16 Şubat 2021

Bu hayat bizim: Pandemi

Görsel: Pixabay

Pandemi, tecrit, izolasyon, karantina...

Adettendir; yıl dönümlerinde bir muhasebe yapılır. Neredeyse bir yıl oldu değil mi? Birey olarak, aile olarak ya da iş ortamında çalışma arkadaşlarımızla nasıl geçirdik bu süreyi? Akışına mı bıraktık yoksa bu beden, bu hayat, bu dünya bizim mi dedik?

Birlikte oluşturacağımız sorular önümüzdeki sürecin daha sağlıklı geçmesi için ipuçları sunabilir:

Günlük rutinimizi örebildik mi, biyolojik ritmimizi koruyabildik mi? Vücudumuzdaki birçok hormon sabah erken saatlerde salınır; misal büyüme hormonu, kortizon, metabolizmamızı belirleyen tiroit hormonları vd. Sahi, gece ile gündüzü karıştıranlardan mı olduk pandemide?

Ya bedelimizle barışık mıydık? Pandeminin dayattığı hareketsizliği evde, kapalı ortamlarda yapılabilecek bedeni güçlendirici hareketler ile bertaraf edebildik mi? Yoksa telefon, televizyon ve bilgisayar bağımlısı mı olduk?

Arkadaş niyetine sigara ve alkolle mi sardık? Öyleyse ne kadar da risk almışız! Sigara ve alkol kullananlar için stresli dönemleri aşma güdüsü bunlara yönelmeyi kolaylaştırabilir; bu anlaşılabilir bir şeydir. Ancak “alkol ve sigaranın bağışıklık sistemini zayıflatması bedeni hastalığa daha hazır hale getirilmesi” olasılığı unutulmamalıdır.

Hiçbirimiz salgına eşit koşullarda yakalanmadık. Kimimiz işsizdik, bazılarımızın sağlık güvencesi yoktu, kimimizin psikiyatrik kimimizin bedensel hastalıkları vardı. Sahi hasta olanlarımız tedavilerini aksatmamayı başarabildi mi? Elbette çok sorunlu bir dönemdi ama sorunları aşmak için zamanımız da oldu. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kronik hastalığı olanların ekseriyetinin tedavilerini pandemi sürecinde aksattığını artık biliyoruz. Ama bundan sonra bu olumsuz gidişatın değişmesi için hem birey olarak hem de kamusal anlamda yapabileceklerimiz var. Ne acı ki Covid-19 hastalığı kadar ilaveten ölümü kronik hastalıkların tedavisindeki aksaklıklar nedeniyle yaşamış olduk.

Gelelim pandemideki en yaygın soruna. Bu süreçte en önemli sorunlardan bir tanesi uyku bozuklukları olsa gerek. Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) bu konuda bazı önerilerde bulunuyor:

• Her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmak

• Yatmadan önce gevşeme yöntemleri uygulamak

• Kaygıyı artıran sosyal medya paylaşımlarını ve koronavirüs ile ilgili haberleri gece takip etmemek

• Uyumadan en az 1 saat önce elektronik cihazları kullanmayı bırakmak

• Uykuya dalamama 20 dakikayı aştığında kendimizi zorlamamak, kalkıp bir aktivite ile uğraşarak uykumuz gelince yeniden yatağa dönmek

• Gündüz uykularından kaçınmak

• Düzenli egzersiz yapmak, uyku için karanlık, sessiz ve serin bir ortam yaratmak

• Uyku saatine yakın yemek yememek, akşam yemeğini yatmadan 4 saat önce, atıştırmalıkları ise 2 saat önce yemeyi bırakmak.

• Çay ve kahve tüketimine dikkat etmek, öğleden sonradan itibaren bırakmak.

• Sigara ve alkol kullanımından mümkün olduğunca kaçınmak.

• Gün ışığını almayı ihmal etmemek.

Şimdi pandeminin birinci yılının sonunda yeniden kendimize, dostlarımıza ve ailemize dikkat etme zamanı.

Sağlıcakla kalın.

Evrensel'i Takip Et