08 Mart 2021 23:10

Hey gidi Dursun abi

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Literatür Yayınları çok iyi bir iş yapıyor, Türkiye’deki kırsal gerçekliği aktaran yazarları yeniden gün ışığına çekti.  14 kitaplık Fakir Baykurt kitaplığı. Talip Apaydın Kitaplığı. Mahmut Makal Kitaplığı. Samim Kocagöz Kitaplığı. Şimdi de Dursun Akçam Kitaplığı. İlk dört kitap çıktı. Gerisi gelecek sanırım. Bizim entel dünya kırsal dünyaya ya abartılı bakar, ya yok sayar.

Kanlıdere’nin Kurtları, Dağların Sultanı, Kafdağının Ardı, Ucuna Yaşam. Büyük bir keyifle okumaktayım peş peşe. Özellikle Ucu Ucuna Yaşam ve otobiyografik kitabı Kafdağının Ardı’nı çok sevdim. Aynı zamanda Dursun Akçam’ın kitaplarında, Türkiye kırsalının Almanya’ya yansımasının, büyük devrimci göçün yansımalarını da buluyoruz. Dursun Akçam aynı zamanda Türkiye siyasal ve siyasal olmayan diasporasının alaycı bir anlatıcı.

Devrimci” “Demokrat aydın” ilişkilerine ilişkin dalga geçen iğnelemelerine bayıldım. Demokrat aydının kendisi için yazılan raporları bulması falan. Siyasal İslam’ın Almanya’daki ilk mayalanmaları…

Kürt eşkıyalığı efsanesinin Almanya’daki dramokomik çöküş hikayesini de sevdim.

Dursun Akçam’ı Ayşe Nur’dan bir yıl sonra kaybettik. 2003 yılında. Birçok yazar gibi Köy Enstitülerinin bize kazandırdıklarından.

Ardahanlı. Türkiye’ye 1. Dünya Savaşından sonra katılan çok renkli bir bölge. Oraları bir başka Türkiye’dir. 40 yıl Rus vilayeti olma farklı birçok renklilik katmıştır bu coğrafyaya.

Karadeniz, Kars, Ardahan yöresi Moskovacı ya da Maocu olmayan, daha bağımsız bir sol geleneği kucaklamıştı ağırlıkla 1980 darbe öncesi.

Dursun Akçam, otobiyografisinde bir Kürt damara (anne tarafı) ve Ahıska Türkleri (baba damarı) damarına sahip olduğunu yazıyor.

Bölgede Azeri etkisi de vardır. Ermeni damarın kesilip atıldığını belirtmeye gerek yok.

Yöre dilinin Dursun Akçam’ın kitaplarına yansımasını seviyorum. Daha özel kılıyor kitaplarını.

Ve onun alaycı bakışını. Bunu Almanya’daki Türkiyelileri de yansıtıyor.

Dursun Akçam 36 aydın olarak yasal sorumluluğu üstlendiğimiz “DEMOKRAT” gazetesinin imtiyaz sahibi ve baş yazarıydı. Ona “patron” diye takılırdım. Ama ne patron! Sıkıysa “devrimcilere” patronluk tasla!

12 Darbe haberi, valla nazik biçimde önceden geldi. 11 Mart’ta ertesi gün darbe olacağını biliyorduk. Soğukkanlılıkla son nüshamızı hazırladık. Manşet: Ankara’da darbe bekleniyor.

11 Eylül’de Dursun Akçam İzmir’den Almanya yollarına koyuldu.

Alt sayfanın başlığını da ben atmıştım. Salvador’da halk barikatlarda.

Yani beklentimiz bu. Ertesi gün barikat ara ki bul.

Fatsa’daki testten cesaret almıştı cunta.

Buna rağmen daha fazla direniş bekliyordu Cunta . Ve DİSK’in ilan edeceği genel grev!

Sonra, Almanya’da Marx’ın Manifesto’da anlattığına benzer bir durum. Ortalık, şefler, sorumlular, aydınlarla kaynıyor. Bunları da cesur biçimde tiye alıyor Dursun Akçam.

Ama Türkiye’de “biz direniş komitesiyiz” diye inisiyatif alan, 80’lerin ortalarına kadar kırsal da bile dayanan insanlar vardı.

Bunlardan biri de Dursun Akçam’ın, eşi, Perihan Akçam’dı. (*)

Valla anneleri, eşleri, kızları  “devrimcilerden” daha direnişçi daha dik duruşlu çıktı dersem kimse alınmasın.

80 öncesinin solu biraz “maçoydu” dersem de kimse alınmasın.

Perihan Akçam’ın eşi Dursun ve oğlu Taner sürgünde(**) ,  Cahit ise hapiste idi. (***)

Dursun Akçam’ın bizim gibi kalma şansını deneme alternatifi yoktu.

DY Masası onu DY ile aydınlar arasındaki ilişkide kilit isim olarak görüyordu.

“Demokrat” gazetesinin kültür servisi ise, “maçoluğa” karşı yükselen kadın sesinin merkezi oldu.

Kenan Kocatürk’e ve Alper Akçam’a bu kitaplığın hayata geçmesi için harcadıkları çabadan dolayı teşekkür. (***)

Akçam ailesinin çalışmalarına bakılınca TC’nin Köy Enstitülerini niye kapattığı daha iyi anlaşılıyor.

----------------------

(*) Perihan Akçam, Onca Çileden Sonra, Yeni Alan Yayıncılık 1992.

(***) Taner Akçam, 80lerin ortasında siyasal çalışmadan çekildi, araştırmacılığa yöneldi, Türkiye’de devlet şiddetinin tarihinden soykırım araştırmacılığına geçerek bir çok araştırmaya imzasını attı

(***) Cahit Akçam, “Tarihle Söyleşiler” başlığı altında sözlü çalışmalar yürüttü. Onların Anısına başlıklı, faşist terörün kurbanlarına ilişkin çalışmayı yürüten ekipte yer aldı. (İzdüşen Yayıncılık, 2017). Sağlık yardımına ihtiyaç duyan eski devrimcilerle dayanışma organize etti. Unutturulanlar başlıklı bir belgesel dizisi başlattı.

(****) Ailenin bir başka yazar oğlu ise, Dr. Alper Akçam. Onun da şu kitapları var: Geçmiş Bir Zamandı, Dilin Dört Atlısı: Vüsat O. Bener, Bilge Karasu, Leyla Erbil, Oğuz Atay’dan Türkçeye Armağanlar, (Tekin Y. 2017); Geçmiş, Bir Zamandı (roman, Abis Y. 2009); Munise (roman, Abis Y. 2017); Kiraz (roman, Literatür 2020); Aslan Asker Arslan (roman, Abis Y. 2018); Eğer (öykü, Tekin Y. 2015); Son Balık, (öykü, Abis Y. 2018); Dillerine Kurban/Orhan Kemal’de Diyalojik Perspektif (Tekin Y. 2014); Sığıntı, (roman, Abis Y. 2017; Türk Romanında Karnaval, (Abis Y. 2018) ve bazı çocuk kitapları.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa