Doludizgin nereye?
Ömer Faruk Gergerlioğlu | Fotoğraf: HDP Basın
Kırıp dökmeli hızlı ve sert bir haftayı geride bıraktık.
Önce Ö. F. Gergerlioğlu’nun “kesinleşen” mahkeme kararı, vekilliği iade edilmek zorunda kalınan Berberlioğlu örneği ve AYM kararı ne olur denmeden Mecliste okundu. Emir yüksek yerdendi. Savcılarla heyetlerden sonra Meclis Başkanı Şentop da hazır oldaydı. “Ezan susmaz” diyenlerin talimatıyla Gergerlioğlu abdest almasına bile izin verilmeden zorla Meclisten götürüldü.
Aynı sıralarda 4. sıradan atanmış Yargıtay Başsavcısı 600 küsur sayfalık kopyala-yapıştır iddianamesiyle HDP için kapatma davası açtı. “Ezan susmaz” diyenler, kendi partileri de kapatılmaya çalışıldığı için sözde “Parti kapatmaya karşı”ydılar! En akıllı sanılanlar bile, ciddi ciddi, kapatma davasının haşa AKP ve Erdoğan değil, ama MHP ve Bahçeli’nin bastırmasıyla açıldığı görüşündeydiler. Bahçeli’ye “hediye” verilmişti, yoksa zinhar Erdoğan kapatma yanlısı değildi! Asıl amaç rakip Millet İttifakının desteğine muhtaç olduğu ama sahiplenmede birleşemediği “yumuşak karnı” durumundaki bir muhalif odağın dağıtılması şüphesiz. Bu amaçla mahpusluğun yanında 687 kişiye siyaset yasağı da isteniyor. Ancak kapatmanın bir sonucu olarak, boşlukta kalacağı varsayılan HDP’nin oylarının Cumhurbaşkanı seçilmek için kendisine akacağını öngören Erdoğan değil, Bahçeli sanki!
Erdoğan’a toz kondurmaktan kaçınan “Yetmez ama evet”çiler türünden liberaller, Türkiye’nin bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi karşısında topu Bahçeli’ye gönderemediler. Erdoğan önceden sözleşmeye karşı olduğunu açıklamıştı. Kadına şiddet serbestti! Milyonlarca kadını karşısına almaktan çekinmeyen, rakip bir partinin kapatılmasından neden kaçınsındı ki?
Yetmedi. Galata Kulesi’nden sonra Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyeti de muhalif İstanbul Büyükşehir Belediyesinden alınıp Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildi. Müdürlük de, Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfına devretti. CHP’li belediyelerin üzerlerine varılmasına gelinip dayanıldı. Böyle giderse, sıra, imza yetkisinin İmamoğlu’ndan alınıp Belediyeye kayyum atanmasına gelecek. HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin… ve en son Kars Belediyelerine kayyum atandığında “Bizim partiden değil” denip yeterince ve toplu tepki gösterilmeyince, sıra neden CHP yönetimindeki belediyelere gelmesin ki?
Yetmedi. Merkez Bankası Başkanı yine bir C.Bşk. kararnamesiyle görevden alındı. 5 ay başkanlık yapabildi. Geldiğinde dolar kuru 8.5 TL’ydi ve ödünç rezervler bir yana MB rezervleri -48 milyar dolardı. Dolar 7 küsura düşmüşken, gittiğinde yine 8.5’i gördü. Ekonomi yönetiminde bir ekip daha harcandı, başkanlığa bir eski AKP vekili getirildi. İçeriden de dışarıdan da bakıldığında ekonominin hem hali hem yönetimi müthiş güven verici!
Son olarak, yine geçen hafta Erdoğan, o kadar zaman davetkar olmasına karşın bir merhabasını alamadığı Biden’dan umudunu kesmiş olmalı ki, kendisine “katil” diyen Biden’e Putin’in “Çok şık bir cevap vermek suretiyle gereğini yapmış” olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın açıkladığı “İnsan Hakları Eylem Planı”nın henüz mürekkebi kurumadı. Ancak iki haftalık toplumsal siyasal pratik “belki” umutlarını bile kuruttu. Gergerlioğlu davası ve vekilliğin düşürülmesinde görüldü ki, hak mak yoktur! HDP davası gösterdi ki, siyasette her yol mübah sayılmaktadır! İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla anlaşıldı ki, milyonlarca kadını karşıya almaktan kaçınmayanlar, kendilerini genel oy ve olağan parlamenter yönetim biçimiyle bağlı görmemektedirler. Aynı şeyi, bir süredir sürdürdükleri Boğaziçi gerilimi ve X ve Y kuşağı gençlerini karşılarına almaktan çekinmeyerek de gösteriyorlar. Anketlerin yüzde 65-75’inin Erdoğan-AKP karşıtı olduğunu gösterdiği gençlerle kadınlardan umutlarını kesenler, belli ki başka “iyilikler” düşünmektedirler. Aynı şeyin altını, Gezi Parkı’nın mülkiyetine el koyarak, “Plan”la “saygı” belirttikleri “mülkiyet hakkı”nı çiğnemekten çekinmeyeceklerini göstererek de kalınca çizdiler. MB değişikliğiyle Biden eleştirisi, kendilerini Batı’ya beğendirme çabasının da sonuna yaklaşmakta olduklarına işaret.
Bu doludizgin gidişi sadece seyredenler sorumluluktan kaçamayacaklar!..
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57