21 Mart 2021 00:32

Siyaset yasaklanırsa halaylar bile siyasallaşır!

Adıyaman'da Newroz kutlaması

Fotoğraf: MA

Paylaş

İktidar sözcüleri tarafından ‘Kürt açılımı’ diye anılan ve 2009’da başlatılıp kısa süre içinde ‘başarıyla’(!) kapatılan sürecin sonrası... Bir yıl içinde çıkarılan ‘Açılım’ ve ‘Demokratikleşme’ gürültüsünden geriye, seri operasyonlar, tutuklamalar, konulan siyaset yasakları, ardı ardına dizilmiş kelepçelenmiş siyasetçi fotoğrafları, ‘taş attığı’ için onlarca yıllık cezalara çarptırılmış çocuklar kalmış... Ve nihayet Aralık 2009’da, Meclis’te grubu bulunan, aynı yıl girdiği yerel seçimde 2 milyon 200 bin oyla (yüzde 5.70) sekiz il belediye başkanlığı alan DTP kapatılmıştı.

Bazı şeyler unutulmuyor. Tam da böylesi bir ‘Açılım’ tablosunun üzerine gelen 2010 Newroz’unun hemen öncesi... Hayat televizyonu Newroz öncesi Diyarbakır’da halka mikrofon tutmuş. Şöyle diyordu bir kadın:

“Kapı komşumun küçük çocuğu taş atmaktan 6 aydır içerde. Annesi geçenlerde ikiz doğurdu. Bu Newroza ikizleriyle katılacak. Bir çocuğunu içeri aldılar, o iki çocuğuyla Newroz’da olacak. Bizi bitiremezler, daha da çoğalacağız...”

***

Sonrası da biliniyor; her yıl bir öncekini aşan milyonluk Newroz kutlamaları, yeni partiler, yüzde 10’u aşan oy oranlarıyla üçüncü parti olarak çıkılan seçimler...

Ve yine, birkaç yıllık ‘Çözüm süreci’ sonrası devreye sokulan ‘düğüm’ politikasıyla geldik bugüne...

‘Millet iradesi’yle kazanılmış belediyelerin devlet marifetiyle zoralımı, dokunulmazlıkları kaldırılarak hapse konulan siyasetçiler, fezlekelerle kuşatılmış ve sonuçta kapatılma başvurusu yapılmış HDP... 

Evet, “nereden nereye...” dedirtecek ne çok şey yaşandı, yaşanıyor.

Dün gibi daha; 2013 yılının 21 Mart’ında Diyarbakır’da Newroz meydanından ‘silahı ve şiddeti gereksiz bırakacak’ bir yol haritasının umudu ve heyecanı muştulanıyordu Türkiye’ye...

Kürt sorunu yok, Masa falan yok...” çıkışıyla kapatıldı o yol.

Çözüm ve barış umudunu daha derinlere gömen şu son 6 yıllık ‘düğüm’ sürecinin gösterdiği en keskin gerçek, bu yolun yol olmadığına dairdir yine de.

***

Siyasetin yasaklanmasıyla, parti kapatmakla bu sorundan kaçılamıyor.

Bugün kapatılmaya çalışılan HDP’yi ya da dün kapatılan ama yok edilemediği anlaşılan diğerlerini yaratıp besleyen, özellikle Newroz’larda dışa vuran sosyal/siyasal realitedir. Görüldü ki o realite buharlaşıp yok olmadıkça ihtiyacı olan siyasal biçimleri de bir şekilde bulup çıkarıyor. Sonuç vermeyeceği belli yöntemleri deneyip bu ülke insanlarına acı ve sıkıntı yaşatmanın zaman tüketmekten başka bir anlamı olmuyor. Her defasında gösterime sokulan ‘İnkâr’ filminin karşısında kendisini çoktan ispat etmiş o ‘realite’yi gözetmek gerek. En azından Newroz’lara bakmak, işitmek, anlamak...

***

Bugün 21 Mart, Newroz günündeyiz yine.

Efsaneden güncele uzayan toplumsal gerçeklik, Newroz’u, bir “eski zaman hikayesi”nin çeperlerinden aşırtıp bugüne taşıyor.

Demirci Kawa yaktığı ateşle insanları “yeni güne” çağırmıştı.

Hâlâ ihtiyaç duyulan o ‘yeni gün’e...

Kırmızı, yeşil ve sarıya kesmiş meydanlar, çekilen halaylar, atılan zılgıtlar ve yakılan ateşler... Her birinin, binlerce yıllık folklorik motifler olmanın ötesinde anlamları da var artık.

‘İnkar’a karşı ‘ispat’ın unsurlarıdır.

Sen partisini kapatıp siyaset yolunu tıkarsan, halkın oyuyla kazandığı belediyeye memur atarsan, siyasetçisini hapsedersen; renkler, zılgıtlar, halaylar, ateşler bile siyasallaşır.

Sonra da ‘Siyasal halay’ diye suç tarifi yaparsın iddianamelerde!

Dediğimiz gibi, bu yol yol değildir.

Sonu belirsiz bir yangın yerine sürüklenip karanlık bir darboğaza sokulmuş ülkede, yaşanmış ve yaşanan bu hercümerç içinde çok şey söylenebilir, tartışılabilir. Ama şurası tartışma dışıdır:

Hayat, ‘daha da çoğalacağız’ diyen Diyarbakırlı o kadını haklı çıkarmadı mı?!

2010’da, kundaktayken daha Newroz’a götürülen ve ilk siyasal deneyimlerini yaşayan o ikiz bebek örneği şunu göstermiyor mu:

Siyaset yasaklanamaz!

Newroz pîroz be!

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa