17 Ocak 2021 22:07

Tokyo 2020: “Ne pahasına olursa olsun”

Tokyo Olimpiyat Stadı

Fotoğraf: Arne Müseler/Wikimedia Commons (CC-BY-SA 3.0 de)

Paylaş

2020 Tokyo Yaz Olimpiyatları’nın 2021 yazında gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsizliğini koruyor. Geçtiğimiz hafta Başbakan Yoşihide Suga önemli bir artış gösteren Covid-19 vakaları sebebiyle Tokyo ve çevresinde olağanüstü hal ilan etti. Bu gelişme sonrası yeniden yüksek sesle dile getirilen kaygılar oyunların geleceğinin tehlikede olduğuna işaret ediyor.

2020 Tokyo’nun bir kez daha ertelenme şansı yok. Bunu hem IOC Başkanı Thomas Bach hem de Japon yetkililer açıkça dile getirdi. Dolayısıyla oyunlar ya bu yaz gerçekleşecek ya da tıpkı 1940 Tokyo gibi iptal edilecek.

Hatırlatalım, yaklaşık bir yıl önce Covid-19’la tanıştığımız günlerde IOC ve Japon yetkililer “Şovun devam etmesi” yönlü ajandalarıyla haddinden fazla iyimser açıklamalar yapıyordu. Bu pembe tabloların darmadağın olması, cesur demeçlerin tarihe karışması bir hafta bile sürmedi. Ancak bu kez IOC-Japonya hükümeti direnişinin daha çetin olması bekleniyor. Bu “çetin direniş”in spor aşkıyla bir ilgisi yok elbette. Kaygılar tamamen ekonomik ve siyasi.

Japonya, 2020 Tokyo için milyarlarca dolarlık kamu kaynağını çarçur etti. 2013’te adaylık açıklanırken 7.3 milyar dolar olan tahmini maliyet, resmi hesaplarda 15.4 milyar dolara yükselmiş durumda. Japonya Ulusal Denetim Kurulunun geçmiş hesaplamaları ise gerçek maliyetin 25 milyar doları bulacağına işaret ediyordu. 2020 yazındaki ertelemenin 2.8 milyar dolarlık bir yükü oldu. Harcamaların sadece 5.6 milyar doları özel sektöre ait, geri kalanı halkın cebinden çıkıyor.

Oxford Üniversitesinin 2020 eylül ayında yayımladığı rapora göre 1960 Roma’dan bu yana tüm olimpiyatlar bütçelerini ortalama yüzde 172 oranında aşıyor. Bir başka deyişle “olimpiyat” adı altında kamuyu dolandırmak olimpik bir ata sporuna dönüşmüş durumda. Ancak Tokyo bütçesindeki artış bunun da ötesinde ve şimdi tüm bu harcamaların “boşuna” yapılmış olması riski var.

Olimpiyatların yapılamaması IOC ve bünyesindeki pek çok federasyon için de kritik. IOC’nin gelirlerinin yüzde 73’ü olimpiyatların televizyon haklarının satışından geliyor. ABD’li NBC kanalının ödeyeceği 1 milyar doları aşan para, dört yıllık olimpiyat sürecindeki toplam IOC gelirinin yüzde 40’ına denk. Bu gelirin ortadan kaybolması pek çoğu tabela federasyon konumunda olan IOC bünyesindeki uluslararası federasyonların da iflas bayrağını çekmesi demek.

İşin siyasi boyutunda ise Japonya ile Çin arasındaki bölgesel rekabet var. Tokyo’dan sonraki ilk olimpiyat 2022 Pekin Kış Oyunları. Tokyo 2020 iptal edilirse ve Pekin 2022 Covid-19 sonrası ilk olimpiyatlar olursa bunun ciddi bir propaganda yenilgisi olacağı kaygısı hakim.

Bu yüzden bir yandan Tokyo Valisi Yuriko Koike, “Tokyo 2020, tüm insanlığın virüsü mağlup ettiğinin sembolü olacak” gibi abartılı iddialarda bulunurken diğer yandan Olimpiyat Bakanı Seiko Haşimoto Tokyo Oyunları’nın “Ne pahasına olursa olsun” gerçekleştirileceğini söylüyor.

Çaresizliğin ne büyük hatalar yaptırabildiğini düşünürsek “Ne pahasına olursa olsun”un ne kadar korkutucu bir söylem olduğunu anlayabiliriz. Olimpiyat çalışmalarıyla tanınan, daha önce Evrensel’e de röportaj veren ABD’li Akademisyen Jules Boykoff, Time’a şunları söylüyor: “2021’de Tokyo Olimpiyatları’nı hayata geçirmeye uğraşmak gerçekten bir ölüm kalım meselesi. İnsanlık için asli bir hizmeti yerine getirmeyen, hiçbir zorunluluğu olmayan bir spor olayından bahsediyoruz ve buna kamu sağlığını dahil ederseniz hesaplar bir anda karışabilir.”

Evet, kağıt üzerinde hiçbir zorunluluğu olmayan ticari bir spor faaliyeti ama o meşhur Olimpiyat ekonomisi tüm müsrifliği ve görgüsüzlüğüyle hadiseyi Covid-19’un da ötesinde bir “ölüm-kalım meselesi”ne dönüştürmüş durumda. Tabii bu hissiyatın, projenin “ağa”larına has olduğunu söylemek lazım. Çin’le rekabet de çarçur edilen kamu kaynakları da IOC’nin memnun edilmesi de onların çıkarını temsil ediyor. “Halk ne diyor” sorusunun yanıtı ise açık. Geçtiğimiz günlerde Japon haber ajansı Kyodo ve televizyon kanalı TBS’nin gerçekleştirdiği anketlere göre halkın yüzde 80’den fazlası oyunların iptal edilmesini veya ertelenmesini istiyor ya da gerçekleştirilmeyeceğini düşünüyor. Bir ay öncesine göre “Sizce olimpiyat düzenlenmeli mi” sorusuna verilen negatif yanıtlarda yüzde 20’ye varan artış var.

Hal böyleyken Tokyo 2020 ısrarı, olimpiyatların, sporla alakasız biçimde hangi politik ve ekonomik kaygıların esiri olduğunu ortaya koyuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa