28 Şubat 2021 23:10

Garrincha: Brezilyalı Sputnik

Garrincha

Fotoğraf: El Grafico / Wikimedia Commons

Paylaş

1957’de SSCB, Sputnik uydusunu uzaya gönderdi. SSCB’nin eriştiği bilimsel seviyeyi gösteren bu hamlenin doğurduğu bazı mitler vardı ki onlar futbol tarihini bile etkiledi.

İsveç’teki 1958 Dünya Kupası, SSCB’nin futbolda katıldığı ilk büyük organizasyondu ve havada “Sputnik” etkisi vardı. Uçmayı seven medya, Rusların laboratuvarlarda futbola programlanmış üstün insanlar ürettiklerini yazıyordu. Şehir efsanelerinde Sovyet futbolcular “Sürekli antrenman yapan devler” olarak geçiyordu. Batı’nın kapılmayı pek sevdiği “Ivan Drago sendromu”nun ’50’ler versiyonu anlayacağınız…

İki ekibin kaldıkları yerler yan yanaydı, taraflar birbirini gözetliyordu ve yan bahçede 1.90’lık Sovyetleri gören Brezilyalılar gerçekten endişelenmişti. Ancak bu röntgen macerasından etkilenen tek taraf onlar değildi. Spartak Moskova efsanesi Nikita Simonyan’ın dediği gibi Sovyet futbolcular, Brezilyalıların topla yapabildikleri şeyleri hayretle izliyordu.

Brezilya Teknik Direktörü Vicente Feola, SSCB mitinin kaygısıyla doğru bir karar verdi ve ilk 11’i “siyah”laştırdı. Turnuva öncesi yapılan psikoloji ve zeka testlerinde iyi notlar verilmeyen 17 yaşındaki Pele ve Garrincha ilk 11’deydi. Başlama düdüğüyle birlikte Garrincha, Alex Bellos’un tabiriyle “bir füze gibi” SSCB savunmasına daldı. Onun önlenemez dripling yeteneği “Sovyet miti”ni ilk dakikadan dağıttı. Gol gecikmedi, 3’te Vava, Yaşin’i avladı. Brezilya 2-0 kazandığı bu maçla birlikte gerçek 11’ini buldu ve bu öz güven onlara ilk Dünya Kupası şampiyonluğunu getirdi. Meşhur Spor Yazarı Mario Rodrigues Filho maçtan sonra Garrincha’yı “O nosso Sputnik” yani “Bizim Sputnik’imiz” olarak tanımladı. Ona “Anti-Sputnik” diyenler de çıkmıştı. Bu görüşe göre Garrincha modern dünyanın, bilimselliğin antiteziydi: Gelişmemişti, yarım akıllıydı, tahmin edilemezdi.

Mario Rodrigues Filho’nun kardeşi, Yazar Nelson Rodrigues’e göre “Garrincha düşünmezdi. Onun için her şey içgüdüyle, saf ve karşı konulamaz içgüdüsel ataklarla çözülürdü.” 1970 Dünya Kupası öncesi General Medici’nin müdahalesiyle kovulan ve aslında Garrincha’nın destekçilerinden olan Teknik Direktör Joao Saldanha’ya göreyse o “ilkel, yarı Yerli-yarı vahşi bir cahil”di.

Garrincha, tekstil işçilerinin şehri Pau Grande’de doğmuştu. Kökenleri Yerli, melez ve yoksuldu. Şirketin çocuk işçiler yetiştirmek üzere kurduğu ilkokulda okumuş, 14’ünde kendini iş başında bulmuştu. Ama iyi bir işçi değildi, makine başında uyuyakalmasıyla meşhurdu. Sol bacağı sağ bacağından 7 santim uzun olmasına rağmen futbol yeteneği sayesinde kovulmuyordu. Fabrikanın takımında oynuyordu ve kendine başka bir gelecek yaratma fırsatı buldu. 1953’te 20 yaşında Botafogo’ya transfer oldu, 1955’te milli oldu, 1958’de Dünya Kupası’nın kaderini değiştirdi, 1962’de Pele’nin sakatlığına rağmen kupayı kazanan takımın en büyük yıldızıydı. Ona “halkın sevinci” diyorlardı. Pele’yle benzer bir kökenden gelseler de Pele, modern Brezilya’nın simgesi olurken o Roger Kittleson’ın deyimiyle “Halkın içinden çıkan yıldız” değil “Yıldız olup halkın içinde kalan”dı. Pele “daha çok kahramanlaştırılan”, Garrincha ise “daha çok sevilen”di.

1982’de Placar dergisi, Pele ve Garrincha’yı yıllar sonra yeniden bir araya getirdiğinde ikilinin hayatları arasında uçurum vardı. Pele, “Gelmiş geçmiş en büyük Brezilyalı”, Garrincha ise hiç kimseydi. Bunda başrolü elbette kendi hataları oynadı. Onları saymaya kalksak buradan adı verilen Brasilia’daki stadyuma yol olur. Yine de Netflix’in Pele belgeselinde adının geçmemesine şaşırdım. 1962 Şili dendi, Garrincha denmedi, garip!

Eduardo Galeano, Garrincha’nın futbolunu Charlie Chaplin mizahına benzetmişti. Hınzırdı, küçük düşürücüydü ama masumdu, içinde kötülük yoktu. Belki de Nelson Rodrigues haklıdır, Garrincha futbolu oyun zannedecek kadar saftı. Placar dergisinin tarihi kapağından dört ay sonra alkol komasına girerek öldü.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa