07 Mart 2021 22:53

Hadi canım!

Tayyip Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı

Fotoğraf: Doğukan Keskinkılıç/AA

Paylaş

Duyduk ki İnsan Hakları Eylem Planı yapmışlar. Ve yine gördük ki, ortada insan hakları falan yokmuş. Boğaziçi Üniversitesine kayyum rektör atamasına karşı direnişte başlattıkları yeni uygulama sırasında muhakkak ki bu İnsan Hakları Eylem Planı Ankara’da konuşuluyor olmalıydı. “O zaman aklımızda yoktu, son günlerde olanları gördük ve hızla bu ihlalleri sonlandıralım istedik” deseler o da olmayacak. Uygulama başladı, ama sürüyor. Üstelik artık kocaman bir planımız da var. Uygulama dediğim, polise mukavemetin “-mış”lı geçmiş hali. Eskiden açılan soruşturmaların yarısından fazlası davaya dönüşürdü, evet ama kimse hakkında tutuklu yargılama kararı verilmezdi.

Bu kocaman planımıza göre demokratik ve barışçıl gösteri hakkımız yeniden teslim edilecekmiş ama ya polisler bunu duymadı ya da savcılar polislerin derdest edip getirdiklerini talimat olarak kabul edip plan mlan tanımıyor olsa gerek ki, polis yakalıyor, savcı tutuklama istiyor, hakim de tutuklayıveriyor.

İşin trajikomik yanı 73 yıl önce kabul edilmiş İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin maddelerini alt alta sıralayınca yeni plan yaptıklarını zannetmeleri. Planlar öyle olmuyor. Ağzından innovasyon, uzay lafları düşmeyip aya çıkma hayalleri kuranların geçmiş metinleri kopyalayıp yapıştırmanın plan olmadığını bilmesini diliyorum ya, dilekle de bir yere varılmıyor.

“İnsan Hakları Eylem Planı’nı pandemiyle mücadele yöntemlerinden ayıran ne?” diye sorarsanız ne pandemiyi ne de ülkeyi yönetebildikleri durumda plan da o hatta salınıp duruyor. Pandemiyi yönetememenin bedeli on binlerce insanın yaşamını yitirmesi oldu, malum. Kendi resmi verileriyle 30 bine yaklaşan ama fazladan ölümleri de ekleyince 100 bine doğru giden rakamlara baktığımızda, bu topraklarda bu iktidarla neden İnsan Hakları Eylem Planı olamayacağı açıktır. En temel hakkımızı, yaşam hakkını ihlal eden yönetememe söz konusuyken, bir planı hem de insan hakları eylemine dair bir planı yönetmelerini de beklemiyoruz haliyle.

“Biz daha aşı planlamasını yapamadık, hangi eylem planı?” diye sorarım böyle olunca. Elimizde ne kadar aşı var, emin değiliz! Ne kadar aşı gelecek, onu da bilmiyoruz! Günde 1-2 milyon aşı yapmaktan söz edip, yeter ki aşı olsun diyen hükümet yetkilisine soralım. Vergileri denetleyen, toplayan, bütçeyi oluşturan, aşı şirketleriyle anlaşmayı yapan ben miyim ki aşıyı da getireyim. Ben bir yurttaş, bir meslek örgütünün başkanı olarak meslektaşlarımızın özverili çalışmasından dem vurarak günlük aşı yapabilme olanaklarımıza değinebilirim, ardından da “Yeter ki aşı olsun” diyebilirim. Hükümetin bakanı diyemez, çünkü yukarıda saydığım yönetme iradesi onlarda. Hatta gerçeklikten uzak bir şekilde 5 dakikada bir aşı randevusu vermeye kalkışmak da eldeki aşılar azalınca aşılamayı yavaşlatın diyenler de kendileri. Günde 200 bine dahi varmayan aşılama ile bizi gelecek yüzyıla mı taşımayı hedefliyorlar, hadi canım!

Planlama yapabilmek için akılcı düşünmek, akılcı düşünebilmek için bilimsel bilgiden yararlanmak, bilimsel bilgiden yararlanabilmek için bilime kelepçe takmamak gerekir. Kelepçeli bilimle yapılan plan da ancak insanları polise mukavemet etti iddiası ile hepimizin gözü önünde dövüp, tutuklamaya sevk etmeye yeter.

İnsan Hakları Eylem Planı mı demiştiniz? Size pandemi yönetememe versek!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa