Çocuğunu kaybetmek anlatılmaz, yaşanır: Gökhan’ım nerede?
Gökhan Güneş | Fotoğraf: MA
İstanbul’da sokak ortasında, elektrik işçisi bir genç, kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldı. Tokat doğumlu Gökhan Güneş 23 yaşında. Ailesi, ESP’li mücadele arkadaşları hafta boyunca onu aradı. Gökhan’ın kaybolduğu yerde kamera görüntülerine ulaşan aile, bunu emniyet yetkililerine ulaştırdı, suç duyurusunda bulundu.
Bu yazı kaleme alındığında (dün) Gökhan’dan hâlâ haber yoktu. Annesi Nazife Güneş’i aradım. Onun da rızasını alarak bugünkü köşe yazımı Nazife anneye bırakıyorum:
***
“Oğlum elektrik işçisidir. Başakşehir’de şantiyede çalışıyordu. Biz İkitelli’de oturuyoruz. Normalde her sabah 7.15’te evde çıkıyor. O gün (çarşamba) hastane işleri vardı. Saat 10.00’da Gökhan’la telefonla konuştum. ‘Doktor gelmedi, muayene olamadım daha’ dedi. Sonra ilaçlarını almış eve gelmiş. Önce börekçiye sonra da otobüs durağına gitmiş. Akbilde HES kodu olmayınca otobüse almamışlar. Yeni kart ve HES kodu almış.
Gökhan, 79 FY (Yenibosna-Fenertepe) hattındaki otobüse binmek için saat 11.08’de durağa gitmiş. Esnaftan görüntüleri aldık. Birinci otobüse binemeyince ikinci otobüse biniyor. Saat 12.17’de nişanlısı ile ve iş arkadaşıyla konuşuyor. Ben 12.14’te aradım ama ulaşamadım. Nişanlısı bana merak etmememi, otobüse bindiğini söyledi. İş arkadaşına da ‘Geliyorum, öğlen yemeğine yetişirim’ diyor. Sonra bağlantı kesiliyor. O bölgedeki esnafın kameralarına baktık: Çocuğum elleri cebinde durağa gidiyor. Bize karakoldan ‘Bunları CD yapın öyle getirin’ dediler. Biz de CD yapıp götürdük. Görüntüleri veren esnafa sonradan baskı yapıldığını öğrendik.
Durakta 5-6 kişi çocuğu arabaya bindiriyorlar. Araçlardan biri Nissan marka, diğeri doblo tarzı. Bizim kimseyle kan davamız yok, namus davamız yok, düşmanımız yok. Kimseye borcumuz, zenginliğimiz de yok. Kim kaçırır ki çocuğumuzu?
Biz Tokatlıyız. Almus’un Kızıldere köyünden. Sene 2008’di, memleketi bırakıp İstanbul’a geldik. Ekonomik nedenlerden, geçim sıkıntısından. Gökhan’ım da Tokat doğumlu. Onları kırsalda, yokluk içinde büyüttüm. Çocuklarım hep yatılı okulda okudu. Ben çocuklarımı toprağın içinde büyüttüm. İstanbul’a biraz rahat etsinler diye geldik. Eşim inşaatlarda, hurda işinde çalıştı. Sonra temizlik işçisi oldu. Ben fabrika işçisiyim. Bir kızım temizlik işinde çalışıyor. Diğer kızım da işçi. Biz işçi ailesiyiz. Hepimiz emekçi insanlarız. Şantiyede soğuklarda, buzun karın içinde çalışırdı Gökhan. Bir çocuğum 7 ay önce can verdi, bunu kaybetmek istemiyorum. (Nazife Güneş burada gözyaşlarını tutamıyor).
Adalet varsa bana yardım etsinler. Devletin kolu uzun, bana nerede olduğunu söylesinler. Nasıl kaçırdılarsa öyle getirsinler. Çocuğunu kaybetmek anlatılmaz. Yaşanır. Bunu ancak yaşayan anneler bilir. Ben onları çok zor büyüttüm. Emekçi anneyim, dişimle tırnağımla büyüttüm. Bütün bunlar niye oluyor?
Daha önce sivil polisler konuşmak için çağırmışlar. ‘Annem üzülür’ diye bana söylemedi, arkadaşlarına söylemiş. En son bir buçuk ay önce böyle bir olay olmuş. Gökhan’ım sosyal medya paylaşımları nedeniyle 2018’de cezaevi yattı. Silivri cezaevinde 8 ay. Bir davasından da beraat etti. Araması varsa en azından bir bilgi versinler. Cezası varsa yatsın, ona da razıyım, yeter ki bilgi versinler. Gökhan nerede; milletvekillerine, Cumhurbaşkanlığına, TBMM’ye, herkese soruyorum. Bir an önce bulunsun, haberi ulaşsın, sesini duymak istiyorum.
Şu ana kadar devletten kimse aramadı! Emniyet Müdürlüğü önüne gittik. ‘Gökhan Güneş’i mi arıyorsunuz’ diye sordular. ‘Çocuğumu arıyorum’ dedim. ‘Burada toplanmaya izin yok, bir şey yaptırmayız’ dediler. ‘Bir şey yapmıyoruz sadece Gökhan’ı arıyorum’ dedim.
Ben 52 yaşında bir anneyim. Hiçbir şeyde gözüm yok. Bugüne kadar zengin olmadım, bundan sonra da olmam. Çocuğumu bana versinler. Herkes benim sesim olsun. Anne olanlar benim sesim olsunlar. Yarın onların çocuğunun da başına gelebilir. Çocuklar kaybedilmesin. Bütün anneler sesim olsun.”
***
Bu yazıyı okuduğunuzda umarım Gökhan sağ salim ailesine kavuşmuş olur.
Sokak ortasında kaçırılan bir gençten haber alamadığımız her dakika; aile için zulüm, toplum için kaybedilme tehdidi, muhalefete gözdağı, anneler içinse büyük bir travmadır. Cumartesi Anneleri’ne bir annenin dahi eklenmesine tahammülümüz yok!
- Deprem illerinde işçiler ve patronlar 21 Mart 2023 04:52
- Beyaz Toros’lar ve onu üreten işçiler 07 Mart 2023 04:52
- Kapitalist yağma düzeniyle hesaplaşmadan bu enkaz kalkmaz 28 Şubat 2023 04:18
- Domuz damı 21 Şubat 2023 04:39
- ‘Asrın felaketi’ ve acil ihtiyaç listesi 14 Şubat 2023 04:33
- Dipten gelen dalga 31 Ocak 2023 04:40
- Bir mitingden ötesi 17 Ocak 2023 05:06
- İBB’ye kuşatma, siyasete vesayet: Ne yapmalı, ne yapmamalı? 03 Ocak 2023 04:45
- Siyaset ve sendikalar 27 Aralık 2022 04:24
- Denizlerden Erdallara yürüdüğümüz bir yol var bizim 13 Aralık 2022 04:34
- Vizyon ve emekçi ittifakı 06 Aralık 2022 04:31
- Gençlik ve umudu kesilen ülke 29 Kasım 2022 04:28