Yeşil fırtına

Fotoğraf: Mariano Gabriel Sanchez/AA
Arjantin’de kadın hareketinin yarattığı yeşil dalga geçtiğimiz hafta tarihinin en büyük mücadelelerinden birini kazanmış oldu. Temsilciler Meclisinden sonra Senatonun da onaylaması ile ülkede kürtaj hakkının tanınmasının önü açılmış bulunuyor. Başkan Alberto Fernández’in kampanya sürecindeki sözünü tutmuş olması hiç şüphesiz kadın hareketinin ve kürtaj hakkı mücadelesinin yıllardır katettiği yolun sonucu.
Arjantin içinde en netameli konulardan biri olan kürtaj hakkı geçtiğimiz sol iktidarlar döneminde bile uğraşılmak istenmeyen toksik bir mesele olarak görülmüştü. Ancak o günden bugüne değişen en temel olgu kadın hareketinin ve örgütlü mücadelesinin yarattığı yeşil fırtınanın artık kolay kolay göz ardı edilemeyecek olduğu gerçeğidir.
Kürtaj hakkı halen bölge ülkeleri için de en tartışmalı sorunlardan birini oluşturuyor. Brezilya’nın aşırı sağcı Başkanı Bolsonaro yasanın Temsilciler Meclisinde onaylanması sonrasında olumsuz görüşlerini sosyal medya üzerinden paylaşmaya başlamakta vakit kaybetmemişti. Bölgede Uruguay ve Küba dışında sadece Guyana ve Fransız Guyanası’nda kürtaj hakkı yasal durumda. Guatemala, Venezuela, Peru ve Paraguay’da sadece annenin sağlığının tehlikeye girdiği durumlarda kürtaja izin veriliyor. El Salvador, Honduras, Nikaragua ve Dominik Cumhuriyeti’nde ise hiçbir koşulda gebeliğin sonlandırılması mümkün değil. Bu ülkelerde annenin sağlığı gebelik veya gebelik dışı sebeplerden risk altında olsa dahi kürtaj gerçekleştirilemiyor. Kadının hayatının risk altında olduğu durumlarda kürtaja izin veren birçok ülkede ise kişinin bu riski ispat etmesi gerekiyor. Bu durum kaçınılmaz olarak fiili yasaklama haline dönüşmesi sonucunu beraberinde getiriyor. El Salvador’da onlarca kadın düşük yaptıkları için onlarca yıl hapse mahkum ediliyorlar; düşük yapan anne gebeliği kendi isteği ile sonlandırmadığını da kanıtlamak durumunda kalabiliyor.
Kürtajın yasal olmaması, önemli sınırlandırmalara tabii tutulması ve kriminalize edilmesi birçok kadının istenmeyen gebelikleri sonlandırmak için sıhhi olmayan ve ölümle sonuçlanabilen gizli klinik ve muayenehanelerde yüksek meblağlar karşılığında kürtaj yapmak durumunda kalmasına sebep oluyor. İstenmeyen gebeliklerin 18 yaş altı ve sosyoekonomik gücü daha düşük olan kadınlar açısından yarattığı etki ise bu bağlamda daha da yıkıcı bir hal alıyor; ölüm, hapis cezası, sakat kalmak ya da yüksek meblağlar ödemek.
Kürtaj hakkının Arjantin’de yasallaşması bölgedeki diğer ülkelerde tartışmanın tekrar alevlenmesini de beraberinde getirdi. Bu ülkelerden birisi de kadın hareketinin son senelerde güç kazandığı ve önemli bir mobilizasyon sürecine girdiği Meksika. Bir federal cumhuriyet olarak iki eyalette gebeliğin sonlandırılmasının mümkün olduğu ülkede genel talep kürtaj hakkının tüm ülke genelinde yasal hale getirilmesi. Başkan Andrés Manuel López Obrador, Arjantin’deki oylama sonrası yalnızca kadınların katılabileceği bir halk oylaması düzenleneceğini ilan etti. Başkanın hem Temsilciler Meclisinde hem de Senatoda çoğunluğa sahip olmasına rağmen kamuoyu yoklamasına gidilmesi ise haylice eleştirildi. Ancak ülkede kürtaj hakkının yasal hale getirilmesi konusundaki bir kamuoyu yoklamasının sonucunun olumlu olacağı neredeyse kesin gibi.
Her halükarda Arjantin’deki yeşil dalga bölgedeki diğer ülkelerde de etki yaratacak büyük bir zafer kazanmış bulunuyor. Demokrasi ve insan hakları mücadelesinin orta yolculukla değil dişe diş kavga etmekle kazanıldığı da kadın hareketi sayesinde bir defa daha kanıtlanmış oluyor.
Evrensel'i Takip Et