Diken
Fotoğraf: Doğukan Keskinkılıç/AA
İnsan hakları eylem planı açıklandı. 18 yıl 3 aydır ülkeyi yöneten iktidar birden suçunu itiraf edip hidayete erdi(?) ve “Bundan böyle insan haklarına önem verilecek” dedi. Hani derler ya “Yiğidi öldür ama hakkını ver” diye, bu iktidar için söylenebilecek en doğru şey değişiyormuş gibi yapabilme kabiliyeti. Zaman ve mekanda karıştırdıkları kafalarda suçu bize, başarıları kendilerine yazabilme kabiliyeti. Ve en önemlisi bütün bunlara inanacak insanlar bulabilmeleri.
Toplantıyı izledik. Ortam müthiş. Cumhurbaşkanı kitleden uzak, ulaşılamayacak derinlik ve yükseklikte. Salon seyrek dolu. Işıklandırma loş. Seslendirme davudi. Her şey ulvi. Konu önemli.
Nasıl olsa uzmanlar maddeleri tek tek tartışır, eleştirir, destekler. Ama tüm olumlu şeyler açıklandıktan sonra en sona “vize serbestisi” eklenince, işin, aslında boşalan devlet kasalarına para bulmak için daha dün “eyyy Merkel, eyyy Micron, eeeyyy Bidon” diye dalga geçtiğimiz, sopa gösterdiğimiz dünya liderlerine “Bak valla bir daha yapmayacağız” türünden bir u-dönüşü işi olduğu şüphesine kapıldık.
Müjdeye bak, “Artık gece otel odalarından alınmayacağız.” Peki 18 buçuk yıldır niye alınıyorduk? Kim alıyordu? Kim aldırıyordu? Reis’ten izinsiz tuvalete gidemeyenler, tutuklamaları, göz altıları Reis’ten habersiz mi yaptılar?
Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan mahkemelerin hakimleri bu işleri bana güvenerek mi yaptılar? Davalarda istenmeyen(?) kararları verdikleri için bilmem nerelere sürülen hakimleri ben mi sürdüm, yoksa şimdi “Hakim ve savcılara coğrafi güvence gelecek” diyenler mi sürdü?
Tüm bu insan hakları eylem planına İnsan Hakları Derneği için ağzına geleni söyleyen sayın bakan ne diyor? Küçük ortak hemfikir mi? Yoksa ona arka odada başka bir şey mi söylendi?
Kamu ihalelerinde rekabet sağlanması için mevzuata yapılacak olan şey 5 inşaatçıyı nasıl etkileyecek? Bu güne kadar her şeyi onlara verenler fikir mi değiştirdi? Yoksa onlara da arka odada “Paralar gelene kadar idare edin” mi dendi?
Ama plandaki en dikkat çeken yer “Dikene su vermek zulümdür” cümlesiydi.
“Diken” kim? Çiçek kim? Su verilecek boynu bükük çiçek kim?
Yıllardır muhalif olanlar birden çiçek mi olacak? Berkin’in annesi diken mi, çiçek mi? İsmail’in annesi diken mi? 5 Müteahhit çiçek mi? Hem de bugüne kadar olduğu gibi boynu bükük çiçek mi?
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22
- BARIŞ 31 Ekim 2024 04:21
- Bölünmez bütün 24 Ekim 2024 04:41
- Martı başı 1 buçuk 17 Ekim 2024 04:28
- Öcü 10 Ekim 2024 04:50
- Siyaseten palavra 03 Ekim 2024 04:38
- Gömün 26 Eylül 2024 04:16