Siyasal rejim, ayrıcalıklar ve aşı
AstraZeneca aşısı | Fotoğraf: Fabio Teixeira/AA
Ortaya çıktığı günden bu yana koronavirüs salgını siyasal rejimlerin rengini apaçık bir biçimde sergiledi, sergilemeye devam ediyor. Aşının bulunması ile başlayan süreç ise siyasal rejimlere adeta kral çıplak diyor.
Aşının ülkeler arasındaki paylaşımı eşit değil, her yere ulaşamıyor. Henüz hiç ulaşmadığı yerler var. Ulaştığı yerlerde de henüz yeterli sayıda değil. O nedenle her ülke kendi belirlediği önceliklerine göre bir sağlık protokolü çerçevesinde aşılama yapıyor. Her ülke dediğime bakmayın, tabii ki kağıt üzerindeki protokolü, uygulamada hiçe sayan ülkeler olduğu gibi, herhangi bir protokol uygulamayan ülkeler de var. Siyasal rejimlerin nitelikleri tam da burada kendisini gösteriyor. Bazı ülkelerde protokollere harfiyen riayet edilirken ve ihlal edenler yaptırımlarla karşı karşıya kalırken, diğerlerinde ayrıcalıklı toplumsal ve siyasal kategoriler oluşuyor. Bazı ülkeler ise, bu ayrıcalıklı toplumsal gruplar üzerinden para kazanmaya başlamış bile. Bunlara sırayla bakalım dilerseniz.
Geçtiğimiz günlerde İspanya’da bazı siyasi, askeri ve sivil üst düzey bürokratların aşı protokolünü çiğneyerek sıraları gelmeden, öncelikli olarak aşı yaptırdıkları ortaya çıktı. Bunun üzerine ülkenin Genelkurmay Başkanı Miguel Angel Villarroya görevinden istifa etti. İstifa zincirinde bir yerel hükümetin sağlık bakanı, hastane müdürleri, vs. de yer alıyor. İstifa etmeyip görevinden alınan isimler de var. Bazı ülkelerde neyse ki istifa mekanizması işliyor! Kendini ayrıcalıklı görenlere sistemin uygulayabileceği yaptırımlar mevcut. Neyse ki!
Örnek olmak adına bazı ülke liderleri ve yöneticileri aşıda sıralarını bekleyeceklerini kamuoyuna açıkladılar. Angela Merkel bunların başında gelenlerdendi. Bizde de, hepsi olmasa da, muhalefet partilerinin liderleri aşı olmak için sıralarını bekleyeceklerini açıkladılar.
Siyasi nüfuzlarını ayrıcalıklı olmak için kullanmayan bu liderlere karşılık, bazı ülkelerde yönetici erkan, ayrıcalık iktidarın şanındandır diyerek aşıda ilk sırayı almakta beis görmedi. İtibar ve ayrıcalık söz konusu ise eşitlik ve ahlak teferruattır dediler kısacası. Bazıları bunu alenen yaptı, bazıları da yalan söyleyerek ya da gizleyerek. Bazılarının aslında aşıyı haftalar önce olduğu ama sonrasında gösteriyi de ihmal etmeyelim diyerek tiyatro oyunu sergiledikleri konuşuldu, konuşulmaya devam ediyor. Öncelikli kategoride yer almayanların bile, siyasi ayrıcalık kriteri esas alınarak aşılandığı siyasal sitemler bunlar. İstifa da ne ki, ahlak kurallarını hiçe saymak itibarın bizzat kaynağı bu tür siyasal rejimlerde. Sıradan insanlar gibi sıraya girecek değil ya devlet büyükleri! Bankada, hastanede ve daha nice kurumda sıra beklemedikleri gibi, aşıda da beklemeyecekler tabii! Bu tür iktidar sahipleri sadece kendilerine ayrıcalık bahşetseler yine iyi, “Hamili kart yakınımdır” diyerek kimlerin ayrıcalıklı olduğunu belirleme ve tanımlama yetkisini de ellerinde bulunduruyorlar. Bu tür siyasal rejimlerin siyaset bilimi literatüründe bir, hatta birden fazla adı var!
Gelelim salgını ve aşıyı fırsata çevirenlere. Turizm alanında salgın koşullarına kolayca adapte olup ayrıcalıklı kategoriler oluşturan şirketler var. Bu şirketler salgın karşısında korunaklı alanlar yaratarak, çeşitli tatil ve seyahat olanakları sundu. Parasını bastırıyorsun, eski normalini satın alıyorsun! O zaman örneğin New York’a gitmene de engel yok, Akdeniz’de gemi seyahati yapmana da! Bir de bunlara “aşı turizmini” akıl edenleri eklemek lazım! Kendi ülkelerinde protokoller sıkı sıkıya uygulandığı için ya da başka nedenlerle aşıya erişimi olmayan zenginlere aşılama yapmayı vadeden ülkeler bunlar. Kapitalizmin tanrısı para her kapıyı açıyor! Yeter ki ahlaksızlıkta beis görmeyin.
Halihazırda sağlık toplumsal eşitsizliklerin en fazla görüldüğü alanlardan biri iken, bugün koronavirüs aşısına erişim meselesi söz konusu eşitsizlikleri en yalın haliyle gösteriyor. Otoriter siyasal sistemler de bu alanda adeta katalizör işlevi görerek mevcut eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor.
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00