Gözdağı davaları

Müjdat Gezen ve Metin Akpınar | Fotoğraflar: DHA
Müjdat Gezen ile Metin Akpınar hakkında açılan dava beraatle sonuçlandı. Zaten davadan bir şey çıkmayacağı ve Gezen ile Akpınar’ın beraat edeceği belliydi. O zaman neden bu davaları açıyorlar?
Birinci olarak savcılar başını belaya sokmamak için ya da Cumhurbaşkanına siyasi olarak yakın olduğu için dava açıyor.
Belki daha önce yazdım; benim bir yazım nedeniyle de savcılığa çağırdılar. Savcı ile ifade öncesi biraz sohbet ettik. Benim dönemimdeymiş. Muhtemelen AKP sempatizanı değildi. Yazıyı da daha önce okumamış. Benim yanımda dosyadaki gazeteyi açtı yazıyı okudu. Bitirdikten sonra meslektaşım yazı çok güzel, yazdıklarının hepsine katılıyorum. Biz bu tip yazılara resen dava açmıyoruz dedi. İfade verdik, Gazetemiz Avukatı Devrim Avcı ile savcının odasından çıktık. Dava açılmayacak herhalde savcı iyi birine benziyor falan diye konuştuk. İki ay sonra duruşma günü geldi. Bir sene yargılama sürdü. Beraat ettik. İstinafa gitti savcı, orada da beraat kararı onandı. Bu kez Yargıtaya gittiler dosya hâlâ Yargıtayda.
Yani, diyeceğim açılmaması gereken davalar açılıyor. Bu davalar senelerce sürüyor. Sadece cumhurbaşkanına hakaret davaları değil; basın davaları, sosyal medya paylaşımı nedeniyle açılan davalar, basın açıklaması ve gösteri-miting yapmak isteyenlere açılan davalar da böyle. Binlerce dava, yıllarca süren davalar.
Boşuna sarf edilen mesai, hakimlerin, savcıların, avukatların ve yurttaşların kaybettiği çok değerli yüz binlerce saat.
Ve sonunda bu davaların yüzde doksana yakını beraatle sonuçlanıyor. Çünkü, gerçekten bir suç işlendiği için değil; en temel haklarını kullanmak isteyen yurttaşlar korksun, yılsın ve bu haklarını kullanmaktan vazgeçsin, düşüncelerini ifade edemesin, kendine sansür uygulasın diye bu davaları açıyorlar.
Yukarıda saydığımız bütün o zamanlar, mesailer sırf bu nedenle boşu boşuna harcanıyor.
İşin bir de maddi yönü var tabii. Bir suç işlemediği halde yargılanan yurttaşlar için devletin harcadığı para ciddi bir yekün tutuyor. Ayrıca beraatle sonuçlanan her dava için sanık vekiline vekalet ücreti veriyor devlet. Bu para lüzumsuz dava açan savcıların cebinden de çıkmıyor. Asliye cezada yargılananlar için 3 bin liraya yakın, ağır cezada yargılananlar için 6 bin liraya yakın vekalet ücreti devletin; yani yurttaşın cebinden çıkıyor. Düşünün bir sene içinde yüz bine yakın beraat eden sanık olsa dört yüz, beş yüz milyon lira bizim cebimizden vekalet ücreti ödeniyor. Sırf iktidarların halkı korkutmak ve sindirmek için harcadığı paralar.
Aynı amaç için devlet hapishaneler kuruyor, yüz binlerce polis ve ordu mensubu çalıştırıyor; ya onlara harcanan paralar, avukatlara ödenen vekalet ücretleri onların yanında devede kulak kalır diyeceksiniz. Haklısınız. Keşke hak ve özgürlükleri engellemek için bu kadar para ve mesai harcanmasa, demkratikleşsek. Devletin halk üzerindeki baskı gücü giderek azalsa. Bir zaman gelse devlete hiç ihtiyaç kalmasa.
Evrensel'i Takip Et