17 Şubat 2021 23:03

Futbolun ‘kara günleri/geceleri’ bitmez

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

“Futbolun içinde bu var” söylemi, son dönemde iyice dillere yerleşti. Bu laf aracılığıyla, futbolla hiç ilgisi olmaması gereken türlü garabet ve ucubelikler sanki oyunun bir parçasıymış gibi algılanıp normalleştiriliyor…

Maç başlayana kadar onurlu, dürüst, hakça mücadele üzerine döktürenler, maç başladıktan sonra bir anda “Kazanmak için her yol mübah” felsefesine sapıveriyorlar. Futbol kültürümüzde kazanmaktan daha önemli hiçbir şey yok çünkü…

Penaltı kazanmak, rakip oyuncuya kart göstertmek ya da zaman çalarak avantajlı skoru korumak adına sahtekarca kendisini yere atan oyuncular için kullanılıyor mesela “Futbolun içinde bu var” lafı. Hatta öyle ki, oyuncunun bu şekilde takımına penaltı kazandırmasını, sanki marifetmiş gibi, “Penaltıyı aldı” şeklinde ifade ediyorlar. Alakasız pozisyondan penaltı çıkardığı için neredeyse oyuncuyu kutlayacaklar…

Ee, hani nerede kaldı onur, dürüstlük, hakça mücadele?

Hakemleri etki/baskı altına almak için abuk sabuk laflar etmek de futbolun içinde var!.. Maç sonrasında hakemler hakkında rezilce açıklamalar yapmak da elbette. Beğenmedikleri hakemlerin meslek hayatlarının bitirilmesini talep edenlere bile rastlıyoruz. İnsanın mesleğini yapma hakkının elinden alınmasını istemek, alçaklığın daniskası. Ama bu, kimin umurunda ki? Bunların hepsi futbolun içinde var!.. Lakin hakemin pozisyonu yanlış görüp ya da yanlış yorumlayıp sonuçta yanlış karar vermesi futbolda yok!.. Buna kesinlikle tahammül edemiyor, hemen saldırıya geçiyorlar…

Oysa oyun sırasında işi en zor olan kişi hakem. Çünkü futbol, içinde sonsuz pozisyon ihtimalini barındıran, belli bir dereceye kadar oyuncuların birbiriyle temasına izin veren ve bu haliyle de yoruma açık bir oyun. Topun ve oyuncuların sürekli hareket halinde olduğu böyle bir oyunu her an en doğru noktada durarak ve tüm olan biteni ayrıntılarıyla birlikte tam olarak görerek yönetmek imkansız. Her maçta hakemlerin de, VAR’ın da asla süzemeyeceği pek çok pozisyon yaşanıyor. Mesela futbolcular duran top atışlarında sürekli temas halindeler. Birbirlerini itiyor, kakıyor, tutuyor, çekiyorlar. Sahadaki ve VAR’daki hakemlerin, bu temasların şiddetini dışarıdan anlamaları çoğu zaman mümkün değil. Üstüne bir de, en ufak bir temasta kendisini yere atan futbolcular var ki, onlar hakemlerin işini daha da zorlaştırıyor. Bu gerçeklere karşın, “Hakemlerden standart yönetim bekliyoruz” yaygarası koparan tiplerle dolu ortalık.

Futbolun icadından bugüne kadar oynanan bütün maçların her birinin hikayesi farklıyken, yani hiçbir maç birbirine benzemezken ve bundan sonra oynanacak bütün maçların hikayesi de birbirinden farklı olacakken ve de üstelik bu oyun yoruma açık sonsuz pozisyon barındırma potansiyeline sahipken hakemlerden standart yönetim beklemek tam bir cehalet örneği…

Kaldı ki hiçbir yönetici, hiçbir teknik direktör, “Hatalar hep bizim aleyhimize yapıldı, hakemler bizim lehimize hiç hata yapmadı” diyemez. Her takımın aleyhine de, lehine de pek çok hata yapıldı, bundan sonra da yapılacak. Yani öyle maçlardan sonra, “Futbolun kara günü/gecesi” başlıklı, hakemleri hedef alan ve içeriğinde bolca gönderme, komplo kurgusu bulunan komik açıklamalar yapmanın hiçbir manası yok…

Neyse… Teknoloji daha da gelişir ve formalara takılan çipler sayesinde oyuncular arasındaki temasın şiddetini ölçme imkanı da doğarsa hakemlerin daha doğru karar vermesi sağlanabilir. Bu da yapay zekalı robot hakemlere doğru gidişin habercisi olur. Robot cerrah oluyor da robot hakem neden olmasın, değil mi ama?

Sportif ruhu yok edilen ve tamamen rant hedeflerinin aracı haline getirilen futbola da robot hakem yakışır zaten…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa