Küçük farkındalıklar ile sağlıklı kalmak

Ortak yakınmamız çok kilo almak, bahanemiz bu kez gerçekten benzer: Eve kapanmak, izolasyon , sokağa çıkma yasağı...

Sanki yürümek dışında kalori harcamamızı artıracak başka yol yokmuş gibi davranıyoruz.

Sahi, en son ne zaman şarkı söyledik? Üstelik şarkı söylemenin kalori tüketmek dışında da yararları var. Yapılan çalışmalar şarkı söylemenin fiziksel egzersizle eş değer olduğunu gösteriyor. Vücudun oksijene olan talebinde temini kolaylaştırıp akciğer ve kalp üzerine olumlu etki sağlıyor. Hele bir de çalıp söylenirse daha fazla kalori yakmış oluyoruz.

Gülmeye ne dersiniz? On dakika gülmek yaklaşık 40 kalori. Hiç de fena değil!

Düğün geleneklerine bakmak bile dünden bugüne neden obez bir ülke haline geldiğimizi izah ediyor.

Ellili yılların ‘sıska’ insanlar ülkesi 2019 itibari ile Avrupa’nın en obez ülkesi oldu: Türkiye.

Geleneksel düğünler davul zurna eşliğinde günlerce sürerdi. Yani günlerce halay, horon çeker, harmandalı oynar, bara durur dans ederdi insanlarımız. Şimdilerde düğünlerde yemek yemekle iştigal ediyoruz.

Madem evdeyiz çoluk çocuk halaya durmak mı yoksa obezite mi? Şimdi tercih zamanı...

Zaten evdeyim, kim tıraş olacak, saçımı taramaya ne gerek var, ruj da neyin nesi diyorsanız elbette kilo alırsınız.  Aslında sadece eve kapandığımız için değil, hayatın içinde rutin alışkanlıklarımızı yitirdiğimiz için de kilo alıyoruz. Nâzım Hikmet’in ve cümle şair mahpusların cezaevi yaşam öykülerini okumaya ne dersiniz! Pandemi ve izolasyon günlerinde onlardan öğreneceğimiz çok şey var.

Hayatınızda hiç sakız çiğnemediyseniz bile bu süreçte şekersiz sakız çiğnemenizin kalori tüketiminde karınca kararınca bir katkısı olacaktır. Belki de gündelik hayatımızda küçük ayrıntıların katkısına olan inancımızı yitirdiğimiz için daha çok kilo alıyoruz.

Arabası olanlardansanız hâlâ oto yıkamaya mı götürüyorsunuz? Üstelik yıkanırken bir sandalyede öylesine boş boş bekliyor musunuz?

Bahar geldi. Bahçe, duvar, ev boya badana zamanı. Kim boyayacak evi, bir profesyonel mi yoksa siz mi?

Gençsiniz, evden çalışıyorsunuz, iş yükünüz azaldı: Siz hâlâ internetten mi kazak sipariş ediyorsunuz?  Elde dokumaya ne dersiniz? Ama yok siz öyle eski moda işlerle uğraşmayın biraz daha kilo alın...

“Adabımuaşeret” kuralları kaşığı sağ, çatalı sol elle kullanın der. Ama bizim ülkede her ikisi için de genelde sağ el kullanılır. Kilo fazlanız varsa yemeğinizi yavaşlatmak adına solak değilseniz sofrada salt sol el kullanmaya ne dersiniz?

Gazete ve dergileri ve hatta kitapları internetten okumak yerine sayfalarını çevirerek okumak inanın daha fazla kalori tükettirir.

Ve aşık olmak, sevişmek: Müthiş bir kalori tüketim yoludur.

Tüm bunlara ikna olmadıysanız siz en iyisi mi sokağa çıkma yasaklarının bitmesini, pandeminin sönümlenmesini bekleyin, sonra cebinizden çokça para verip spor salonlarına gitmeyi bekleyin. Ya da önce tıka basa yemek yiyip sonra da bir parkın etrafında ‘dolap beygiri’ misali sürekli birlikte dönelim...

Bizi sağlıklı kılacak olan küçük farkındalıkların değerini bilmek, yaşam biçimine dönüştürebilmekten geçiyor. Çaydanlığı ve su sürahisini oturma odasına getirmemek her defasında mutfağa gitmek misali...

Sağlıcakla kalın.