27 Şubat 2021 23:38

Grev, belediye işçisinin birliği kadar bilincini de ilerletiyor

Maltepe Belediyesi önünde grev için toplananlar

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının CHP’nin yönetiminde olduğu bazı belediyelerde greve çıkması, medya ve siyaset aleminde, “tuhaf” değerlendirmelerle karşılanıyor.

Greve çıkan belediyelerde belediye başkanları, sanki grev kendilerinin tutumundan çıkmamış gibi, işçilerin haklarına duydukları saygıya, bu hakları almanın önemine dikkat çekiyor. Hani sanırsınız ki, konuşan belediyedeki patron ya da sözcü değil de, işçilerin temsilcisi, sendikanın yöneticisi! Ama bu yöneticiler konuşmayı, usta bir kıvraklıkla, “Biz aramızda konuşup bir çözüm yolu buluruz. Greve ne gerek var”a bağlıyorlar.

İşçilerin greve çıkmasına karşı çıkan belediye yönetimleri, aylardır yapılan görüşmelerde, işçi için gerçek enflasyonun yüzde 30-40’larda olduğu bir zamanda işçiye yüzde 8’lik zam, 10 TL’lik yemek yardımı gibi komik rakamları reva gördükleri için greve çıkıldığını bilmezden, duymazdan geliyorlar.

İşçi, ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için greve gitmeyecek de ne için greve gidecek?

Bu ve benzer sorulara yanıt vermiyor belediye yöneticileri!

"GREV AKP’YE YARAR" İDDİASI GREV KIRICILIĞINI MEŞRULAŞTIRAMAZ   

Sadece belediye yönetimleri değil, “Ben de emeğin haklarını savunuyorum. Ben de işçinin grev hakkından yanayım. İşçilerin yaşamlarının zorluğunun da farkındayım” gibi sureti haktan sözlerle başlayan belediyenin gönüllü propagandacıları da faal. Belediye yönetimlerinin bu gönüllü propagandacıları, “Neden CHP’li belediyelerde grev yapıyorlar? AKP’li belediyelerde grev yapsınlar da görelim”e bağlayıp, işçileri ve sendikaları AKP’nin değirmenine su taşımakla suçluyorlar. Yetinmiyor, grevi AKP’nin teşvik ettiğini bile yayıyorlar.

Elbette grevden AKP’li belediyeler ve AKP’li her kademeden siyaset erbabı memnundur. 19 yıllık iktidarında 18 grevi yasaklayarak, tarihe en çok grev yasaklayan başbakan ve cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışında, “Bakın İstanbul’da çöp dağları var. Tıpkı benim belediyeyi devraldığım yıllardaki gibi” diye, CHP’nin belediyeciliğine çamur atmak için grevi kullanmaya çalışıyor. Ama “çöp dağları”ndan en son suçlanacak olan işçilerdir.

Çünkü “çöp dağları” için işçiler açısından söylenecek şey, işçilerin ne kadar ağır bir yük taşıdıklarıdır!

Ama belediye yöneticileri ve onların ağzından konuşanlar bundan, iki parti (CHP ve AKP) arasındaki mücadelenin faturasını işçiye çıkarmayı anlıyorlar! Ki o yöneticiler, grev nedeniyle işçiyi suçlayanlar, bugün görev başında olmalarında, grev hakkını kullanmasını çok gördükleri işçilerin oylarının da önemli bir payının olduğunu çoktan unutmuş görünüyorlar.

DİSK’İN AÇIKLAMASI ÖNEMLİ

DİSK Yönetim Kurulu, İstanbul’da Kadıköy, Kartal, Maltepe ve Beşiktaş belediyelerinde grev kararı alınması nedeniyle işçileri ve sendikalarını suçlayan eleştirilere yanıt veren bir açıklama yayımladı.

“Neden CHP’li belediyelerde grev yapılıyor?​” eleştirilerine çeşitli yönleriyle yanıt verilen açıklamada, DİSK Yönetim Kurulu; “Bu ülkede demokrasi isteyen aklı başında herkesin sorması gereken soru ‘Neden bazı belediyelerde bu hakkın kullanıldığı’ değil, neden iktidara bağlı belediyelerde bu hakkın kullanılmasının engellendiğidir” diyor.

  • Pandemi koşulları ve hijyen konusunda hassasiyetin artmış olması,
  • Grev nedeniyle sokakların çöpe boğulmasının getirdiği sıkıntılar,
  • İstanbul’da belediye seçimlerindeki siyasi kamplaşma dikkate alındığında, belediye işçilerinin grevine yönelik suçlamaları kolaylaştırmaktadır.  

Bu yüzden de işçiler ve sendikaların, halkın gerçekleri bilmesi için taleplerini, talepleri karşısında belediyenin tutumunu, sadece işçiler açısından değil işçinin, emekçinin haklarının kullanılmasının önemine kadar çeşitli konularda hizmet alamayan halkı aydınlatma çabasını aralıksız sürdürmesi önem kazanmaktadır.

Bu yüzden işçilerin bu aydınlatma çalışması, pandemi koşullarını da dikkate alan örgütlü bir çalışmayı gerektirmektedir. Grev uzadıkça, bu çalışmanın önemi daha da artacaktır.

GREV, İŞÇİ SINIFININ MÜCADELE OKULUDUR!

Belediyelerde grev hep zor olmuştur. Çünkü işçiler sadece belediye yönetimleriyle değil hizmetlerden yararlanan halkla da karşı karşıya gelmektedir.

Dahası belediye grevlerinde işçiler, daha bir süre önce oy verip yönetime getirdikleri, kendilerinden olduğunu düşündükleri yönetime karşı grev yapmak zorunda kalıyorlar.

Alışık olduğumuz akıl yürütme açısından bu bir çelişki olarak görülmektedir.

Bu yüzden de bu çelişki gerek işçiler arasında gerekse grevci işçilerle belediye yönetimine oy vermiş halk kesimleri arasında gerilimli tartışmalara yol açabilmektedir.

Ama bu çelişki doğru anlaşılırsa, bu tartışmalar işçiler açısından bir bilinç ilerlemesinin de vesilesi olacak ölçüde önemlidir.

Çünkü böylece işçiler, dün oy verip binbir çabayla yönetime getirdikleri belediye yöneticileri ile aynı partiye oy verseler bile, aynı taleplere, aynı çıkarlara sahip olmadıklarını, hatta karşıt çıkarlara sahip olduklarını, nihayet aynı sınıftan olmadıklarını göreceklerdir.

Ve tabii işçiler bu mücadele içinde siyasi sonuçlar çıkarmak için de önemli adımlar atabilecek, işçilerin taleplerini kendi siyasi amacı için kullanan popülist partiler yerine kendi sınıf partileriyle siyaset yaparak, bu çelişkiden kurtulacakları bir yola girebileceklerdir.

Çünkü her grev, işçilerin gerçek dostlarıyla sahte dostları ve düşmanlarını tanımalarını sağlar.

“Grev, işçi sınıfının mücadele okuludur” diyenler boşuna dememişlerdir. Nitekim grevin zorluklarının yanı sıra bu bilinç ilerletici rolünü, gazetemize gelen haberlerden ve işçilerin yazdığı mektuplardan da anlıyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa