Link vergisi, teknoloji tekelleri ve medya devleri
Görsel: PIRO4D/Pixabay
Avustralya hükümetinin büyük medya tekellerinin lehine “link vergisi” yasasında ısrarcı olmasının ardından Facebook Avustralyalı kullanıcılarının Avustralyalı haber sitelerinin linklerini yayımlamasını engelledi. Bunu yaparken de çok sayıda kamu dairesi ve kitle örgütünü de engelledi. Facebook’un yasanın tanımlarındaki genişlik nedeniyle yanlışlıkla engellediğini iddia ettiği bu sayfalar kısa sürede açılsa da bu yeterli olmadı; Reuters’inden CNN’ine, BBC’sinden Financial Times’ına medya devlerinden Facebook’un demokrasinin düşmanı olduğuna, sınırını aştığına, yasanın ne kadar haklı olduğuna dair haberler art arda geldi.
Söz konusu haberlerin çoğu linklerin kaldırılmasını sürpriz olarak görüyor, “uzman” görüşleri ile de destekleyerek Facebook’un haksızlığını -kimileri daha incelikli kimileri ise daha kabaca- ortaya koymaya çalışıyordu. Oysa Facebook’un linkleri kaldırması sürpriz değildi. Facebook bunu yapabileceğini geçen yılın ağustos ayında duyurmuştu. Üstelik haberlerin sunumunda olayın gelişiminin aktarımı çoğunlukla ihmal ediliyordu: Avustralya hükümeti AB’nin yeni telif direktifine benzer şekilde büyük medya tekellerinin etkisiyle haberlere Google, Facebook vb. üzerinde link verilebilmesi için bu şirketlerin haberin sahibi yayıncı kuruluşa ücret ödemesini zorunlu kılan yeni bir yasa üzerinde çalışıyordu. Haber sahibi yayıncı kuruluş denince herhangi bir yanılsama olmasın, yasadan gelir elde edecek olanlar bir avuç medya devinden ibaret. Daha küçük yayıncılar bu gelirden yararlanamamakla kalmayacak, şirketler küçük yayıncılarla anlaşma zahmetine girmeyeceğinden ilgili platformlarda görünürlükleri de ciddi şekilde düşecek. Buna şirketler itirazlarını dile getirmiş hatta haber linki yayımlamaktan vaz geçebileceklerini açıkça duyurmuşlardı. Hükümetin yasa konusunda ısrarcı olmasının ardından Facebook haber linklerini Avustralya’da kaldırma kararı aldı ve bu kararı da uyguladı.
Bu köşeden de sıklıkla tartıştığım üzere Facebook güvenilir bir kurum değil. Kullanıcı haklarının, etiğin, demokrasinin savunucusu da değil. Ancak bu tartışmada Facebook’un tavrı niyetinden ve gerekçelerinden bağımsız olarak daha açık ve özgür bir webden yana düşüyor. Medya tekellerinin ciddi lobi faaliyeti ve etkisiyle AB’de ve Avustralya’da uygulanmaya çalışılan yeni bir model var. Bu model büyük yayıncılara ait bir haber içeriğine link vermeyi ücretli hale getiriyor. Bu modelin en önemli savunusu ise “Teknoloji şirketleri neden benim içeriklerimden kâr etsin?”. Bu şirketlerin verilen linklerden sağladığı kâr elbette tartışabilir ama eğer medya devlerinin istedikleri bu olsaydı sunucularda yapılabilecek çeşitli ayarlarla bu platformlarda yer almayarak bunu çok da zorlanmadan başarabilirlerdi. İstenilen hem bu platformlardan kendilerine trafiğin akmaya devam etmesi hem de üstüne platformların kendilerine para ödemesi. Yasal düzenlemelerin oluşturduğu hesaplı bir yan etki olarak da küçük yayıncıların görünürlüğünün azalması ve buralara yönelen web trafiğinin bir kısmının da kendilerine akması.
AB ve Avustralya’daki “link vergisi” düzenlemeleri web için standartlaşırsa bundan kâr edecek olan büyük medya devleri. Buralarda çalışan gazetecilerin bu kârdan alacakları bir pay yok. Teknoloji devleri ise en fazla kârlarından zarar edecek. Küçük yayıncılara ise kârdan bir pay düşmeyeceği gibi üstüne trafikleri de azalacak.
Link vergisini de içeren AB telif direktifi tartışmalarında da medya tekelleri benzer şekilde konumlanmış ve direktifin kabul edilmesini zafer naralarıyla kutlamıştı. DHA direktifin kabul edildiğini duyuran haberinde direktife karşı çıkanlar için “bedava internet savunucuları” tabirini kullanmıştı. Özgür ve ücretsiz olarak link verebilme webin gelişimini de sağlayan önemli temel dinamiklerden biri. Bugün tartışma konusu olan bu mekanizmanın medya tekelleri lehine bozuşturulması. Bu bozuşturmanın yarın diğer her türden link için tartışılmasının önünü kapatan bir şey de yok. Hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık olmayan teknoloji şirketlerinin bir güç haline gelmesi ve etkileri elbette tartışılmalı ama güç diyorsak öbür yanını da görmezden gelmemek gerek: Teknoloji şirketlerinin gücü link vergisi tartışmalarında medya tekellerinin gücüne yetmedi. Hem AB ülkelerinde hem Avustralya’da link vergisi yasalaşıyor. Bundan birinci derecede çıkar elde edecek medya devlerinin, kendi çıkarları için de olsa tarihinde ilk kez webin özgürlüğünden yana tutum alan Facebook’u şeytanlaştırma kampanyası da tepkilere bakılırsa tutmuş gözüküyor. Ama bütün bu yaratılan hava Facebook’un -kararı kendi çıkarları için vermiş de olsa- daha özgür bir web kavgasında bu kez kullanıcılardan yana düştüğü gerçeğini değiştirmiyor.
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30
- Roblox sansürü çocukları koruyabilir mi? 09 Ağustos 2024 04:15