26 Ocak 2021 23:45

TBMM’de, iktidar 2020’de bıraktığı yerden devam etmek isteyecek ama...

Mecliste milletvekilleri

Fotoğraf: DHA

Paylaş

TBMM bir aylık “yeni yıl tatili”nin arkasından dün toplandı.2020’nin son toplantısında TBMM, “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” diye gündeme getirilen ama, kitle imha silahları ve finansmanı ile hiç ilgisi olmayan dernek ve vakıfları zapturapt altına alan yasal düzenlemeyi çıkararak tatile girmişti. Bu yasayla İçişleri Bakanına dernek ve vakıfların yönetimine kayyum atama, Cumhurbaşkanına dernek ve vakıfların mallarına el koyma yetkisi tanınıyordu.Elbette ki bu antidemokratik düzenlemeleri, bütün eleştiriler ve tepkileri umursamadan AKP-MHP çoğunluğu, kaldır parmak-indir parmak yöntemiyle Meclisten geçirmişlerdi.

TBMM’NİN GÜNDEMİ, HALKIN ALEYHİNE BİR GÜNDEM!

TBMM’nin, yeni yıldaki çalışmalarına başlarken, gündemine gelen ve diğer ülkelerle yapılmış çeşitli anlaşma ve sözleşmelerin onaylanacağı rutin gündemleri de olacaktır. Ama bunlar, pek tartışılmadan ve genellikle oy birliği ile geçirilecektir.Ancak, 2021 yılı, tek adam yönetiminin tahkimi için, özgürlükleri ve demokratik haklara yeni kısıtlamalar getirecek, tek adam yönetimine sınırlamalar getirdiği görülen hakların ortadan kaldırılması amaçlı düzenlemeler yılı olmada önceki yıllardan bile kalıcı adımların yılı olacak görünmektedir. Tabii, emek ve demokrasi güçlerinin iktidarın bu hamlelerine gerekli karşılığı veremediği ölçüde!

TBMM gündemine gelecek olan yasal düzenlemeleri şöyle sıralayabiliriz:

1) Ekonomik alanda reform (karşı reform): İktidarın bu alanda reform olarak sunacağı gerçek bir adımının olmadığı tartışılmazdır. Bu yüzden de bu alanda iktidarın “yapısal reformlar” diyerek gevelediklerinin; 1)  Özellikle yabancı sermayeye kimi garantiler verilerek döviz girişini teşvik eden, 2) Yerli sermayeye yeni güvenceler veren, 3) Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, yerel yönetimler başta olmak üzere kamusal hizmetlerin kısıtlanması ve bu alanlarda ticarileştirilme ve özelleştirmelerin önündeki yasal engelleri kaldırarak, masrafların halkın sırtına yıkılmasını sağlayan yasal düzenlemelerin yapılması olarak göreceğiz.

2) Yargı reformu iddiasıyla yapılacak düzenlemeler: Bu alandaki düzenlemelerin yargının partizanlaştırılması üstünden partizan yargıçların korunması, AİHM ve AYM’yi baypas eden düzenlemelerin öne çıkacağı yargı üzerine dokunaklı lafların gerekçe olarak yazılıp, yargının tek adama bağlılığının yasal hale getirildiği...bir yargı “karşı reformu”nun hazırlandığını, böylece “yasalara aykırı” diye eleştirilen uygulamaları yasalara geçirerek, “Bu yapılan yasaya aykırıdır” eleştirilerini boşa çıkaracak bir “yargı reformu” için hazırlanıldığını söyleyebiliriz. Önceki gün Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, “AİHM ve AYM’nin kararlarının bağlayıcı olmadığı” yönündeki “fetva”sından da hazırlanan reformun ne menem bir reform olacağını anlıyoruz.

3) Seçim ve siyasi partiler yasasını değiştirme gündemde: Az çok normal koşullarda bir seçimi kazanamayacağını anlayan AKP ve Erdoğan, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirerek, kendine en avantajlı kılacak biçimde düzenlemeyi amaçlamaktadır. Burada en önemli sorunu MHP ile anlaşabilmesidir. Ancak bunun çok zor olduğu da ortadadır. Kapalı kapılar arkasındaki “at pazarlığı” biter bitmez bu yasal düzenlemelerin Meclise getirilmesi beklenmektedir.

4) TTB, TMMOB gibi meslek örgütlerini arka bahçe yapma girişimi: 2020’nin yazı başında baroların bölünmesi ve iktidarın “arka bahçesi” yapmak için yapılan düzenlemenin, TTB ve TMMOB gibi meslek örgütlerinin de etkisizleştirilip itibarsızlaştırılarak iktidarın “arka bahçesi” haline getirilmesi için hazırlıkların yapıldığı bizzat Cumhurbaşkanı tarafından her vesileyle gündeme getirilmektedir. Bu yüzden de 2021 yılı meslek örgütleriyle ilgili yasaların da Meclis gündemine getirildiği yıl olmaya adaydır.

5) TBMM gündemine gelecek başka yasal düzenleme girişimleri olur mu? 2020 içinde iki kez TBMM Genel Kuruluna kadar geldiği halde;- İşçi cenahından gelen tepkiler sonucu geri çekilen “Kıdem tazminatının fona bağlanması”,- İktidarın tarikat ve cemaatlerle bağlantı içinde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak için yaptığı yasal düzenleme girişimlerini, kendileri için koşulları uygun bulmaları halinde yeniden TBMM gündemine getirmeleri de sürpriz olmayacaktır.Tabii, konjonktürel olarak, başka yasal düzenlemelerin de Meclise gelmesi söz konusu olacaktır.

TBMM GÜNDEMİ, HALKIN KENDİ TARZINDA SİYASETE
MÜDAHALESİNİN DE DAYANAĞI OLMALI

TBMM’den geçirilecek bu düzenlemeler, AKP-MHP’li vekillerin çoğunlukta olduğu, Meclisten bir tek muhalefet teklifinin yasalaştırılmadığı bir yana, muhalefetin bir tek önergesinin görüşülmesinin dahi kabul edilmediği bir Mecliste görüşülecektir.Yaşananlara baktığımızda bu Meclisten halk lehine birtakım yasaların çıkması beklenmezdir. Ancak, Meclisteki tartışmaların kamuoyunun gündemine girmesinin küçümsenmeyecek sonuçları olabilir. Ancak muhalefetin, muhalefeti Meclisteki partilerini arasındaki söz düellosuna indirgemiş olması mevcut tartışmaların değerini asgariye düşürmektedir.Fakat Meclisteki bu sayısal bileşim emek ve demokrasi güçlerinin Meclisteki tartışmalara sırtlarını dönmesini gerektirmiyor. Tersine bu tartışmalar içinde ortaya çıkan gerçeklerin işçi sınıfı ve halk içinde tartışılması, iktidarın halk düşmanı politikalarının teşhiri önemli olmaya devam etmektedir.Bu tartışmaları halkın siyasete doğrudan müdahale edecek biçimde örgütlenmesi ve “İstanbul Sözleşmesi” karşısında kadınların, “Kıdem tazminatı” konusunda işçilerin aldığı tutumdan da öğrenerek, işçilerin, her kesimden halkını kendi tarzlarında siyasete müdahale eden bir mücadele çizgisine getirilmesinde bir olanak olarak değerlendirilmesi vazgeçilmez olmak durumundadır.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa