Tipik hatalar

Hatalar öğrenme sürecimizin bir parçasıdırlar, tekrarlamadığımız sürece… Hatanın farkına varmak tek başına sorunu çözmez, ısrarla üstünde çalışmanız gerekir. İşte tipik hatalardan bazıları;

Rakibin tehdidini fark etmemek;

Tek başınıza oynamıyorsunuz, karşınızda sizi yenmek isteyen biri var. O yüzden rakibin yaptığı hamlenin amacını anlamadan elinizi taşlara götürmeyin. Rakibin hamlesi zararsız ya da mantıksız görünebilir, aldanmayın, tekrar kontrol edin.

Objektif olamamak;

Tahtadaki konumu değerlendirirken her zaman objektif olamıyorsunuz. Kuvvetli bir oyuncuyla oynarken rakibin etiketine takılıyor, tahtadaki pozisyona konsantre olamıyor ve iyi hamleleri kaçırıyorsunuz. Rakibiniz ister bir büyük usta ister bir acemi olsun aynı dikkat ve ciddiyetle oynayın.

Hızlı oynamak;

Zaman zaman internet üstünden antrenman yapıyorsunuz ve çoğunlukla 10-12 dakikanız kalmış ve kaybetmiş oluyorsunuz. Eğer hız tutkunu iseniz satrancı bırakıp Formula 1 yarışlarına başlamalısınız. Satranç bir düşünce sporudur ve düşünmek zaman isteyen bir eylemdir.

Erken saldırı yapmak;

Saldırmayı çok seviyorsunuz hatta o kadar çok seviyorsunuz ki birçok taşı geride bırakıp bir iki taşla saldırıyorsunuz. Taşlarınız arasında iş birliği yok, bu yüzden kaybedecek ve şöyle diyeceksiniz; ‘’f6’da bir atım olsa kazanıyordum’’. Satrançta süper kahramanlar yoktur, tüm taşlarınız ekip çalışması ile zafere ulaşabilir. Ucuz numaralardan uzak durun.

Kötü değişimler yapmak;

Birçok oyuncunun oyunu neden kaybettiklerini anlamamış olmalarının ana sebebi kötü taş değişimidir. Tahtadaki iyi ve kötü durumda olan taşları tespit ettikten sonra kendi kötü taşlarınızla rakibin iyi durumdaki taşlarını mümkünse değiş tokuş etmelisiniz. Hareket yeteneğini kaybetmiş taşlarla kazanılmış bir oyun yoktur.

Pasif oynamak;

Kötü konumu kabullenen pasif bir savunmayla değil, inisiyatifi ve karşı atak fikirlerini kollayan, dirençli bir anlayışla tahtada sağ kalabilirsiniz. İnsanın uzun süre baskı altında savunma yapması çok zordur. Satranç programları kötü durumlarda bütün doğru hamleleri bulabilir ve konumu savunabilirler. Çünkü silikon canavarların duyguları, stresleri ve kan basınçları yoktur.

Piyonları küçümsemek;

Bir zamanlar satrancın ruhu olarak nitelendirildiler, ancak modern satrançta piyonlar omurganızdır. Diğer taşlarla bir defa düşünüyorsanız piyon sürmeden önce iki defa düşünün, çünkü piyon geri dönemeyen tek taştır. Piyon ilerlediğinde arkalarında zayıf kareler bırakırlar ve karşınızdaki oyuncu bu zayıflıklardan faydalanmak için fırsat kolluyor.

Savunmasız taşlar;

Korunmayan taşların sonu genellikle bir çatalla öldürülmek, açmazla işkence görmek ve bazen de şişlenmektir. Tamam, çok vahşi bir ifade oldu, kabul ediyorum ama gerçek bu. Taşlarınızı savunmasız bırakmayın ve rakibin savunmasız taşlarına karşı yapabileceğiniz taktik hamleler bulmaya çalışın.

 Duygulara esir olmak;

Duygular satranç oyuncusu için tehlikeli bir düşmandır. Bir usta daima soğukkanlıdır. Mantığını asla elden bırakmaz ve yalnızca tahtaya odaklanır. Duygularınıza kapılmadan, sakin olmaya çalışarak konumun sizden istediği doğru hamleleri bulmaya çalışın.

TAVSİYESİ

Satrançta küçük yaşlarda atılan temellerin önemi elbette çok yüksektir. Öğrencilerin sistematik düşünmesini sağlamak için hazırlanan bu kitapta ŞAT ve 5 Madde Yöntemi bol diyagramlı örneklerle inceleniyor. Sorularla pekiştirilen örneklerde okuyucuya eşlik edecek iki de çizgi karakter bulunmakta. Böylece özellikle çocukların keyif alırken öğrenmeleri de hedeflenmekte. Kitap herhangi bir satranç takımına ihtiyaç duymadan takip edilecek şekilde düzenlenmiştir ve aynı zamanda antrenörler için de kaynak kitap olabilecek özelliktedir.