8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tüm kadınlara kutlu olsun!
Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bütün dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
Kadınlar, kapitalizmin kadın emeğini ucuz emek olarak kullanmasına, mobbinge, Orta Çağ değerleriyle kuşatılıp eve hapsedilmelerine, geçim zorluklarının kadın yaşamını daha da zorlaştırmasına... hayatın her alanında eşitsizliğe ve kadınların ezilmesi girişimlerine karşı mücadelenin sembolü olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, bu yıl da dünyanın her köşesinde kutluyorlar.
Ülkemizde de kadınlar, pandeminin ve hükümetin çıkardığı güçlükleri de aşarak, çeşitli etkinliklerle taleplerini dile getiriyorlar.
KADINLAR İKTİDARIN ÇOK YÖNLÜ SALDIRILARINA KARŞI DİRENDİ!
2020 8 Mart’ının üstünden zor ama mücadeleyle dolu bir 1 yıl geçti. Bu 1 yıl, geçtiğimiz yıllara göre kadınların daha büyük güçlüklerle karşılaştığı bir yıl oldu.Çünkü bu 1 yılda;
Pandeminin yükü daha çok kadınlara yıkıldı: Pandemide “Evde kal!” sloganı etrafında sürdürülen kısıtlamalar, yasaklar, alınmayan önlemler ve hatta şiddet faillerinin cezaevlerinden salınması ev içi şiddeti körüklerken, aynı zamanda işyerinde artan mobbing, esnek çalışma uygulamaları, Kod-29 üstünden yapılan işten çıkarmalarda ilk kurban edilenler kadınlar oldu! Pandemi sürecinde kadın istihdamı erkek istihdamına göre daha çok azalırken, emekçi aileleri içindeki geçim koşullarının kötüleşmesinin faturası da kadınlara çıkarıldı.
İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma girişimi iki kez püskürtüldü: Tek adam yönetiminin, en çok rahatsız olduğu, kadınların hak eşitliği mücadelesini ezmek için gündeme aldığı, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma” tutumunu sonuçlandırmak için, önce ilkbahar, sonra da sonbaharda, 2 kez gündeme getirdiği tartışma, kadınların ülke sathında giriştiği mücadele sonucunda püskürtüldü. Ancak, tek adam yönetiminin, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak”tan vazgeçmediği son haftalarda yeniden görüldü. Çünkü Erdoğan’ın tarikat ve cemaatlerle, din üstünden siyaset yapan Orta Çağcı siyasi odaklarla ittifakını yenileyip güçlendirmek için onlara “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma garantisi” verdiği açıkça ortaya çıktı.
“Kadın üniversitesi” kurma girişimine karşı mücadele: Karma liseleri kaldırma girişimi başarısız olan iktidar, son aylarda “Kadın Üniversitesi” kurma girişimini, kadınlara yeni bir müjde olarak propaganda etmeye başladı. Kadınların iki yüz yıl önce kazandığı eğitimde eşitlik hakkını geriye çeviren bu hamleyi “Kadınların eğitime katılımlarını artırmak” olarak sunsa da, işin gerçeği kadınlarla erkekleri toplumsal alanda ayırarak, eşitlik hakkını tırpanlamak, kadınların hak eşitliği mücadelesine bir darbe vurmaktır. İktidar bir yandan, kadın üniversiteleri ile kendi gençlik projelerine uygun “Kadın nesilleri yetiştirme” konusunda adım atmaya hazırlanmaktadır.
“İnsan Hakları Eylem Planı”, kadınların hak eşitliği talebini yok saydı: İktidar, “İnsan Hakları Eylem Planı”nı hukuk, insan hakları ve özgürlükler alanında görülmemiş bir devrim olarak sundu. Bu plan; dünyada ve Türkiye’deki gelişmelerden az çok haberi olan herkes tarafından, “Hukuk ve insan hakları alanındaki başlıca normların arka arkaya sıralanarak aktarılması”, “Antidemokratik uygulamaların, hukuksuzluğun boş laf yığını altında bırakılması”... olarak eleştirildi. Ama iktidar, İnsan Hakları Eylem Planı”nda kadınların haklarıyla ilgili bölümde, kadınlara yönelik vaatlerinde, 2012’de çıkarılan 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Yasası’ndaki maddeleri sıralamakla yetindi. Böylece tek adam yönetimi, kadınların eşit hak talebine ve emekçi kadınların çalışma ve yaşama koşullarını iyileştirme amaçlı taleplerine laf olarak bile yer vermekten çekindiğini, kadınların taleplerine ne kadar uzak, hatta bu taleplere tamamen karşı oluğunu ilan etmiş oldu. Hem de kadınların Orta Çağ normlarına uygun yaşamasını savunan en gerici odaklara da selam göndererek!
TEK ADAM YÖNETİMİ AMAÇLARINA VARAMAYACAKTIR
Evet, kadınlar gerek eşit haklar mücadelesi gerekse yakıcı bir talep olan kadına yönelik şiddete karşı mücadelede son 1 yılda; iktidarın saldırılarına karşı ülke sathında direnerek yasal hak gasplarına karşı saldırıları gerilettiler.
Ancak tek adam yönetiminin, kadınların “eşitlik” ve “kadına yönelik şiddetin önlenmesi” başta olmak üzere acil talepleri karşısında sorunu bu talepleri kabul etme doğrultusunda adım atma yerine, kadınların mücadelesini bölerek ezmeyi esas alan bir tutum içinde olduğu artık tartışılmaz biçimde ortaya çıkmıştır.
Bu yüzden de önümüzdeki dönem;
“İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması”,
“Çocuk yaşta evlendirmeler”, “Kadınların tecavüze uğradığı kişilerle evlendirilmesi”, “nafaka” gibi konularda yasaların erkekler lehine değiştirilmesi,
Pandemi gerekçesiyle başlatılan esnek çalışma yöntemlerinin “Evden çalışmaya” dönüştürülüp olağanlaştırılması, sömürünün hat safhaya çıkarılması yanında işyerlerinde kadınlara yönelik cinsiyetçi baskıların daha da artması, kadınların sosyal yaşamdan çekilerek kadın mücadelesinin yanı sıra emek mücadelesinin zayıflatılmasından geri durulmayacağı da artık bildiğimiz gerçeklerdir.
Ancak kadınların mücadele kararlılığı, demokratik kamuoyunda kadınların talepleri karşısında oluşan duyarlılık, işçilerin, emekçilerin ileri kesimleri içinde kadınların öne çıkma eğilimlerinin artması... kadın mücadelesi alanının tek adam yönetiminin kolay zaferlerden çok kolay hazmedemeyeceği yenilgilerin alanı olacağına işaret etmektedir.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü tüm kadınlara kutlu olsun!
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47
- İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı! 31 Ekim 2024 07:58
- Sermaye tüm güçlerini emekçilere karşı seferber ederken sendikalar ne yapıyor? 27 Ekim 2024 04:45
- Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar? 24 Ekim 2024 12:49
- Emek mücadelesi için son derece önemli bir dönemin eşiğinde! 21 Ekim 2024 05:04
- ‘Kürt sorununun çözümü’ konusunda demokrasi güçlerinin inisiyatif alma zamanı! 17 Ekim 2024 05:14
- İktidarın ‘iç cepheyi güçlendirme’ stratejisi muhalefeti etkisizleştirmekten geçiyor 12 Ekim 2024 05:03
- 10 Ekim Katliamı davası bölgede barış mücadelesinin alanı olarak da önemli 09 Ekim 2024 04:57
- 'İç cepheyi güçlendirelim' çağrısı, muhalefet ve emek güçlerine arkamızda hizalanın çağrısıdır! 06 Ekim 2024 04:41
- İktidar neden yapamayacağı bir anayasayı gündem yapmak için bu kadar uğraşıyor? 03 Ekim 2024 04:55
- TBMM açılırken!.. Sermaye ve emek güçlerinin cepheden karşı karşıya geleceği bir dönem 30 Eylül 2024 04:50