02 Ocak 2021 23:48

‘Eski’nin hükmü sürerken, ‘yeni yıl’ı konuşmak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünyayı kasıp kavuran salgın belasının mecbur ettiği koşulların gölgesinde girilen ‘yılbaşı’ bir solukta geldi geçti. 2021’den gün saymaya başladık bile. ‘Yeni yıl’a dair temennilerin, kutlamaların, paylaşımların yaşamın kasvetli ağırlığını unutturucu, insanı teskin edici rüzgârı esti gitti bir anda.

Dünyanın ve ülkenin gerçeğiyle, gerçeğimizle başbaşayız yine.

Hükmü devam eden ‘eski’ sorulara bir yenisi daha eklendi sadece:

‘Yeni yıl’ demekle yeni oluyor mu?

Ya da ‘yeni yıl’ nasıl yeni olacak?

Yanıtı, 2021’e girerken devraldığımız, kuşatıldığımız soru ve sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimizle içiçe bir soru bu.

Yoksa, sadece takvimsel bir zaman dilimi olarak “yeni bir yılın”, ‘eski’den muzdarip insanın ‘yeni’ye ulaşma yolculuğuna ‘kendiliğinden’ ne katkısı olabilir ki?

İşte 2021’in ilk iki gününde gazetemizden başlıklar:

Memleket ahvali böyleyken; bitti diye 2020 eskidi mi gerçekten?

2021’i ‘yeni’ kılacak olan ne peki?

Yanıt, aynı kapıya çıkmakta...

***

Öncelikle; ‘eski’ ve ‘yeni’ insan hayatı içerisinde, insana bağlı olarak hep içiçedir. Eskiyen de yenilenen de insan ve insana dair ilişkilerdir.

‘Eski’ eskirken, ‘yeni’nin dinamiklerini bağrında taşırken; geçmişi, yaşanmış olanı üstlenmemiş bir ‘yeni’ de mümkün olamıyor.

Gerçek böyle de olsa, insan yine de o pratik soyutlamanın rahatlatıcılığını bir kenara bırakamaz bir türlü. ‘Yeni’nin hayalini tazeleyip durur. Bu, bir şikayet halidir de. Giderek daha da ağırlaşan, geleceği belirsiz kılmış, tatmin etmeyen, dayatılmış hayattan şikayet, bu hayatın değişebileceği olasılığıyla birlikte yer alır ‘yeni yıl’ dileklerinde.

İlginç olan şudur; beklenen ve temenni edilen ‘yeni’, yaşanmış ‘eski’yi öteleyip görünmez kılsa da, temennilere asıl yön veren ‘yaşanmış olan’dır yine de.

Gerçekten de güzel sözdür; hayat ileriye doğru yaşanır ancak geriye doğru anlaşılırmış. Yaşanmış ve hayatımıza yüklenmiş ‘eski’ ne kadar somut ve can yakıcıysa, ‘yeni’ye ulaşmak da en az o kadar somut ve amansız bir mücadele gerektirecektir.

***

O ‘eski’ dediğimiz yıllardan sırtımıza yüklenmiş ağır sorunları saymaya gerek var mı?

Giderek derinleşip keskinleşen bir yoksulluk düzeni... Kayyımlarla kadük kılınmış seçme-seçilme hakkı da dahil olmak üzere, en temel ve en asgari hak ve özgürlüklerin bile askıya alındığı, itirazın, sesini çıkarmanın, muhalefet etmenin vatan hainliğinden sayıldığı bir hukuksuzluk ve kuralsızlık rejimi... Sermayenin hayata düşman birikim hırsıyla nefes borularımızı betonla tıkayan; kent ya da kır, yaşam alanlarımızı hiç bitmeyen inşaat alanlarına çeviren; ölüme, harabeye, felâkete ‘kanal’ açmakta ısrarlı bir ‘hafriyat’ çarkı...

Üstüne eklenmiş salgının can yakıcılığı, koronadan ölüm ya da geçim ikilemine sıkıştırılıp kendi kaderiyle başbaşa bırakılmış yoksullar, işçiler, emekçiler...

***

Evet; ‘eski’ dediğimiz yıl(lar), özetin özeti bu tablodaki gerçekliklerle birlikte keskin bir kılıç gibi tepemizde sallanmaktadır!

Bazılarına hamaset gibi gelecek ama, başka yolu yoktur: ‘Yeni yılımız kutlu olsun’ dileğinde bulunan ezilen ve sömürülen insan, ‘eski’ye muhalif bir yaşamı örgütleyip o tepemizdeki kılıca boynunu uzatmadığı ölçüde ‘yeni’ye yaklaşacak, ‘eski’den uzaklaşacaktır.

İleri ve yeni olanı ezip geçen, sınır tanımaz bir hoyratlıkla hayatımızı tepeleyen egemenin yaşam alanını daraltmaktan başka bir yeniyi savunma yolu yok.

Yeni yılın gerçekten ‘yeni’ ve ‘kutlu’ olması emek, barış ve demokrasi mücadelesinin örgütlü sesini yükseltmekten geçiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa