31 Aralık 2020 23:14

Zor bir yıldı, ama gelecek iyi olacak!

Cerrahi maske fotoğrafı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Bugün 2021’in ilk günü. Kimine göre “kabus gibi”, kimine göre “lanetli” bir yılı geride bıraktık. Oysa biliyoruz ki ne yılların ne de takvim yapraklarının bir suçu var. Çünkü yılların nasıl olduğu ve olacağı bütünüyle şu dünyanın üzerinde yaşayan insanoğluna bağlı. Çünkü eyleyen, bozan, kıran, döken kuran, yeniden yapan onlar. Onlar da bunu canları nasıl isterse öyle yapmıyorlar. Belirli bir sosyoekonomik sistem içerisinde yaşıyorlar ve bu sistemin acımasız kuralları, kesin belirlenmiş yasaları var. Bugün bu yasaların en başında ise şunlar yazıyor: burada egemenlik büyük sermayenindir, hangi gerekçe ile olursa olsun sömürü ve kârı engellemek bu düzene karşı işlenmiş en büyük suçtur!

Kuşkusuz 2020’ye damgasını vuran Covid-19 pandemisi ve krizdi. Pandemi doğadan, diğeri de özünde kendisi de doğanın bir ürünü olan insandan, onun kurduğu sistemden. Hastalıklar, salgın hastalıklar insanlığın tarihi kadar eski. Ama bir hastalığı, önlenebilir olan bir salgını tüm insanlık için felakete dönüştüren mevcut düzen. Bu düzenin efendileri, yani pandemi sırasında da trilyonlarına trilyon katan bir avuç zengin diyor ki, ‘Fabrikalar çalışacak, en gereksiz gibi görülen hizmetler dahil, hiçbir şey durmayacak, aksamayacak. Ha.. küçük işletmeler, olmasa da olacak iş yerleri mi, bırakın onlar da kendi kaderlerini yaşasın, büyükler giderek o alanlara da egemen olsunlar. Ve ekliyorlar, ‘Bu arada insanlar ölüyorsa ne olacak? Bakın etrafınıza insandan bol ne var, eğer onlar benim zenginliğimi artırmayacaklarsa başka ne işe yararlar ki?​’

Şimdi gözler umutla aşıya çevrilmiş durumda. Ama bu arada virüs mutasyona uğramış, yayılma hızı artmış, kimi bilim adamlarına göre bu iyi, kimine göre ise kötü! Ama gelişmelerin kanıtladığı bir gerçek var ki o da bunun insanlık için kötü olduğu. Aşılara gelişmiş, emperyalist ülkeler el koymuş durumdalar. Parayı bastırdılar, sadece bu yılın değil, gelecek yılların aşılarına da el koydular, herkesin aşılanması gibi bir dertleri de yok. Koca örgütler BM, AB, NATO, OECD vb. bütün bu olup biteni seyrediyor ve insanlık adına, uygarlığın geleceği adına ortak insani bir tutumu benimsemek gibi bir dertleri yok, düzenin egemenlerinin çıkarlarını, bencilliklerini koruyup, kolluyorlar.

Peki kapitalist-emperyalist ülkelerin merkezlerindekilerde başta olmak üzere sendika yönetimleri ne yapıyorlar? Küçük bir azınlığın dışındakiler tam siper büyük sermayenin çıkarlarının arkasına yatmış durumdalar. İşçi ve emekçilerin yer yer patlayan öfkelerine karşı da tam bir sessizliğe bürünmüşler. Sanki fabrikalara, iş yerlerine üretime, ölüme gönderilenler işçi ve emekçiler değil, kısa bir süre öncesine kadar bütün sorunları çözecekleri propaganda edilen robotlar! Sanki ekonomi denilen kanlı canlı insanlara ihtiyaç duyan bir etkinlik değil, her şeyin bilgisayarlarla, otomatlarla, yapay zekayla yapıldığı bütünüyle sanal bir dünya!

Böyle bir dünyanın olmadığı, kapitalist sistemin merkezinde ve tüm dünyada insanın çıkarlarının önemsenmediği açıkça görüldü. Kuşkusuz insanlık daha önceki salgınların hakkından geldiği gibi bu salgının da hakkından gelecek. Ama artık kimse gelecekte bu tip yeni salgınların olmayacağının garantisini verebilecek durumda değil. Dahası sermaye düzeni ile sadece işçi ve emekçilerin değil, insanlığın yüzde 99’unun da çıkarlarının taban tabana zıt olduğu ortaya çıktı. Bugün çoğunluk bunun bilincinde olmasa da bütün bunların ilk derin nefes almadan sonra tartışılmayacağını, insanlığın bu yaşananların üzerine bir sünger çekeceğini aklı başında kim ileri sürebilir?

Evet işçi sınıfı ve emekçi yığınlar, insanlığın ezici çoğunluğu kriz ve pandemi gibi bütün bu sorunları orta yere getirecek, bütün bunlara insanlığın genel çıkarları için bir çözüm arayışına girecektir. Bu çözüm arayışında ‘Her şey sermaye için, her şey piyasaların çıkarı için, her şey kapitalist kârın garantiye alınması için, her şey patronlar için, her şey bunları savunan devletler için’ vb. gibi “çözümlere” yer olmayacaktır. İnsanlığın büyük yürüyüşü her zaman iyiye, güzele, adil olana, eşitçiliğe, özgürlüğe doğru olmuştur. 2021 yılında bu yönde gelişmelerin güçlenmesi umudu ve dileğiyle hepinizin yeni yılı kutlu olsun, eskiyi gömme mücadelesine de bir an olsun ara vermeyin. Çünkü eski gömülmeden, yeni doğup, gelişemiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa