30 Ocak 2021 22:33

‘Kara Kâküllü Kız’ Emine Adalet Pee’nin ‘müthiş hikayesi’

Fotoğraf: Kendini Kurtaran Şehir Şanlı Maraş filminden ekran görüntüsü

PAZAR
Paylaş

Emine Adalet Pee’nin yaşamının izini süren Gazeteci Şaziye Karlıklı, ‘roman tadında’ yazdığı kitabını, 2020 yılında Doğan Kitap’tan ‘Kara Kâküllü Kız-Türk Mata Hari’nin Müthiş Hikâyesi’ adıyla yayımlar.

Vedat Türkali’nin kitabına isim olan “Yeşilçam dedikleri Türkiye”nin de Yeşilçam’ın da iki yüzü var. Ülke de Yeşilçam da anlatılırken “madalyonun iki yüzü” örneği verilir; ‘iyi ve kötü’, ‘sıcak ve soğuk’, ‘şefkatli ve acımasız’ gibi tanımlamalarla anlatılır. Aslında hayatın tamamı böyledir, hayatın diyalektiğidir bu. Zıtların, birliği, zıtların mücadelesi sonucu gelişir, dönüşür hayat. Bu dönüşümler, değişimler, gelişimler, iyiye, güzele de olabiliyor, kötüye, yanlışa da. Bunu hayatın içindeki etkileşimler belirleyebiliyor. “Hayat yine acımasız yüzünü gösterdi” cümlesini çok sık kullanırız da, duyarız da. Böyle durumlarda “madalyonun öteki yüzü” de dediğimiz olur.

Yeşilçam sineması döneminde de (sonrasında da) hayat böyle yaşandı, yaşanıyor. Yeşilçam’ın renkli, büyülü dünyasında birçok sinemacı şöhreti, zirveyi de gördü, en dibi de. Büyük paralar kazandığı, “lüks” içinde yaşadığı dönemleri de oldu, parasız, aç, kimsesiz, sokakta, parkta yaşadığı dönemleri de. Yeşilçam dedikleri büyülü dünya çoğu zaman sıcak yüzünü gösterirken kimi zaman, kimilerine de acımasız, soğuk yüzünü göstermiştir.

E. ADALET PEE

“Yerli Mata Hari”, “İlk Ajan Dansöz”, “Yeşilçam oyuncusu, dansöz ve gizli servis ajanı”, “Haremin son kızı”, “Hitler’e göbek atan ilk ajan dansözümüz” gibi başlık ve tanımlamalarla anlatılan Emine Adalet Pee’nin yaşam öyküsü gerçekten de tam anlamıyla sıra dışı.

Dünya çapında ünlü olmayı da, Yeşilçam sinemasında adından söz etmeyi de başaran, ünü, parayı ve ne yazık ki son yıllarında kimsesizliği, parasızlığı da yaşamış olan “ajanlık” da yapan Oyuncu, Dansöz Emine Adalet Pee, 1910 başlarında başlayan yaşam öyküsü, 1986 yılında son bulur. Son yıllarını Darülaceze’de geçiren Emine Adalet Hanım 29 Şubat 1910’da İstanbul’da dünyaya gelir ve ortaokul yıllarında sahne ile tanışır.

“14 yaşında ticaret mektebini terk edip, sanat hayatına atıldım. Hazım Körmükçü komşumuzdu. Sahneye ve müziğe olan ilgimin kaynağı Hazım’dı. Artist olma hayalleri kurarken, kendimi dansöz olarak bir kumpanya ile Anadolu turnesine çıkmış buldum. Konya’da Atatürk’ün huzurunda dans ettim.

Düşünün 15 yaşındayım ve büyük kurtarıcının huzurunda dans etme şerefine nail oluyorum. Çok beğenmişti beni Atatürk, bir ara yanına çağırıp, yurt dışına git dedi.”(1)

“Atatürk ile tanıştığında, Atatürk onu tebrik eder ve başarılarının devamını diler. Adalet Hanım Mustafa Kemal Paşa’ya o kadar yürekten bağlıdır ki Atatürk tarafından öpülen yanağını bir hafta kadar yıkamamıştır.”

Ogünlerde Harry Pee adlı bir Almanla tanışıp, evleniyor, böylece yurt dışına çıkış kapılarını da aralamış oluyordu. Pee soyadını amcasının eşinin kardeşi olan Henry Pee ile evliliği sonrasında alır. Almanya’ya giden Emine Adalet Hanım, burada dansları ile hayranlık uyandıran bir sanatçı olur.

Emine Adalet Pee’nin yaşamının izini süren Gazeteci Şaziye Karlıklı, “roman tadında” yazdığı kitabını, 2020 yılında Doğan Kitap’tan “Kara Kâküllü Kız-Türk Mata Hari’nin Müthiş Hikâyesi” adıyla yayımlar.

