Cicely Tyson

Cicely Tyson | Fotoğraf: David Shankbone/Wikimedia Commons (CC BY 3.0)

Harlem’deki küçük tiyatro sahnelerinden New York Broadway’deki nişanlara ve ABD film sektörünün ışıltılı dünyasına… Aktris Cicely Tyson’ın sanatı, kariyerinin her döneminde parladı. 19 Aralık 1924’te Doğu Harlem’de doğdu. Ailesi, Küçük Antiller’deki bir Karayip adası olan Nevis Adası’ndan Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti. Çok dindar annesi buna izin vermese de genç Cicely erken yaşta sahneye çıktı.

İster düzinelerce filmde ister televizyon oyununda, isterse hayat sahnesinde oynadığı rollerde olsun, halkını haysiyet ve tarihlerini inkar eden bir ışıkta tasvir etmeyi her zaman reddetti. Şüphesiz, ona ilk etapta bir dizi rol teklif edilmemesinin nedenlerinden biri buydu. Ancak her ikisi de sivil haklar hareketinde aktif olan ve kendisinden önce ölen meslektaşları Ossie Davis ile Ruby Dee’de olduğu gibi hiç kimse Tyson’ın çalışmasında da bu yönde utanç verici bir başarı bulamayacak.

1972’de “Sounder” (Babasız Yıl) filmindeki rolüyle Oscar’a en iyi başrol oyuncusu olarak aday gösterildi. Paul Winfield’ın yanında, Louisiana’da, Büyük Buhran yıllarında beyaz ev sahipleri için şeker kamışı yetiştiren ortakçı bir ailenin karısını ve annesini canlandırdı. Bu filmde, Cicely Tyson aradığı şeyi bulmuştu: Haysiyetli bir başrol. 1933’te geçen filmde çocukları için yemek çalmaktan hapse giren çiftçinin karısı Rebecca ile her zorluğa göğüs geren ve tüm yoksulluğa ve zorluklara rağmen zarafetini ve güzelliğini koruyan siyah bir kadını canlandırıyordu. Tyson övgü dolu eleştiriler aldıktan sonra; “Sounder’daki hikaye, hikayemizin bir parçası, insanlığın gücünün bir kanıtı” dedi:  “Siyah mirasımız mücadele, gurur ve haysiyettir. Siyah kadın şimdiye kadar ekranda hiç böyle gösterilmemiştir.”

O yıl Oscar, Hollywood filmi “Kabare”deki başrolü için Liza Minnelli’ye gitti, ancak zaman değişti ve 2018’de Tyson, Film Akademisi tarafından hayatı boyunca yaptığı çalışmalardan dolayı bir fahri Oscar’a layık görüldü.

“Sounder”ın başarısından iki yıl sonra, elli yaşındaki oyuncunun 100 yaşından büyük bir kadını canlandırdığı CBS mini dizisi “The Autobiography of Miss Jane Pittman”da (Jane Pittman’ın Hikayesi) izleyicileri memnun etti. Dizi, güney eyaletlerindeki siyah bir kadının üzücü deneyimini konu alıyordu. Eski köle, filizlenen siyah sivil haklar hareketinin ortasında 1960’lardaki hayatına dönüp bakıyor. Tek protestosu, sadece beyazlar için ayrılmış bir çeşmenin suyunu siyah bir kadın olarak yudumlaması.

Cicely Tyson 96 yaşındaydı, 28 Ocak’ta vefat etti, hayatının sonuna kadar canlılık ve güzellik yaydı. Tyson, neredeyse on yıl boyunca Caz Müzisyeni Miles Davis ile evliydi. Sonraki yıllarda, yaşlı bilge kadınları canlandırdığı, Yönetmen Tyler Perry’nin birçok filminde rol aldı. Cicely Tyson, nesiller boyu aktrislere ve oyunculara ilham verdi, hayatı boyunca yaptığı çalışmalarla saygı talep etmenin ne anlama geldiğini hepimize öğretti.

*Yazarımızın Prison Radio’da (Cezaevi Radyosu) 23 Şubat’ta yayımlanan şu ana kadarki son kaydıdır. Geçen hafta kovid-19 belirtileri gösterdiği kamuoyuna duyurulan Mumia Abu Jamal’ın hastanede gerekli tedaviyi alması için kampanya başlatılmıştır. Kampanya adresi: www.freemumia.com

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et