26 Şubat 2011

Orta Doğu kaynarken Türkiye’de seçimler

Orta Doğu tarihin nadir görülebilecek dalgalanmalarından birini yaşarken, Türkiye sıradan bir seçim süreci yaşayabilir mi?
Orta Doğu’yu etkilemek ile Orta Doğu’dan etkilenmek iç içe geçmiş olgulardır. Orta Doğu’da yaşanan hareketliliğin nereye kadar uzanacağı konusunda belki her ülke için ayrı değerlendirmeler yapmak gerekir. Ortak ve kesin bir hüküm konulacaksa, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı gerçeği merkeze oturtulmalıdır.
Türkiye’nin bu süreci çok önceden tamamladığı gerekçesi ile yapması gereken bir şey olmadığı iddiası kocaman bir safsatadan ibarettir. Bu süreçten olumsuz etkilenmeler ne kadar kaçınılmazsa, olumlu yansımalar da bir o kadar doğaldır. Petrol vs. gibi konulara dayalı enerji, ekopolitik etkilenmeleri tüm dünya gibi bizi de doğrudan ilgilendirmektedir.
Ancak bölgede yer almanın sosyokültürel etkileri, mutlaka hukuki, siyasal dengelerin yeniden şekillenmesine neden olacaktır. Artık anayasa konusu sembolik değişiklikler boyutunda tartışılamaz. Kürt sorununu çözme yolunda sahici adımlar atmadan, hukuk reformundan söz etmenin ortaya çıkaracağı tablo, sadece komedi olarak ele alınabilir.
Mart ayında yaşanabilecek gerilimi dikkate almadan siyasal tutum belirlemek imkansızdır. Burada alacağınız siyasal tutumun seçimlere yansımasını engellemek de bir o kadar zor gözükmektedir. Demokrasiden yana olmanın daha “amasız, ancaksız” bir zemine oturacağı,  yoksulluk ve gelir adaletsizliği ile özgürlük taleplerinin bir birinden kolayca ayırt edilemeyeceği bir sürece giriyoruz.
Bu sürecin özgünlüklerini daha ayrıntılı olarak ele almak gerekir elbette. Ama en temel yaklaşımlarda ıskaladığınızda ayrıntıda doğru işler yapmanın da çok önemli olmayacağını göz ardı etmemeliyiz.
Tüm bu nedenlerle seçimlere beklenenden çok daha farklı bir toplumsal psikoloji içerisinde gidebiliriz. Bu psikolojinin seçmen tercihlerinde değişikliğe neden olma imkanı ancak alternatiflerin umut ve güven verdiği ölçüde söz konusu olacaktır.
Toplumsal zeminde uzun soluklu bir altyapı inşasına dayanmayan siyasal çabaların, seçimlerde doğurabileceği etki de gelip geçici olacaktır. Ülke politikalarında köklü değişimler için siyaset yapma tarzında da köklü değişiklikleri göze almak gerekiyor.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var.

Bugün günlük milyonlarca lira değerinde elektrik üretimi yapan termik santralin yıllık 120 milyon dolar, 2060 yılına kadar 4.2 milyar dolar kâr elde edebileceği kaydedildi.

TPAO, BOTAŞ, ETİ Maden, EÜAŞ hedefte

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et