Anayasa tartışmaları

Son söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim ki; mevcut koşullarda meşruiyeti sağlayacak bir çoğunlukla yeni bir anayasa yapmak mümkün değil.

Bunun nedeni, siyasetin birbirine yakın Cumhur ve Millet ittifakı adı verilen gruplara bölünmesi de değil sadece. Aslında bu iki ittifak da demokratik bir anayasa istemiyor.

Biri 1921 Anayasasından söz ederek; laiklik ilkesinin Anayasadan çıkarılabileceğini ve yerel yönetimlerin inisiyatifinin arttırılabileceğini ima ediyor ve İslamcıları, Kürtleri, liberalleri arkasında toplamaya çalışıyor. Karşı cephe ise hemen tepki olarak 12 Eylül Faşist Cuntasının yaptığı Anayasaya sarılıyor ve ilk dört madde asla değiştirilemez diyor. Hatta, içlerinden daha ileri gidenler asla yeni anayasa yapılamaz, yeni bir anayasa ancak bir darbe ile yapılabilir falan diyerek iyice saçmalıyor.

Kafaları demokrasiye basmıyor. Halkın kendi kendini yönetmesini istemiyorlar.

Asıl meselelerle, demokratikleşme ile ilgilenmeyip; boş işler üzerine günlerce televizyonlarda tartışma programlarında konuşuyorlar. 1921 Anayasası günümüz açısından bir anayasa olarak dahi tanımlanamaz. 1921 Anayasası yeni anayasa olarak önerilemez. 1921 Anayasasını şimdi yeni anayasa olarak yeniden yürürlüğe koyacakmış gibi niye tartışıyoruz?

Cumhur İttifakı Anayasadan laiklik ilkesini kaldırmak mı istiyor? Bunun nedenini niye açıkça söylemiyor da 1921 Anayasası falan diye eveleyip geveliyor?

Millet İttifakı yerel yönetimlerin inisiyatifinin arttırılmasına niye karşı çıkıyor? Kürtler kendi kendilerini yönetir diye mi korkuyor? Şimdiki gibi açık kayyumlarla yönetmeyi eleştiriyorlar gibi görünseler de aslında her yerin ve herkesin kayyumlar tarafından yönetilmesini mi savunuyor? Halkı biraz serbest bırakırsan “ya davulcuya ya zurnacıya kaçar” diye mi düşünüyorlar? Faşist Cunta Anayasasının hangi maddelerini değiştirmek istiyorlar? Faşist Cunta Anayasasını gerçekten değiştirmek istiyorlar mı? Ben on beş gündür Anayasa tartışmalarını dinliyorum, okuyorum Millet İttifakından 12 Eylül Anayasasından başka bir şey savunduklarını dinlemedim, okumadım.

İçerde sahte “demokrasi yok” gözyaşları döküyorlar, dışarıya karşı “bizde demokrasi var” diye bildiriler imzalıyorlar. Güya, bağımsızlığı savunuyorlarmış. Onun yerine, “evet bizde demokrasi yok, ama bunun bir nedeni de sizsiniz, hep gerici- faşist kesimleri desteklediniz, darbeler yaptırdınız, Yeşil Kuşak Projeleriniz ile, BOP ile gericileri başımıza musallat ettiniz, biz size rağmen ülkemizi demokratikleştireceğiz diyemiyor musunuz? Niye faşistlerin-gericilerin arkasında sıraya giriyorsunuz? İstanbul ve Ankara Belediyelerine iktidarın baskı yaptığından şikayet ediyorsunuz ama HDP’li belediyelere İstanbul ve Ankara belediyeleri için istediğiniz yetkilerin verilmesini istemiyorsunuz. HDP’li milletvekillerinin tutuklanması için Anayasaya aykırı ama diyerek dokunulmazlıkların kaldırılmasını onaylıyorsunuz, sonra kendi milletvekiliniz içeri atılınca sızlanıyorsunuz.

Seksen küsur Hukuk Fakültesi ve binlerce hukukçu akademisyenden de hayır yok. Üçü, beşi geçmeyenler dışında; onlardan da demokrasi, hak ve özgürlükler için ses çıkmıyor.

O zaman, bıkıp usanmadan biz yazıp söyleyeceğiz; demokratik hak ve özgürlüklerin ne olduğunu; halkın yönetime nasıl katılacağını; adaleti, eşitliği…