15 Ocak 2021 23:56

İşçiler ve kamu emekçileri ‘ek zam’ ve ‘TİS’lerin yenilenmesi’ni istiyor

İzmir | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

2021, zam yağmuru ve emekçilerin ağırlaşan geçim koşullarına tepkilerinin ifadesi olan taleplerin öne çıkmasıyla geldi.

* 2020’ye gelen aylarda emekçilerin başlıca kullandığı mallara gelen zamların bir tsunamiye dönüşmesi,

* TÜİK’in 2019 yıl enflasyonunu 14.6 olarak açıklaması,

* Emeklilerin ve kamu emekçilerinin maaşlarına TÜİK enflasyonu oranında zam yapılması,

* Asgari ücrete yapılan yüzde 21’lik zammın emekçilerin yaşamlarında anlamlı bir rahatlama sağlamaması,

* Yeni yılla elektrik, doğal gaz, akaryakıt, otoyol ve köprüler başta olmak üzere ulaşıma yapılan zamlardan zammın emekçinin eline geçmeden erimeye başlaması karşısında emek cephesinden “ek zam” ve “TİS’lerin yenilenmesi” talepleri de yükseldi.

TÜİK’in enflasyon rakamını açıklamasına bağlı olarak kamu emekçilerine ve emeklilerin maşlarına yapılacak zammın yüzde 7.36 ve 8.37 olarak açıklanması karşısında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, ‘Toplu sözleşmenin derhal yenilenmesi” çağrısı yaptı.

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de; 2019’da gündeme getirdiği, “ek zam” çağrısını yenileyerek, “ek zam” talebi yanında emekçilerin yaşamını kolaylaştıracak taleplere dikkat çekti.

‘EK ZAM’ VE ‘TİS’LERİN YENİLENMESİ’ ACİL VE ÖNEMLİ TALEPLERDİR

Hiç kuşkusuz ki, pandemi koşullarını da istismar ederek sermaye ve iktidarının ekonomik krizin ve pandeminin yıkımının faturasını işçi sınıfı ve emekçilere çıkaran politikaları karşısında “ek zam” ve “Önceki yılarda bağıtlanan TİS’lerin yenilenmesi” talepleri, hiçbir tartışmaya gerek bırakmayacak ölçüde acil ve önemli bir taleptir.

Çünkü; TÜİK’in enflasyonu ile çarşı-pazardaki enflasyonun arasındaki büyük fark, her vatandaşın yaşayarak gördüğü bir gerçektir.

Nitekim çarşı-pazarda tutulan mikrofonlara konuşanlar ve gazetemize gelen işçi-emekçi mektuplarında emekçiler, TÜİK’in enflasyonunu alaya alıyor, kendilerini hissettiği enflasyonun en az yüzde 40-50 olduğunu belirtiyorlar.

TÜİK enflasyonuna inanmayanlar sadece vatandaşlar da değil.

Saygın bilim insanlarının oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) hesaplarına göre, 2019 yıllık enflasyonu ise çarşı pazarda vatandaşın hissettiği enflasyona yakındır: Yüzde 36.72!

Bu da iktidarın, sadece enflasyonu düşük tutarak, ücret ve maaşla geçinenlerden yüzde 22’lik bir “ek vergi” alması demektir!

Bu, ücret ve maaşla geçinen emekçilerin bir yıl öncesine göre yüzde 22 yoksullaştırılmasıdır!

Bu yüzden de “ek zam talebi” ve “TİS’lerin yenilenmesi talebi” son derece önemli ve acil bir taleptir.

ASIL SORUN TİS’LERİN ENFLASYONA BAĞLI OLMASIDIR

Ancak TİS sorunu, “TİS’lerin yenilenmesi” ötesinde ayrıca önemlidir.

Çünkü uzunca bir zamandan beri patronlar ve iktidarı, TİS’leri TÜİK’in enflasyon hesabına bağlamış, sendikalara da bunu kabul ettirmiştir.

Kamu emekçileri sendikalarında bu durum, “yüzde x+enflasyon farkı” gibi bir formüle bağlanarak açıkça, enflasyonun üstene çıkmayı “İlkesel olarak da reddeden bir zam” yaklaşımı gelenekselleştirilmiştir.

İşçi sendikalarının yaptığı sözleşmelerde de enflasyonun birkaç puan üstüne çıkıldığında sendikacılar “zafer” çığlıkları atarak TİS’lerin altına imza atmaktadır. (*)

Burada sözü edilen enflasyon TÜİK enflasyonu olduğu için; TİS’ler işçinin, kamu emekçisinin altında ezdirildiği sözleşmeler olurken aynı zamanda TİS’i gerçek anlamda, işçiyle patronun kendi güçlerini ortaya koyarak “özgürce” pazarlık yapmalarını fiilen ortadan kaldırmaktadır.

Bu da gerçekte sendikaların tamamen gereksiz hale getirilmesinin yolunu da açmaktadır.

Kısacası, işçiler, emekçilere yapılacak ücret ve maaş zamlarının enflasyona bağlanmış olması, TİS’lerin dolayısıyla işçilerin, emekçilerin enflasyona ezdirilmesinin başlıca nedenidir. Ve bu durum değişmedikçe TİS’lerin işçilerin, kamu emekçilerinin yaşama ve çalışma koşullarını iyileştirmesinin bir mekanizması olması beklenemezdir.

2021 TİS’LERİ, ÜCRET VE MAAŞLARA, ‘İNSANCA YAŞANACAK BİR ZAM’ YILI OLMALI!

2021 yılı;

* 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin,

* 150 bin dolayındaki metal işçisinin (Ki Türkiye’nin en önemli TİS’idir),

* Taşerondan belediye firmalarına geçirilen ve üç yıldır TİS yapamayan on binlerce belediye işçisinin TİS yılıdır.

Bu yüzden 2021, örneğin 2020’ye göre, önemli bir TİS yılıdır.

Yukarıdan beri söylenenler dikkate alındığında bu TİS yılında en önemli sorun, TİS’lerin enflasyona bağlı olmaktan çıkarılmasıdır. Aksi halde son yıllarda olduğu gibi TİS’ler bir kez daha işçinin, emekçinin TÜİK enflasyonunun altında ezdirilmesinin yılı olacaktır!

Bu yüzden de sendikalar TİS öncesinde çıtayı “İşçinin, kamu emekçisinin insanca yaşayacağı bir zam” çizgisine getirmek durumundadırlar. Sendikalar ve emekçiler; bu TİS sürecini böyle değerlendirdikleri ölçüde, gerçek bir TİS yapma çizgisine yaklaşmış olacaklardır.

Tabii bu girişim;

* İşçinin, kamu emekçisinin “İnsanca yaşayacakları zam”ın rakamsal karşılığı miktarın emekçilerin aralarında tartışmaya açarak belirledikleri,

* Bu tartışma içinde emekçileri bu taleplerinin arkasında birleştirecek biçimde örgütlemeyi sağladıkları ölçüde başarılı olacaktır.

2021’de işçilerin, emekçilerin “İnsanca yaşayacakları zamlar” elde etmesinin yolu buradan geçmektedir.

(*) Eğer sendikacılar bu TİS’e imza atmak istemezse, grevler yasaklanıp, TİS Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) taşınarak bağıtlanmaktadır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa