‘Cırcırı bozuk fermuar’ meselesi (1)
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/121316.jpg)
Fotoğraf: Enes Sansar/AA
Kirvem,
Şu sıralar bir taraftan milletçe uzay yolculuğuna hazırlanırken, diğer yandan da kim bilir hangi melun şeytanın durduk yere başımıza musallat ettiği “eski” ama “eskimeyen” bir meselemizle, yani kimi vatandaşlarımıza göre adı hoş, kimilerine göre de nahoş olan “Andımız” lakaplı “masal”la, bu bitip tükenmeyen derdimizle ne yazık ki yine müşerref olduk...
Üstelik tam da alayla valayla Ay’a, ardından da inşallah Mars’a, hatta bunun akabinde de diğer gezegenlerle birlikte keza kor ateşten farksız olan “güneşi zapt etmek” için “sabah serunluğu”nda Karadeniz sahillerinden yola revan olmayı inceden inceye planladığımız şu günlerde, yine şu mendebur şeytanın sanki yapacak herhangi bir işi, uğraşı yokmuşçasına, bu kez de tozlu raflardan indirip, dolayısıyla ülkemizin gündemine şeytanca yollarla bulup buluşturduğu bu “demode” mesele yüzünden milletçe zaten olmayan huzurumuz maalesef sil baştan yine kaçtı...
Huzurumuz kaçtı, sinirimizden rengi ruhsatımız soldu; çünkü elin gavuru, komünisti, falanıyla feşmekanı neredeyse su yoluna çevirdiği uzay yolculuklarına birbirinin peşi sıra yenilerini eklerken, bizler de bu yarışta “yaya” kalmamak için, atalarımızın buyurduğu, “Geç olsun da güç olmasın” deyiminden yola çıkmanın zaruri olduğunu nihayet çok şükür anladık...
Nitekim bu bapta evvelemirde hemen hepsi de uluslararası kulvarlarda ön sıralardaki yerlerini hakkıyla alan “yerli ve milli” üniversitelerimizin yanı sıra, ayrıca bilumum akademisyenlerimizin de, oradan buradan araklanmamış temiz, titiz, hilesiz hurdasız çalışmalarıyla başlattığımız bu süreç gerçekten de gurur verici!
Yine bu bapta hepsi de eskimiş, miadını doldurmuş, “saçma sapan” logaritmik, geometrik, trigonometrik, sinüs, kosinüs, hipotenüs, tanjant, kotanjant gibi ıvır zıvır bir sürü gavurca teoremlerin ipliğini pazara çıkarıp, bunların yerine öncelikle yüceler yücesi ulu tanrımızın izniyle, gelmiş geçmiş tüm fizik, biyolojik, jeolojik, teolojik, astronomik kuramların pabucunu ilk fırsatta dama atıp, akabinde de ilim, bilim dünyasına, uzay alemine yeni baştan yön vermek için işinin ehli akademisyenlerimizin önderliğinde kollarımızı sıvamışken, öte yandan durduk yere ülkemizin gündemine lök gibi oturan bu “Andımız” hikayesi neyin nesi, kimin fesiydi acaba?
Bu konuda, daha da doğrusu yıllar önce tedavülden kaldırılan bu “fes”lerin içinden zaman zaman tavşan veya güvercin çıkarmayı becerebilen mahir ellerin bu marifetlerini bir tarafa dehleyip, öte yandan kimi vatandaşlarımızın dediklerine bakılırsa, bu Andımız masalının zamanlaması fevkaladenin fevkinde “manidar” ama, beri yandan da yine kimi vatandaşlarımızın kulaktan kulağa gizlice fısıldayıp durdukları laflara keza bakılırsa, Andımız adıyla piyasaya sürülen bu “mesele” belki bir müddet için ortalıkta tıpkı cırcırı bozuk “fermuar” misali zırt pırt açılıp kapanır ama, zerre kadar karın doyurmaz...
Öyleyse?..
Öyleyse, devamı haftaya Kirvem!..
Evrensel'i Takip Et