Kitabın tanıtım bülteninde şu cümleler yazılıdır: “İşgal altındaki İstanbul’da dans tutkunu genç bir kız, babaannesiyle yaşıyordu. Saraylı hanımlardan figürler öğreniyor, kendi kendine çalışıyor, gece gündüz ünlü bir dansçı olmanın hayalini kuruyordu. Bir gün kapı çalındı ve Almanya’dan yakışıklı bir misafir geldi. Emine Adalet, Harry Pee adlı bu genç adamdan hem dans dersleri alacak hem de ona gönlünü kaptıracaktı. Emine Adalet, ‘Kara Kâküllü Kız’ olarak Anadolu turnelerine çıkmaya başladı ama hayalleri çok daha büyüktü. Rodos’a, Mısır’a, ardından Avrupa’ya gitti. Konya’da Atatürk’ün karşısında zeybek oynadı, Kahire’de Ümmü Gülsüm’le sahneye çıktı, Berlin’de Hitler’in karşısında dans etti. Avrupa’nın en ünlü gece kulüplerinde ‘İstanbul’un Gülü’ olarak tanıtıldı, filmlerde oynadı. Kurduğu ilişkileri casusluk için kullandı ve ‘Türk Mata Hari’ olarak anıldı.”

Kemal Özdemir’in, ‘Oryantal Göbek Dansı’ adlı kitabında da şu bilgiler yer alır: “Scala Revüsü’nde de görev alan Adalet Hanım’ın bir gece davetsiz misafirleri vardır. O gece iki Nazi subayı Emine Adalet Pee’nin yanına gelerek Hitler’in propaganda subayı ve sağ kolu Goebbels’in kendisini görmek istediğini söylerler. Adalet Hanım bu söylem karşısında telaşlanmış hatta biraz da korkmuştur. Goebbels’in ihtişamlı malikanesine geldiklerinde ise çok iyi karşılanır. Goebbels, Pee’ye Almanlar için casusluk yapmasını önerir. Hatta Amerika’ya gidip bir Türk dansözü kisvesi altında Amerikan istihbaratına sızmasını ister. Pee, Goebbels’e bu teklifini düşüneceğini söyleyerek malikaneden ayrılır. Ama o hiçbir zaman Almanlar için çalışmaz. 1942 yılına kadar öğrendiği her şeyi anında Ankara’ya bildirir. 1942 yılında kocasını kaybedince ülkesine dönmeye karar verir.”(2)

Yeniden Almanya’ya döndüğünde, Hitler’in yaverlerinden Freglayr ile olan tanışıklığı sayesinde karargaha kadar girer. Artık o, Hitler’in hayranlıkla seyrettiği bir yıldız olarak tanınacaktır. Oysa Adalet Hanım onların sandığı gibi sadece sahne gösterisi yapan bir kadın değil, MAH (Milli Amale Hizmet) yani cumhuriyetin ilk Milli İstihbarat Teşkilatı için bilgi toplamakla görevli ajanlardan biridir.

Türkiye’de ve yurt dışında sahnelerde dans eden, tiyatro turnelerinde yer alan Emine Adalet Pee, sinemada, filmlerde de oynar, adından söz ettirir, iz bırakır. 1944-51 yılları arasında Geçiş Dönemi yönetmenlerinin “Deniz Kızı”, “Yanık Kaval”, “Yuvamı Yıkamazsın”, “Uçuruma Doğru” gibi filmlerinde (toplam 6 film) yer alır.

Kısa bir süre içinde New York’ta, Londra’da, Berlin’de, Kahire’de, Rodos’ta adından söz ettirmeyi başaran Adalet Pee’nin mutluluğu, bu yaşanan güzel günlerden sonra yerini, mutsuzluğa, acıya, kimsesizliğe ve hüzne bırakır. İlerleyen yaşına karşın Beyoğlu’daki ucuz, kötü eğlence yerlerinde sahneye çıkıp dans etmeye çalışır.

Önceki yıllarında sık sık Adalet Hanım’ı dinlemeye giden Zeki Müren, “Ona aşık olanlardan biriydim” diye söz eder.

1985 yılında Darülaceze’de öldüğünde kimsesiz, acılı ve kırgındır... Hayat da dans dünyası da, Yeşilçam da acımasız, soğuk, vefasız yüzünü ona da göstermiştir.

Bu dünyadan ayrılırken son günlerine dek kendinde sakladığı yaşamının gizemlerini, sırlarını ve anılarını da ulaşılamaza götürür.

Yaşadığımız dünyada çığlıklarınız boşlukta yankılanır, kimseye duyuramazsınız. İyi gününüzde yanınızda olanları, zor anlarınızda yanınızda bulamazsınız. Bu Emine Adalet Pee için de böyle olmuştur.

(1) Erhan Akyıldız, Cumhuriyet, “Darülaceze’de kendisiyle 45 dakika görüşmüştük.”

(2) Oryantal Göbek Dansı, Kemal Özdemir. Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri

Aktaran

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa