgili olarak klişeleşmiş dilekler, temenniler duyuyoruz. İnsanlar, yeni yılla birlikte, bir anda bütün sorunların çözümleneceğine ve güllük gülistanlık bir futbol ortamına kavuşacaklarına ciddi ciddi inanıyor gibi. Yadırgamamak lazım. Futbol dünyası, klişeleri ve boş konuşmaları pek sever. Aynı lafların yıllar boyunca dönüp dolaştığı ve hiç kimsenin de bundan rahatsızlık duymadığı bir ortamdan söz ediyoruz ne de olsa…
Aslında futbol dünyasında yeni yılda neler yaşanacağını kestirmek hiç de zor değil. Bugüne kadar ne olduysa o olacak elbette. Zihniyet ve bakış açısı aynı kaldıkça ne değişebilir ki?
“Üç büyükler”in başkan ve yöneticileri yine, “Biz şampiyon olacağız” şeklinde iddialı ve taraftarları koşullandırıcı demeçler verecek. Puan kaybettikleri maçların ardından ise yine hakemleri suçlayacak ve kendilerini engellemeye çalışan birtakım karanlık güçlerin varlığını ima eden laflar edecekler…
Yöneticilerin bu tavrından cesaret alan teknik direktörler de puan kaybettikleri maçlardan sonra benzer biçimde hakemlerin kötü yönetiminden yakınacaklar. Diğer bir deyişle, sorumluluğu hakemlerin üzerine yıkıp işin içinden sıyrılma taktiğini aynı şekilde sürdürecekler.
Kulüplerin, özellikle şampiyonluk yarışında çekiştikleri rakiplerini, kirli tezgahlarla ilişkilendiren imalı açıklamaları, göndermeli mesajları birbirini kovalayacak.
Futbolun bilimsel ve teknik açıdan nasıl bir oyun olduğunu bir türlü kavrayamayan, bunun yanı sıra kuralları ve protokolleri de bilmeyen yönetici, teknik direktör ve yorumcular, doğruya ulaşmayı değil, kendi haklılıklarını kanıtlamayı amaçlayan sonu gelmez tartışmalara girişecekler yine.
Yöneticisinden teknik direktörüne, yorumcusundan taraftarına kadar herkes işler sarpa sardığında, “Bu hakemlerle lig bitmez” zırvasını yine diline dolayacak. Ama lig, bal gibi de bu hakemlerle bitecek…
Teknik direktörler oyunu yine, hakemlerin yanı sıra şans, kader, kısmet, arzu, istek, karakter gibi gülünç kavramlarla ve artık ezberlediğimiz kalıp cümlelerle açıklayacak.
Kafayı transferle bozmuş anlı şanlı yorumcular, “Şu takıma stoper lazım”, “Şu takıma santrfor lazım” gibisinden akıl verici ahkamlar keserken, bunların daha düşük kalibreli modelleri ise televizyonda soytarılık yapmaya devam edecek.
Sezon sonu yaklaştıkça ortalık giderek kızışacak, hedeflerinden uzaklaşanlar, gözlerini kestirdikleri kişi ve kurumlara daha bir fütursuzca saldırarak kazananları lekelemeye çalışacaklar…
Sözün özü şu ki; vasatlığın, sığlığın, çapsızlığın hüküm sürdüğü ortam yenilik üretebilecek kapasiteden yoksundur. Oyun, mutlak kazanma hedefine koşullanmış ve bunun dışında hiçbir etik değer tanımayan zihniyetin belirlediği kültürel çerçevede oynandığı sürece aradan onlarca yeni yıl da geçse hiçbir değişim gerçekleşemez...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26