19 Ocak 2021 23:35

AİHM ve bağımsız yargı

Fotoğraf: MA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum neden AİHM kararlarına uyulmaması gerektiği üzerine bir makale yazmış.

Özetle ve mealen AİHM ve AYM, Yargıtay ve Danıştay gibi bir temyiz mahkemesi, üst mahkeme değildir diyor. Doğru. Zaten kimse de bunu iddia etmiyor. Ama, Uçum buradan yola çıkarak, AİHM bir üst mahkeme olmadığına göre mahkemelerimizin AİHM ve AYM kararlarına uyma zorunluluğu yoktur diyor.

Bu arada uzun uzun bağımsızlık, yerlilik anlatımlarına başvurmuş. AİHS’de iç hukuk kurallarına üstün değildir diyor. Bizim mahkemelerimiz ve kanunlarımız üstünde bir yasal düzenleme ve mahkeme olamaz, böyle olduğu iddia edilirse bağımsızlıktan söz edilemez falan diyor.

Bağımsızlık konusunda tabii hamaset yapılarak bazı gerçekler gizleniyor.  Bir de AİHM ve yargısı konusunda bağımsızlık edebiyatı yapılırken, dünyanın kamudan en fazla ihale alan beş şirketi ile yapılan sözleşmelerde yetkili mahkemelerin yabancı mahkemeler olduğu gerçeği görülmüyor. Ticarette yabancı mahkeme bağımsızlığa halel getirmiyor; temel insan haklarının uluslararası koruması bağımsızlığımızı ortadan kaldırıyor.

Birinci olarak, Anayasa’nın 90. maddesi şöyle diyor:

“Türkiye Cumhuriyeti adına Yabancı Devletlerle ve Milletlerarası Kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır…

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”

Anayasa’ya bu hükmü yabancılar koymadı herhalde? TBMM koydu. Silah zoruyla da değil, özgür iradesi ile.

İkinci olarak, AİHM ve AYM’ye T.C. vatandaşları her konu hakkında başvuru yapamıyor. Yani, bu mahkemelere bir üst mahkeme, temyiz mahkemesi gibi başvurulmuyor. Temel insan hak ve özgürlüklerinden bir ya da birkaçının ihlal edildiği iddiası ile gidilebiliyor. Temel insan hakları BM ve AİHS ile güvenceye alınmış. T.C. de bu sözleşmelere imza atmış ve bu imzalar neticesinde BM ve Avrupa Konseyine katılmış. Uçum ve AKP iktidarı isterse (Tabii TBMM’de bu konuda yeterli çoğunluğu da sağlayabilirse) bu sözleşmelerden imzasını geri çekebilir ve BM ve AK’den ayrılır. Tam bağımsız olur. Rahat rahat da vatandaşlarının temel insan haklarını ihlal edebilir. İşkence, kötü muamele yasağına uymayabilir, gösteri ve toplanma özgürlükleri ve ifade, basın özgürlüklerini bağımsız ve yerli bir hükümet olarak yasaklayabilir.

Ama, bunu yapmıyorsa ya da şimdilik yapamıyorsa AİHM ve AYM kararlarına uymak zorundadır. Her konuda, Anayasa’yı ve yasaları zaten ihlal ediyoruz, takmıyoruz, bunu da takmayız deniliyorsa; bunun bir yaptırımı olur.

AKP Hükümetinin kendince güvencesi bizim gibi büyük bir pazarı ve stratejik konumdaki bir ülkeden kolay vazgeçemezler.  Evet vazgeçemezler. Vazgeçemiyorlar. Onun için imzaladığınız sözleşmeleri ve insan haklarını sürekli ihlal etmenize rağmen seslerini fazla yükseltmiyorlar. Ama, dünya liginde Saddam Irak’ı seviyesine düştünüz.  Daha da düşeceğiniz bir seviye yok. Onun altı aşiret “devletleri!”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa