22 Ocak 2021 23:48

Bakan, ‘siparişle tutuklama olmaz’ demişken…

Süleyman Soylu (solda) ve Abdülhamit Gül

Süleyman Soylu (solda) ve Abdülhamit Gül | Fotoğraflar:DHA

Paylaş

Günlerdir sosyal medya üzerinden birilerinin gözaltına alınmasını, tutuklanmasını isteyen bir bakan ile “Siparişle tutuklama olmaz. Türkiye bir hukuk devleti. Kanunlar, kurallara göre hukuk işler” diyen bir adalet bakanı konuşuluyor.

Adalet Bakanı Gül doğru söylüyor. Siparişle tutuklama olmamalı… Ancak gerçeğin bu olmadığını da en iyi o biliyor.

Sipariş üzerine tutuklama deyince hemen akla AİHM kararına rağmen hâlâ serbest bırakılmayan HDP Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş geliyor… Önceki gün Avrupa Parlamentosundan bir kez daha Demirtaş ve Kavala’nın serbest bırakılması istendi.

Genel kanaat o ki, başta Demirtaş ve Kavala olmak üzere binlerce suçsuz insan sırf muhalif olduğundan dolayı sipariş üzerine tutuklanmıştır. Demirtaş, Kavala ve yüzlerce siyasi tutsak Saray siparişi üzerine tutuklandı ve AİHM kararına rağmen siparişçilerin direncinden dolayı hâlâ hapisteler.

Sahi tahliye edildikleri gün yeniden verilen tutuklama kararları sipariş üzerine olmamış mıydı?

Tahliyeler de tutuklamalar da sipariş üzerine olmuyor mu bu devirde?

Saymaya kalksak içinden çıkılamaz ama Sayın Bakan için birkaçını örnek vermekle yetinelim.

Papaz Brunson tahliyesi mesela… Trump isteyince gereği yapılan bir sipariş değil miydi?

Hukuksuzca tutuklanmış Gazeteci Deniz Yücel’in tahliyesi de siparişle olmuştu. Yücel’in, Merkel’in siparişi üzerine bırakıldığını, uçağa bindirilip gönderildiğini bilmeyen var mı?

Şöyle bir dönüp bakalım, son yıllarda hangi soruşturma sipariş üzerine başlatılmadı! Hangi dava direktiflerle, yönlendirmelerle, hedef gösterilmesi sonucunda gerçekleşmedi! Hangi tahliye, hangi ceza siparişle olmadı!

Adalet Bakanı Gül, İçişleri Bakanı Soylu ile yeni kabine hesaplarından, gündemde kalma çabalarından ve başkaca hesaplardan dolayı birbirlerine laf çakarken aslında Türkiye’deki hukuk düzeni gerçeğini açık ve net bir biçimde gözler önüne serdiler. Hukuksuzluğun diz boyu olduğunu sergilediler.

Zira on binlerce hakaret soruşturması ve davası sipariş üzerine açılmış durumda. Hapishaneler sözlerinden, düşüncelerinden dolayı tutuklu yargılananlarla dolup taşıyor.

Sarayın siparişlerine yetişemeyen bir yargı yaratıldı ve savcılar hakimler birilerinin iki dudağı arasında çıkan söze bakar hale getirildiler. Soruşturmaya yer olmadığı kararları da, tutuklamalar da, cezalar da sipariş üzerine verilir oldu.

AKP Genel Başkanı olan ancak aynı zamanda Cumhurbaşkanı sıfatı bulunan Erdoğan, parti başkanı sıfatı ile başta Ana muhalefet Başkanı Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm politikacılara yönelik olarak ağzına geleni söylerken, iki laf edenin cumhurbaşkanına hakaretten evi basılarak göz altına alınması, tutuklanması, yargılanması yarattığınız “Sipariş üzerine kurulu hukuk düzeni”nin sonucu değilse nedir?

Yasama yürütme ve yargının gasbedildiği bir düzen hukuksuzluktan başka ne üretebilir ki! Ve tüm yetkilerin tek elde, tek adamda toplandığı bir ülkede hangi dava sipariş üzerine açılmaz, hangi ceza veya tahliye sipariş üzerine olmaz ve hangi savcı ve hakim bağımsız davranabilir ki!

Hakim ve savcıların atandığı, Saray’a kabul edildiği, atamaların, terfilerin, taltif ve tasnifin bir merkezden yapıldığı bir sitemde hangi dava bağımsız yargının elinde kalır ve adil kararlarla sonuçlanabilir ki! Ve sipariş dışı davranmaya kalkan hangi siparişten nasibini alır acaba!

Sonra HDP’li tutuklu milletvekillerinin durumu… Figen Üstündağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel… Onlarca eski ve yeni vekil… Gasbedilen belediyeler, tutuklamalar, atanan kayyumlar, hangi gelişme sipariş üzerine işletilmedi ki! En son olarak düzenlenen Kobanê iddianamesi, o kes yapıştır iddianame tamamen sipariş üzerine kurulmadı mı? Dönemin tüm HDP MYK üyelerinin tutuklanması bir yerlerden istendi diye iki bakanın başında bulunduğu güvenlik ve yargı gücüyle yerine getirilmedi mi? Beyza Üstün, Bircan Yorulmaz, Dilek Yağlı, Alp Altınörs, Günay Kubilay ve diğer siyasetçiler tutuklandılar, hâlâ hapisteler. Bu kararlar siparişten bağımsız düşünülebilir mi?

Devam edelim mi!

Can Dündar davası siparişle yeniden açılmadı mı? Dündar’ın evine, varlıklarına el konulması, casusluktan cezalandırılması nasıl oldu? Bağımsız yargı mı dosyayı yeniden açıp verdi bu kararları?

Tüm bunlar devriiktidarınızdaki siparişler üzerine ve bakanlığınız süresinde olmadı mı?

Hangi birini soralım! Ahmet Altan tahliye olduktan sonra yeniden hangi sipariş üzerine tutuklandı ve hâlâ cezaevinde tutuluyor! Tutuklu gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, öğrenciler…

Boğaziçi Üniversitesine kayyum atanması da sipariş üzerine, karşı çıkan, demokratik haklarını kullanan öğrencilerin evlerinin kapıları kırılarak baskına uğramaları da sipariş üzerine Sayın Bakan!

Doğrusu son günlerin konuşulan iki bakanı olarak insan hanginizin daha az günahsız olduğuna karar veremiyor!

Biriniz daha aktif biriniz daha edilgin olsanız da sipariş düzeninin meyvelerisiniz sizler de. Bir sipariş düzeni kurdunuz ve o düzenin içinde yaşıyorsunuz sayın bakanlar…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa