Yaşamı sınırlayan sınırlar
AstraZeneca aşısı | Fotoğraf: Fabio Teixeira/AA
Şu günlerde Avrupa ülkeleri pandeminin seyri karşısında hızla yeni tedbirler almaya başladı. Bu tedbirler ülkeden ülkeye çok farklılık gösterse de, ortak kanı geçtiğimiz yılın bahar aylarından bile daha katı ve hareket marjlarını daraltan, hatta ortadan kaldıran tarzda olduğu yönünde. Üstelik tam da aşı bulundu, tünelin ucundaki ışık göründü derken!
Sınırlar yeniden teker teker kapanıyor. Tıpkı 2020 yılının mart ayında olduğu gibi. Ancak bu defa uçuşları durduruyoruz, sınırları kapatıyoruz demek yerine, giriş çıkışları durduruyoruz gibi ifadeler kullanılıyor. Yasakların dilinde değişiklikler var. Bununla birlikte bu hareketliliği durdurmanın da tek tip olmadığını belirtelim. Avrupa Birliği içinde dahi! Örneğin Almanya yeni tip mutasyonların görüldüğü yedi ülkeye sınırlarını kapatırken, Portekiz sınırlarını on beş günlüğüne kapattı. Fransa AB dışındaki ülkelerle hareketliliği durdurdu. Acil durumlarda bu ülkelere de gitmek mümkün olabilecek ancak, acil durum tanımı açık uçlu bırakılmamış ve daha çok felaket durumlarında seyahat izni veriliyor. Mesela ölüm döşeğinde birinci derecede yakınınız olması gerekiyor Fransa sınırlarını terk edebilmeniz için. Ve bunu belgelemeniz de şart. Telafisi mümkün olmayan iş ile ilgili durumlarda da sınırı geçebiliyorsunuz. Bunun dışında, Fransa’da oturum izni olan bir Türkiyelinin seyahat edebilmesi için en olası durum, bir mahkeme celbiniz olması. Bu durumda da seyahat etmenize izin veriliyor. Bir köşe yazısı yazıp cumhurbaşkanını eleştirseniz mesela, kolaylıkla cumhurbaşkanına hakaretten hakkınızda dava açılacağı için, mahkeme celbi ulaşır ulaşmaz, bu celbi gösterip ülkenize dönebiliyorsunuz. Ancak gidişiniz oluyor da dönüşünüz biraz zor. Kaldı ki böyle bir durumda zaten Türkiye’den tekrar çıkmanız zor, ama diyelim ki çıktınız, Fransa sizi ülkeye geri almayabilir. Bu olasılığı ülkeden çıkarken en baştan kabullenmiş oluyorsunuz. Yurttaş olsanız bile durum değişmiyor. Oysa eski dünyada ülkelerin kendi vatandaşlarını yurttaşlıktan çıkarmadığı sürece ülkelerine almaması gibi bir durum hukuken pek söz konusu olamazdı. Dünya çok değişti çok! Fransa’daki bu yasaklı yeni yaşamda görece şanslı olanlar öğrenciler ve hekimler. Öğrenciler şubat ayında başlayacak dönem tatillerinde eğer başka bir ülkenin vatandaşı iseler ailelerini ziyarete gidebilecekler ya da başka ülkelerde eğitim gören Fransızlar ülkelerine dönebilecekler. PCR testi yaptırmak ve karantinada kalmayı kabul etmek şartıyla. Yok öyle yeni dünyada elini kolunu sallayarak oradan oraya gitmek! Başbakan Jean Castex geçtiğimiz cuma günü yaptığı basın açıklamasında, üçüncü kapanmaya gitme konusundaki ısrarlarını kastederek, “hekimlerin diktası altına girmeyeceğiz” minvalinde sözler sarf etse de, hekimlere de bu sınırlamalarda ayrıcalık tanınmış durumda.
Bütün sınırlar mı kapalı? Tabii ki hayır. AB fikrini kutsallaştıran ülkelerin başında gelen Fransa’da, her ne kadar seyahat zorlaştırılmış olsa da (test zorunlu), diğer AB ülkeleri ile olan sınırlar -henüz- açık. Çelişkiler de tam bu noktada görülüyor. Zira, özellikle genç Fransızlar restoranların ve barların açık olduğu Madrid’e gidip eski dünya özlemlerini gideriyorlar. Maskesiz bir biçimde arkadaşlarıyla restoranda yemek yiyip barlarda dans edebiliyorlar. Buna karşılık, ölümcül bir durumu belgelemedikçe örneğin Türkiye’ye gidebilme şansları yok. Burada yurttaş ile yurttaş olmayıp oturum ve çalışma izni olanlar arasında herhangi bir fark yok. Turistlere ise sınırlar zaten neredeyse bir yıldır kapalı.
“Sınırlar kalksın” taleplerinin her şeye rağmen dillendirilebildiği bir eski dünyadan, sınırların hemen hepimizi mahpus kıldığı yeni bir dünyaya, maalesef, merhaba diyoruz. Koşar adım bir geçiş bu. Böyle bir dünyada ulus-devlet, vatandaşlık ve yabancılık başımıza daha çok dert açacak gibi görünüyor. Gerçi biz KHK’liler 2016’dan beri bunu zaten en ağır biçimde yaşamıştık. Bizim için yeni bir şey değil yani.
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00