Kozmik albay

Fotoğraf: Ali Balıkçı/AA
İlk önce muhalif bir TV kanalında kısa süre göründü. Yeni çıkan kitabı tanıtılıyor gibiydi. FETÖ’cülerin Bülent Arınç’a suikast düzenlediler diye kendilerine kumpas yaptığını fakat aklandıklarını söylüyordu. Sonra birer birer diğer muhalif TV kanallarına da çıkmaya başladı. İddialarını da giderek arttırıyordu. Beraat ettiği bir kumpas davasına ek olarak bazı komutanlarının kendilerine sahip çıkmadığını da söylüyordu artık. Daha sonra iş Kozmik Oda’ya girme ve devletin en gizli belgelerinin düşmanın eline geçmesine geldi. Kendilerinin ölümüne bu bilgi ve belgeleri savunacaklarını ama Başbakan Erdoğan’ın emri ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’ un izni ile Kozmik Oda’ya girildiğini, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel zamanında Kozmik Oda bilgilerinin olduğu hard diskin kopyalanıp düşmana verildiğini söyleyerek genelkurmay başkanlarını suçlamaya kadar geldi. Bir de bir ikisi hariç komutanlarının kendilerine sahip çıkmadığından yakınıyordu.
Mecburen kitabı alıp okuduk.
Okudukça insanın aklına çok sayıda soru geliyor. Ama, bu sorular muhalif TV kanallarının moderatörlerinin aklına gelmiyor anlaşılan.
Kozmik albay, Özel Kuvvetler Komutanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında çalışıyor. 15 yıl Güneydoğu’da ve Kuzey Irak’ta teröristlerle savaştığını söylüyor. Daha sonra Ankara’da dört subay ve iki astsubayın çalıştığı bir büroya atanmış yazdığına göre. Üstelik böylesine kahramanlık dolu bir geçmişten sonra altı kişilik bir büroda masa başında çalıştırılmasından hiç gocunmuyor. Hatta gurur duyuyor. O zaman o büroda o altı kişi ne gibi önemli ve şerefli işler çeviriyor sorusu akla geliyor. Kozmik albay, bizim görevimiz; ülke düşman tarafından işgal edildiğinde mukavemet edecek bir örgütün planlarını yapmak ve güncellemekti gibi şeyler söylüyor. Görev gerçekten bu ise o zaman basit, sıkıcı hatta kızak bir görev. Zaten planlar onlarca senedir mevcut. Mukavemette görev alacak kişiler öldükçe yerine yenilerini koyarsın. O da çok basit bir iş. O kadar da kahramanlık gerektirecek bir iş değil. Örneğin, bu sıkıcı görevden dava nedeniyle albayın kıta görevine tayin edilmesine neden canının sıkıldığını, niye refüze edilmiş gibi hissettiğini anlayamıyorsunuz. Sıkıcı bir masa başı görevden kıtaya gitmek aslında sevinilmesi gereken bir görevlendirme değil midir?
Albay, yakalandıkları gün Bülent Arınç’ı gözetlemediklerini, komutanının verdiği sözlü bir emir gereği bir albayı takip ettiklerini söylüyor. Albayı aylarca takip ediyorlar. Bunun için araba kiralıyorlar. Kimse sormuyor; bir komutan bir albaya böyle bir görevi sözlü olarak verebilir mi, hatta böyle bir görev verebilir mi? Seferberlik Tetkik Kurulunda masa başı bir işle görevli bir subaya, hem de bir albaya niye başka bir albayı takip görevi verilsin? Aylarca bütün işini gücünü bırakıp bir albay ve yarbay birilerini neden takip etsin? Orduda herkes birbirini takip mi ediyor? Takip edilmesi gereken birini neden MİT, polis, ( O zaman hâlâ var mıydı bilmiyorum) askeri istihbarat takip etmiyor da gizli ve sözlü emirle bir albay ve yarbay takip ediyor? Aylarca kiraladıkları aracın parasını kim veriyor? Ceplerinden mi veriyorlar? Ordunun şüpheli personelini takip için ayırdığı bir fonu mu var?
Albay’da sarı basın kartı ne arıyor? Sahte mi? Gerçek ise nasıl verilmiş? Gazetecilik dışında bir işi olanlara bu kartı vermiyorlar. Örneğin bir dergi sahibi olduğum zaman başvurduğumda, aynı zamanda avukat olduğum için bana vermemişlerdi. Bir subaya nasıl sarı basın kartı verdiler? Sahte ise kart, sahtekarlık orduda suç değil mi?
Gelelim bilgilerin düşmana teslimine. Albay’ın iması FETÖ’cüleri bilgileri ABD’ ye verdiği şeklinde. Yani, düşman ABD oluyor.
Oysa biz biliyoruz ki; ismi sık sık değişen ve legal-illegal isimleri olan örgüt ABD-NATO tarafından kuruldu. 1975’e kadar bu örgütte çalışanların maaşını ABD-NATO veriyordu. Bu örgütün binasında ABD’li subaylar çalışıyordu. Zaten sizin sır dediğiniz ve ABD’ye verildiğini söylediğiniz planları onlar yaptı. Bu örgüt, bir NATO örgütü idi. Bütün NATO ülkelerinde kuruldu ve gizli olarak çalıştı. Güya SSCB’nin işgaline karşı mukavemeti örgütleyecekti ama bütün bir altmışlı, yetmişli yıllarda komünist partilere, sol örgütlere, işçi sendikalarına karşı suikastlar düzenledi, kara propaganda yaptı, mafya ve uyuşturucu kaçakçıları ile iş birliği yaptı, Türkiye’de 1963’te Fethullah Gülen gibilere komünizmle mücadele örgütleri kurdurdu, komanda kampları kurarak faşist milisleri eğitti ve örgütledi, yetmişlerde binlerce devrimci genç, aydın, işçi önderi vd.nin öldürülmesini faşist milis güçleriyle birlikte gerçekleştirdi. Başbakan Ecevit’e suikast düzenledi, 1 Mayıs 1977 Katliamı’nı düzenledi, Maraş, Çorum, Malatya Katliamlarını organize etti… Daha sayalım mı? Siz hangi düşmandan söz ediyorsunuz?
O bilgilerin düşmanın eline geçmesi, halkın eline geçmesi demektir.
Belki de ABD; düşmanın eline, halkın eline geçmesini önlemek için öyle bir operasyon yaptı. Soru çok. Ama soracak maalesef o TV kanallarında yok.
Evrensel'i Takip Et