Matematik ağlıyordu

Yakın zamanda Türkiye Satranç Federasyonu “1 milyon lisanslı sporcu kampanyası” düzenledi. Kampanya kapsamında, bir kulüp adına çıkartılacak her bir yeni lisans için ilgili kulübe 5 TL ödenecek ve kampanya toplam 50 bin lisanslı sporcuya ulaşınca son bulacaktı.” Satranç kulüplerimizin güçlerine güç katacağız” dediler. “ Kulüplerimize elimizden gelen desteği vererek, pandemi döneminde en az zararla çıkmaları için uğraşıyoruz” dediler. 1 milyon lisanslı sporcu hayalleri kuranlar, neden dünyada ilk 100’de sporcumuz yok diye bir an düşünmediler ama önemli değildi. Öyle müthiş bir kampanya düzenlediler ki dillere destan oldu. Dünya satranç devleri, Rusya, Çin ve Amerika’nın bizim nasıl aklımıza gelmedi diye hasetlerinden çatladığı saatlerde Federasyon Hükümetle el ele verip sol ceplerindeki kamu kaynağını “Size de vereceğiz, size de vereceğiz” diyerek hoooop sağ ceplerine koyuverdiler.

TSF veri tabanına göre Türkiye’de tam 577 satranç kulübü var ve dün itibariyle 58 bin 500 lisanslı satranç sporcusu bulunmakta. Ancak bir satranç kulübümüz var ki ülkenin yarısına bedel. Çünkü tek başına 21 bin 104 (yirmi bir bin yüz dört) sporcusu var. Evet, yanlış duymadınız 21 bin 104 satranç sporcusu. Müthiş değil mi? Yo hayır, Carlsen bu kulübün sporcusu değil, Nakamura mı? Hayır, o da değil. Bu kulübün değil bir tane büyük ustası, dünyada ilk bine girebilmiş bir sporcusu yok. Hatta ilk on binde de sporcusu yok. Muhtemelen bu kulüpte sadece dört kişi çat pat satranç oynayabiliyor yani istesen kulüp içi turnuva yapamazsın, çünkü geri kalanın neredeyse tamamı henüz satrançla tanışmamış küçük çocuklardan oluşuyor.

Kuruluş yapısı itibariyle iki farklı satranç kulübü var. Biri genellikle satrançseverlerin kurduğu kulüpler, diğeri ise her ilde bulunan İl Gençlik ve Spor Müdürlüğünün kurduğu satranç kulübüdür ve bu kulübün başkanı genellikle İl Gençlik Spor Müdürüdür. İşte Antalya Gençlik Spor Kulübü de, devletin her ilde kurduğu bu satranç kulüplerinden biri olarak sporcu sayısı açısından rekorlar kitabına girmeye aday oldu. Başarılarının altında devlet sırrı yatmıyordu oysa. Milli Eğitim Müdürlüğünden Antalya’daki tüm okullara, öğrencilere satranç lisansı çıkarılması için resmi yazı gönderildi. Öğretmenlere muhtemelen hemen her okulda lisans çıkarılması konusunda emrivaki yapıldı. Veli izin belgesi, lisans ve doktor raporu içeren evraklar velilere ulaştırıldı. Veliler çocuklarının hangi kulübe üye olduklarını bile anlamadılar ama olsun sonuçta satranç bilmeyen satranççılarımız oldu.

Diğer yandan Türkiye İş Bankası Süper Lig Şampiyonu Tatvan Satranç Eğitim Spor Kulübünün şu anda lisanslı sadece iki (2)! sporcusu bulunuyor, bu da tablonun ne kadar çarpık, pardon yani muhteşem olduğunu gösteren bir başka kanıt. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki toplam 119 kulübün sporcu sayısı 16 bin 472 iken, Antalya Gençlik Spor Kulübünün tek başına 21 bin gibi bir sayıya ulaşmasını kimse kıskanmasın. Federasyonun toplam 250 bin TL ayırdığı kampanyadan devlete ait Antalya Gençlik Spor Kulübünün kasasına girecek olan para 105 bin TL (yüzde 42) olacak. Diğer 576 satranç kulübüne ise yüzde 58’lik pay düşüyor ki, federasyonun ne kadar muhteşem ve adil bir kampanya yaptığını sanırım herkes anlamıştır.

KİTAP TAVSİYESİ

İspanyol Açılışı içerdiği merkez mücadelesi ile her satranç oyuncusunun bilmesi gereken bir açılıştır. Tüm satranç şampiyonlarının oynadığı bu açılışı temel fikirleriyle öğreten bu kitapta devam yolları hem siyah hem de beyaz açısından inceleniyor. 15 örnek oyun içeren kitap 1300-1800 UKD arası oyunculara yönelik ve son kısımda açılış varyant ağacını içermekte.