10 Mart 2021 23:00

Holiganizm tutsaklığı

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Futbol kültürünü belirleyen de, önünde sonunda toplumsal kültürün ta kendisi. Toplumsal yaşama damgasını vuran; farklılıklardan nefret ve düşmanlık üretmek, “hep bana”cılık, saygısızlık, çıkarcılık, fırsatçılık gibi edimler futbol kültürünün de omurgasını oluşturuyor. İşin içine bir de rant temelli ekonomik hesaplar/kaygılar ve türlü kompleksler barındıran psikolojik faktörler girince tablo iyice pespayeleşiyor...

Yoz bir toplumsal zeminde bilgi eksikliğinin yarattığı boşluğu holiganizm dolduruyor. Dolayısıyla mevcut toplumsal iklim futbola, ağırlıklı olarak holiganizm şeklinde yansıyor. Sonuçta bütün bunların bedeli, holiganizmle hemhal çarpık bir futbol kültürü şeklinde karşımıza çıkıyor. Oyunun keyif, zevk boyutuyla hiç ilgilenmeyip kazanmayı tek hedef haline getiren ucube bir kültür…

Şu bir gerçek ki, futbolumuzun dizginleri artık tamamen holiganizmin elinde …

Bütün bu tablodan futbol anlayışına dair ortaya çıkan sonuç ise mutlak kazanma hedefi. Bu, futbolun bir oyun olduğu gerçeğini göz ardı eden ve kaybetmeyi olgunlukla sindirmekten uzak, son derece sığ bir anlayış…

Holiganizmin baskın olduğu bir futbol kültüründe yöneticiler, teknik direktörler, oyuncular ve futbol üzerine yazıp çizenler de ortama uyum sağlayıp buna göre pozisyon alıyor. Böylesi bir kültüre karşı durmalarını/koymalarını sağlayabilecek bilgiden ve düşünsel donanımdan yoksunlar çünkü.

Aklın, mantığın devre dışı bırakıldığı holiganizmde bilgiye de yer yoktur, duygular en yoğun haliyle ön planda yer alır.

Bu nedenle holiganizm bilgiyle ilgilenmez, bilgi talep etmez. Oyunun bilgiyle açıklanması onun için hiçbir anlam taşımaz. Kaybedince, bunun tek sebebinin kendilerini engellemeye çalışan birtakım güçlerin hazırladığı çeşitli tuzaklar, tezgahlar olduğuna inanır. Yöneticilerden ve teknik direktörlerden de her zaman bu inancı destekleyecek/güçlendirecek açıklamalar duymak ister. Kaybetmenin ruhlarda açtığı derin yarayı en kısa zamanda sağaltacak sözlere ihtiyacı vardır. Maçlardan sonra yapılan bütün saçma sapan açıklamalar bu ihtiyacı giderebilmek, yani sahada kaybedilse bile bunu unut(tur)mak ve taraftarların kendisini kazanmış gibi hissetmesini sağlayabilmek içindir…

Yöneticilerin ve teknik direktörlerin canına minnet!.. Onlar da holiganların nabzına göre şerbet verip beklentilerini tatmin edecek şekilde açıklamalar yapar. Böylece hem bilgisizliklerini kamufle etmiş, hem de kendilerini taraftarların gözünde temize çekmiş olurlar… 

Puan kaybedilen her maç sonrasında teknik direktör ve yöneticilerin dile getirdiği zırvalar sebepsiz değil…

Kulüp yönetiminde, yeşil sahada ve medyada hiç kimse holiganizmden bağımsız hareket edemiyor. Üstelik günümüzde holiganizmin elinde sosyal medya gibi çok önemli bir koz var. Bunun üzerinden yarattıkları büyük baskıyla istedikleri oyuncuyu transfer ettirebiliyor hatta teknik direktörü bile değiştirebiliyorlar. Örneklerini gördük, görüyoruz…

Futbolumuzu bilinç ve kültür seviyesi bağlamında bir insana indirgesek, bu kesinlikle, komplekslerini tatmin etmeye çalışan ukala ve kibirli bir holigan ergen olurdu…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa