Kar yağdı
YALANCI YAZ
Kış ortası. Hava günlük güneşlik. Ne yağmur, ne kar. Yıkımların tozu toprağı savruluyorken. Soluk aldırmayan yalancı bir yazın ortasında.
KAR YAĞDI
Kar yağdı. Akan kanın pasını silecek mi, yangınların külünü örterek. Aklığıyla. Ezilip gitmeden. Eriyerek ayaklar altında.
KAR AYDINLIĞI
Diri bir aydınlıkla yağdı kar. Örterek geceyi. Karanlığı uzaklaştıran aklığıyla. Sabah aydınlığıyla. Geçip gitse de güneş açtığında.
AĞIR YÜK
“Alta düştüm diye yerinme, üste çıktım diye sevinme!” demiş eskiler. Artık üstteki sürekli bastırıyor. Ağzı kulaklarında. Alttaki yüzükoyun yere yapışmış. Ne kulaklarını dikebiliyor, ne ağzını açabiliyor. Üstündeki yükten.
İŞİN BAŞI
Düşüncenin özgür olduğu her yerde yaşam da özgürdür. Çünkü her şey kafada başlar, kafada biter. İşin başı budur. Bu olmalıdır.
KIPIRTI
Bir yaprak kıpırdadığında bir yapraktan ötekine. Bir ağaç eğilir. Bir ağaçtan ötekine. Rüzgar olur. Sarar ormanı. Uğultusu yağacak yağmurun.
UĞULTU
Bitmeyen bir uğultu, klakson seslerini, fren gıcırtılarını bastıran siren sesiyle. Dönüp duruyor. Kentin ortasında. Kalabalıkla iç içe. Kulak paralayan. Durmadan.
Evrensel'i Takip Et