15 Mart 2021

Paraguay'da siyasi kriz

Paraguay’da hükümete karşı gerçekleşen protesto gösterileri dokuzuncu gününü de tamamlamış bulunurken hem siyaset içerisindeki hem de iktidardaki partiyi oluşturan unsurlar arasındaki fikir ayrılıkları daha belirgin hale geliyor. Kovid-19 salgını ile mücadelede büyük bir başarısızlık sergileyen Mario Abdo Benítez Hükümeti, aşılamada da birçok Latin Amerika ülkesinden geri kalmış durumda. İlaç ve yatak sıkıntısı çekilen ülkede, gelecekte de herhangi bir aşılama politikasının bulunmaması, salgının başından beri tutarlı bir eğitim stratejisi belirlenmemesi, sağlık sisteminin içine girdiği kriz, ekonomik darboğaz, sokağa dökülen göstericilerin temel motivasyonlarını oluşturuyor. Salgının keskinleştirdiği çelişkiler iktidar blokunun içindeki mücadeleyi daha da öne çıkarıyor.

Paraguay, Latin Amerika’nın neredeyse en az dikkat çeken ya da en az tartışılan ülkelerinden biri. Ülkenin 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren hem komşu ülkelerle yaşadığı savaşların ve sınır sorunlarının hem de iç savaş ve politik çalkantıların bu durumda etkisi olduğu söylenebilir. Ancak Paraguay’ın bölgedeki en uzun diktatörlük deneyimine sahip olması, bu diktatörlüğün bıraktığı mirastan kurtulamamış olması da bir başka önemli neden olarak sayılabilir. 1947’de üyesi olduğu Colorado Partisinin iktidara gelmesi sonrasında 1954’te gerçekleştirdiği askeri darbe ile ülkenin mutlak kontrolünü elde eden General Alfredo Stroessner, daha sonra Stronato olarak adlandırılacak 35 yıllık bir diktatörlüğün lideri olmuştu. Paraguay, Stroessner döneminde bölgede antikomünizmin kalesi haline gelecek; güçlü bir güvenlik rejimi oluşturularak 1989’daki darbeye kadar serbest siyasi faaliyetlere izin verilmeyecektir. 1989’da rejimin sürdürülebilirliği tehlike altına girdiğinde de Stroessner en güvendiği ve sağ kolu olarak bilinen General Andrés Rodríguez Pedotti tarafından gerçekleştirilen darbe ile iktidardan ve ülkeden uzaklaştırılmıştı.

Rejimin kendi içerisinde kontrollü bir değişime gitmesi, Paraguay’ın gerçek bir demokratikleşme sürecine girmesini de engellemişti. 2008’de Fernando Lugo ülkedeki ilk sol-sosyal demokrat başkan olarak iktidara gelmiş olsa da bölge ülkelerinin büyük tepkisine sebep olacak 2012’deki senato kararı ile azledilecekti. Bu dört senelik dönem dışında Colorado Partisi ülke siyasetindeki hakimiyetini korumuştur. 2018’de Stroessner’in özel kaleminin oğlu olan Mario Abdo’nun başkanlığa seçilmesi ise belki de bu hakimiyetin yarattığı sorunlar silsilesinin son halkası olarak görülebilir.

Başkanlığı süresince parti içi muhalefete de maruz kalan Abdo, salgının başından beri büyüyen tepkilerin son sokak eylemleri ile birlikte yoğunlaşması karşısında kabinesinde önemli değişikliklere giderek, içişleri, eğitim ve sağlık bakanlıkları başta olmak üzere birçok bakanı görevden almak durumunda kaldı. Ancak bu değişiklikler toplumdaki tepkileri dindirmeye yetmedi. Paraguay siyasetinde halen hegemonik parti durumunda bulunan Colorado Partisi ise geleneksel ‘hem iktidar-hem muhalefet rolünü’ oynayarak parti içindeki farklı fraksiyonları harekete geçirmiş görünüyor. 2023’te gerçekleşecek seçimler öncesinde kartların tekrar dağıtıldığı, Mario Abdo’nun süreci kontrol altında tutamaması halinde kendi partisi içerisinden de gelecek olan destekle azledilmesinin de masadaki opsiyonlardan biri olduğu anlaşılıyor. Yıllardır uygulanmakta bulunan serbest piyasacı, otoriter politikaların, yolsuzluğun derinleştirdiği ekonomik ve politik kriz, salgın ile birlikte Paraguay’da da daha belirgin hale gelerek toplumsal muhalefetin güçlenmesine yol veriyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Diplomaya da kayyım!

Diplomaya da kayyım!

Bir süredir operasyonlar, tutuklamalar, kayyım atamalarıyla siyaset alanını zorla daraltan iktidarın, bir ‘hayali’ daha gerçekleşti. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen Ekrem İmamoğlu’nun diploması, iktidara yakın gazetecilerin günlerdir anons ettiği gibi, üniversite yönetimi marifetiyle iptal edildi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
20 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et