‘Oyun ve Internet bağımlılığı’ korkuluğu yine görevinin başında

Fotoğraf: Sergey Galyonkin/Wikimedia Commons(CC BY-SA 2.0)
Geçen hafta cumartesi günü New York Times (NYT) pandemide çocukların ekran başında geçirdiği zamanın artmasının ebeveynler ve araştırmacıları alarm durumuna geçirdiğini iddia eden bir haber yayımladı. Haber NYT’nin Pulitzerli Muhabiri ve Yazar Matt Ritchell’e aitti. Ailelerden anekdotlar ve uzman görüşleri ile desteklenen haber, çocukların pandemi nedeni ile ekran önünde geçirdiği sürenin arttığına ve bunun artmasının ne kadar tehlikeli olduğuna değiniyordu. Oyunlara dair tartışmalarda bulanık suda balık avlamaya çalışanlar çoğunlukta olmasaydı “Böyle bir haberin ne sıkıntısı olabilir ki? Saygın bir yayında, ödüllü bir gazeteci, uzman görüşleriyle bir meseleyi tartışıyor işte” deyip geçebilir, hatta kurumun, muhabirin ve uzmanların saygınlıklarına güvenip haberin yazarının tezlerini çok da zorlanmadan benimseyebilirdik. Ancak hem oyunlara dair bilimsel çalışmaların ve tartışmaların birbiri ile çeliştiği, karşılıklı birbirlerini yalanladığı hem de oyunlara dair pek bir fikri olmayanların dahi oyunlar üzerinden keyfince teoriler ürettiği bir dönemdeyiz. Bu durum tartışmalara, iddialara ve sunulan kanıtlara daha yakından bakmayı alanla az çok ilgilenenler için de çocuklarının ekran başında geçirdiği zaman ile ilgili karar vermesi gereken ebeveynler için de zorunlu kılıyor.
Ritchell, haftada 40 saati bulan “ekran önü eğlencesi” yüzünden 14 yaşındaki çocuğuyla tartışırken “Bir baba olarak yetersiz kaldım” diyen ebeveyn anekdotu ile haberine başlıyor. We Are Social’ın 2020 başındaki raporuna göre sadece sosyal medyada geçirilen günlük zamanın dünya ortalaması 2 saat 24 dakika, Türkiye ortalaması 2 saat 51 dakika idi. Bunların salgın ve eve kapanma öncesi sayılar olduğunu aklınızda tutun. Pandeminin getirdiği zorunluluklar altında pek çok gencin şu anki asli sosyalleşme kanalı haline gelen sosyal medya, oyunlar vb. etkinliklere 14 yaşında bir gencin haftada 40 saat ayırması mı yoksa ebeveyninin anekdotta aktarılan tepkisi mi abartı karar sizin.
Haber girişteki abartılı anekdotun ardından Stanford Üniversitesinden “Bağımlılık Uzmanı” ve “Obama’nın Eski Uyuşturucu Danışmanı” Keith Humpreys’ten bir görüşle devam ediyor. Humpreys gençlerin “Normal etkileşimlerde ödül olmadığı için dikkatlerini korumalarının zor olacağını” iddia ediyor. Öncelikle şu bağımlılık meselesine bakalım. Gerek Internet gerekse de oyun bağımlılığı epey tartışmalı başlıklar ve epeyce de karşıt görüş var. Üstelik bu bağımlılıkların bir medikal durum olarak varlıklarını kabul edenler bile bağımlı olarak nitelenebileceklerin çok küçük bir sayıda olduğunu söylüyor. Bu durumda neden görüşün bir bağımlılık uzmanından alındığı sorusu gündeme geliyor. Akla ilk gelen yanıt bağımlılık paranoyasının çok satan olması. “Bağımlılık uzmanı”nın görüşünün ardından Michigan Üniversitesinden bir pediatri uzmanının pişmanlığını dinliyoruz: Çocukların bu kadar uzun süre evde kapalı kalacağını bilsem ebeveynlere "Uzun ekran zamanları ile ilgili pişmanlık duymayın" demezdim. Wi-Fi’yi kapatmalarını önerirdim. Yazarımızın kafası ekran önünde geçirilen zamanın kötü olduğu konusunda ya da bu yaklaşımın “satacağı” konusunda net, fikrini destekleyecekleri bulup görüş alıyor.
Bu görüşlerin ardından Ritchell’in muhteşem kanıtı geliyor: Roblox. “Roblox ABD’de özellikle 9-12 yaş arası çocuklarda yaygın” cümlesi “Roblox 2020’nin ilk 9 ayında bir önceki yıla göre yüzde 81 artış ile günlük 31.1 milyon ortalama kullanıcıya ulaştı” cümlesinin ara notu haline geliyor. Ama 9-12 yaş arasında ABD’de ne kadar popüler, gerçekten popüler mi? Kaynak yok. Google’a soruyoruz, bunun “ABD’de 9-12 yaş arası çocukların üçte ikisinin Roblox oynadığını” iddia eden bir Roblox açıklamasından olduğunu söylüyor. Ritchell “31.1 milyon” sayısına eşlik eden “ortalama 2.6 saat oynama süresi” verisini de -süre gözüne pek uzun gözükmediğinden olsa gerek- görmezden gelmeyi tercih etmiş. Haber aynı tonda anekdotlar ve uzman görüşleri ile ekran başında geçirilen zamanı suçlu olarak gösterirken araya itirafını da sıkıştırıyor: Araştırmalar sadece arada bir bağlantı gösteriyor, sebep-sonuç ilişkisi değil.
Oyunlar ve Internet kullanımı epeydir medikal olarak da akademik olarak da bir hayli tartışmalı bir alan. Bu alanlarda yapılan çalışmaların sonuçları çoğunlukla birbiri ile çelişir halde. Hal böyle iken elde -ister bir gazete haberi olarak isterse de başka şekillerde- pazarlanabilir bir oyun ve ekran önü zamanı korkuluğu var. Ve bu korkuluk çeşitli şekillerde ebeveynlere “saygın yayın organlarındaki Pulitzerlilerce” bile sallanıyor. Korkuluklara kanmayıp eldeki verilerin ne dediğine bakmak gerek.
Evrensel'i Takip Et