AKP-MHP ittifakının ülkeyi yaşanmaz hale getirdiklerinin fotoğrafıdır!

Son yıllarda, giderek daha açıkça ve artan biçimde halkın taleplerine gözlerini ve kulaklarını kapayan iktidarın elindeki tek değilse de en önemli silah kara propaganda olmuştur.

Bu kara propagandanın merkezinde ise öncesini bir yana bıraksak bile ırkçılığa yaklaşan bir milliyetçilik, “selefiliğe” yaklaşan İhvancı bir İslamcılığın olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Bu propagandaya inandırıcılık kazandırmak için; bir yandan etrafı düşmanlarla çevrili bir Türkiye’nin “beka mücadelesi” içinde olduğu, öte yandan da “tüm İslam aleminin hatta insanlığın kurtarıcısı” olduğu iddiası süslenip, cilalanıp yeniden piyasaya sürülmektedir.

Bu propagandaya göre Türkiye’nin düşmanları ülkeyi parçalamak için el ele vermişlerdir. Çünkü onlar, Türkiye’nin AKP iktidarı ile yaptığı atılımlardan korkmakta, hatta onu kıskanmaktadırlar!

Ancak son yıllarda iktidar propagandasının çizdiği pembe tablolar, halkın yaşadığı acı gerçeklere çarptığı için yalanların sıkça yinelenmesi eski yalanların daha da büyütülerek inandırıcılığın artırılması gerekmektedir!

METROPOLL’ÜN VERİLERİ YALAN BALONUNA ÇUVALDIZ BATIRIYOR

Metropoll’ün 2021 Ocak ayında yaptığı ve 9 Şubat’ta kamuoyuna açıkladığı araştırma, bu İhvancı dincilik-ırkçı milliyetçilik balonuna bir iğne değil çuvaldız batırmış görünüyor.

Çünkü; Metropoll’ün yaptığı araştırmanın verilerine göre; ankete katılanların yüzde 47,3’ü yurt dışında yaşamak isterken, yüzde 45,9 ise, Türkiye’de yaşamayı tercih edeceğini söylemiştir. Yüzde 6,8’inin ise fikri yoktur!

Bu hesaba göre, ülke nüfusunun yarısından fazlası, eğer imkanı olsa Türkiye’yi terk edip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her vesileyle, “Bu ülkeler bizi kıskanıyorlar, onun için uluslararası sorunlarda bize karşı ittifak yapıyorlar” dediği ülkelerde yaşmak istemektedirler.

Bu ankete göre, son seçimde; AKP’ye oy verenlerin yüzde 34’ü, CHP’ye oy verenlerin yüzde 57,6’sı, İYİ Parti’ye oy verenlerin 57,5’i HDP’ye oy verenlerin yüzde 66’sı MHP’ye oy verenlerin yüzde 43’ü imkan bulurlarsa yurt dışında yaşamak istemektedir.

Tabi burada dikkat çeken, “yerlilik ve millilik” denince mangalda kül bırakmayan AKP ve MHP seçmenlerinin çok önemli bir bölümünün de oy verdikleri liderlerin her gün açıkça ya da üstü örtülü sövüp saydıkları ülkelerde yaşamak istemeleridir.

Yine bu ankette “Çocuğunu (ya da kendisi) yurtdışında okutmak” isteyenlerin oranı ise yüzde 52’yi bulmaktadır. “Türkiye’de okumak isterim” diyenlerin oranı ise, sadece yüzde 48’de kalmaktadır.

“Yurt dışında hangi ülkede okumak (ya da çocuğunuzu okutmak) istersiniz” sorusuna, anketi katılanların; Yüzde 23’ü Almanya, yüzde 17’si İngiltere, yüzde 13’ü Amerika, yüzde 4’ü Rusya, Yüzde 1,5’ise Çin diye yanıt vermiştir. Görüldüğü gibi, kayda değer sayıda Katar, Suudi Arabistan, İran, Azerbaycan ya da Pakistan diye yanıt veren yoktur!

İMKANI OLSA ÜLKE NÜFUSUNUN YARISINDAN ÇOĞU TÜRKİYE’Yİ TERK EDECEK!

Elbette ki her ülkede nüfusun bir bölümü, şu ya da bu bahane ile başka ülkelerde yaşamak isteyebilir. Ama bu normal koşullarda, ülke nüfusunun yüzde 3-5’i olabilir. Ama Metropoll’ün araştırmasında hem okumak için yurt dışına gitmek isteyenlerin hem de yurt dışında yeni bir yaşam kurmak isteyenlerin oranının yüzde 50’nin üstüne çıktığı görülmektedir. Yani eğer imkanı olsa ülke nüfusunun yarsından çoğu ülkeyi terk edecek!

Peki bir ülkede böyle büyük bir nüfusun başka bir ülkede yaşam kurmak istemesinin nedeni ne olabilir?

Herhalde burada;

* Ülkede gelecek güvencesinin kalmamış olması; her üç gençten birinin, her iki üniversite mezunundan birinin işsizler ordusuna katılması ve çalışanların da büyük ölçüde asgari ücrete mahkum edilmiş olması,

* “Dindar nesiller yetiştirme” uğruna eğitimde az çok bilimsel demokratik değerlerin bile hedefe konması,

* Özgürlüklerin İhvancı İslamcılık ve ırkçılığa yaklaşan milliyetçiliğin kaldırdığı toz dumanın altında kalması ve bu toz dumanın ülkeyi nefes alınamaz hale getirmesidir... diyebiliriz.

ÜLKEYİ TERK ETMEK KURTULUŞ MU?

Elbette insanlar bir yerden bir yere göç edebilirler, ekonomik ve sosyal gelişmeler insanları göçe zorlayabilir. Ama bu göç kapitalizm çağında tarımdan sanayiye, kırsaldan kentlere doğrudur.

Ama Metropoll anketinin rakamları, ülke nüfusun yarısından çoğunun, başka ülkelerde yeni bir gelecek kurma isteğini ifade etmektedir.

Çünkü ülkeyi terk etmek demek, sadece bir kişinin ceketini alıp başka ülkeye giderek orada kendisine yeni bir yaşam kurması değildir. Tersine bu kişinin, insanın insan yapan, 20-40-50... yıllık yaşamanı arkada bırakarak, başka bir ülkede yeni bir yaşam kurmayı göze almasıdır.

Bundan çıkarılacak dolaysız sonuç; 19 yıllık AKP iktidarı ve bu 19 yılın son 4-5 yılını kapsayan MHP-AKP ittifakının, Türkiye’yi nüfusunun yarısından çoğunun terk etmeyi göze alacak kadar yaşanmaz hale getirdiğidir.

Evrensel okurları, içinde bulunduğumuz ağır ekonomik-siyasi koşullardan kurtulmak için ülkeyi terk etmenin bir çözüm olmadığını biliyorlar.

Tersine bu rakamlar, Evrensel okurları ve demokrasi güçleri için, Türkiye’nin; herkese gelecek güvencesi sağlayan, laik-demokratik, halkların eşit haklar temelinde kardeşçe yaşadığı bir ülke olması mücadelesinin önemini ve aciliyetini göstermektedir.

Metropoll anketinin gösterdiği fotoğraftan çıkarılacak tek gerçekçi çözüm budur!