Kral Trump

Fotoğraf: @BNONews/Twitter
Donald Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesinden sonra özellikle iki olay öne çıktı. Bunlardan biri Charlottesville, Virginia’da Ağustos 2017’de yapılan beyaz milliyetçilerin mitingiydi. Burada yüzlerce Neonazi, faşist ve ırkçı Ku Klux Klan destekçisi kentte yürürken beyaz nefretin yaydığı korkunun yüzü açıkça ortaya çıktı. Antifaşist Heather Heyer, faşistlerden biri arabasını kasıtlı olarak karşı göstericilerin arasına sürdüğünde öldürüldü. Yürüyüş, daha göreve başlamadan önce, ülkenin ilk siyah başkanı Barack Obama’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde doğmadığı ve bu nedenle yasa dışı bir şekilde görevde olduğuna dair yanlış iddialarda bulunan bir başkandan ilham almıştı.
Bir başka beyaz milliyetçi ve ırkçı ayaklanmanın dört yıl sonra patlayıvereceğini kim tahmin edebilirdi? Bu kez, ABD Kongresinin iki bölümünün de bulunduğu Capitol’e saldırıldı. Milliyetçi ayaklanmanın alevlerini ateşleyen kıvılcım, Trump’ın ikinci dönemini engellemek amacıyla Demokratların oyları “çaldığı” yalanıydı.
Bu iki olay, Trump’ın dört yıllık başkanlık dönemini ve görev süresi boyunca ortaya çıkardığı tüm siyasi temelsizliği gözler önüne seriyor. Aynı zamanda beyazların özlemlerine ve kamusal alanın yalnızca kendilerine ait olduğuna dair derin inançlarına kanıt oluyor. Bu bilinçle, gün ışığında Kongre binasına azgınca saldırdılar, pencereleri ve kapıları kırdılar. Polis memurlarını coplar, tahta sopalar ve bayrak direkleriyle davul gibi dövdüler ve merdivenlerden yuvarladılar. Üstüne üstlük bunların hepsini kamera önünde yaptılar.
Bir Capitol polisi daha sonra bir röportajda özellikle geçen yaz siyahların eylemlerinde polisin yanında olduklarını ve desteklediklerin söyleyen “protestocular” tarafından saldırıya uğradığını söyledi. Polis, Kongre binasına saldıran protestocuların çoğunun “bilişsel uyumsuzluk” adı verilen rahatsızlıktan muzdarip olduğunu kastettiğini belirtti. Bu “uyumsuz düşünce ve duygu durumu”, Kongreye saldıranların arasında ABD’nin dört bir yanından gelen çok sayıda aktif veya emekli polis memuru olduğu düşünüldüğünde daha net görülebilir.
Trump, Roma senatörlerini küçümseyen ve onlarla alay eden kendini beğenmiş, dar görüşlü, zalim Roma imparatoru Caligula’nın rolünü oynadı. Amerika’nın Caligula’sı oldu. Ona kayıtsız şartsız saygı duymayanlardan nefret eden Caligula, Praetorian muhafızlarından olan korumaları tarafından öldürülene kadar dört yıl hüküm sürmüştü. Kral Trump ise görev süresinin sonunda Kongreye karşı harekete geçti ve böylece ikinci kez görevden alınma davasıyla karşı karşıya kaldı: Bu sefer “isyana teşvik ve kışkırtma” nedeniyle!
Evrensel'i Takip Et