24 Mart 2021 00:12

Yargının Demirtaş linci

Fotoğraf: MA

Paylaş

Selahattin Demirtaş’a bir ceza daha verildi. Dava cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiası ile açılmış. Ve, üst sınırdan ceza verilmiş. 3 sene, 6 ay hapis cezası. Demirtaş Cumhurbaşkanına acaba ne dedi diye düşünürken, sosyal medyada cezaya gerekçe yapılan sözler dolaşmaya başladı. Okuyunca önce şaşırdım. Başka bir metin yanlışlıkla Demirtaş’ın sözleri olarak paylaşıldı sandım. Metinde Erdoğan’ın Rusya ile ilişkileri anlatılıyor. Adeta ansiklopedik bir bilgi. Rus uçağının vurulması sırasında ve sonrasında söylenen sözler, daha sonraki Rusya ile ilişkiler vs. Bu sözlere ceza verenler, “Erdoğan’ı çok seviyorum” diyene bile cumhurbaşkanına hakaret suçu istemekten ceza verebilir. O kadar yani…

Siyasi davalarda artık en temel hukuk kuralları dahi dikkate alınmıyor. HDP yöneticileri, her biri yukarıdaki davada olduğu gibi hukuk içinde izah edilemeyecek kararlarla hapishanelere dolduruluyor.

HDP’nin kapatılması davası iddianamesi bir başka garabet. Savcılık bilgi sistemlerine girmişler HDP üyelerini karşılaştırmışlar ve açılan bütün soruşturmaları alt alta yazmışlar. OHAL darbesinden sonra böyle bir moda çıktı. Artık hakkınızda bir soruşturma açıldıysa suçlu sayılıyorsunuz. HDP’lilere açılan soruşturmaların da pek çoğu takipsizlikle sonuçlanmış, bir kısmının davası hâlâ devam ediyor, beraat edebilirler ama önemli değil. İddianamede ne kadar çok suçlama olursa o kadar iyi… Kafa FETÖ ile aynı. Onlar da açtıkları davalarda böyle iddianameler yaparlardı. Normal bir hukukçunun 100 sayfaya sığdırabileceği dosya 1000 sayfa yapılır, yirmi klasör olarak düzenlenirdi. Gerekli gereksiz her şeyi iddianameye doldurulardı. Kes yapıştır metinler aynı iddianamede defalarca tekrar edilir, dava dosyasına en az beş altı kopya olarak konurdu. Böyle yaparak ne elde etmeyi düşünürlerdi bilmiyorum. Aslında hakimlere ve kalem memurlarına (tabii avukatlara da) eziyetten başka bir şey değil. Belki de sırf yandaş medyada “1000 sayfalık iddianame” diye yazdırmak için bunu yaparlardı.  HDP iddianamesi de böyle. 600 küsur sayfa, ben bu iddianameyi hazırlasam altmış sayfaya sığdırırdım. Çünkü, yazılanların yüzde doksanı iddia ile ilgisiz. Yukarıda yazdığım gibi, takipsizlikle sonuçlanan soruşturmalar, devam eden ve büyük ihtimalle beraatle sonuçlanacak kovuşturmalar ve en önemlisi TBMM kürsüsünde söylenmiş sözler. İddianameyi hazırlayan artık her meclis için olmazsa olmaz olan “kürsü dokunulmazlığı” ilkesini de kaldırmış. İktidar, yargı; artık herkes Anayasa’yı bir yerinden deliyor. Devrimcileri Anayasa’yı ilga etmeye teşebbüs gerekçesi ile asanlar, her gün Anayasa’nın bir maddesini çiğniyor.

HDP’lilere yapılan siyasi linç, Demirtaş için özel bir lince dönüşmüş. Onlarca dava ve birer birer verilen cezalar.

Demirtaş’a verilen hukukla ilgisi olmayan bu son ceza belki de ay sonu yapılacak AB zirvesi nedeniyle verildi. Zirve öncesi, AİHM kararı gereği serbest bırakma zorunda oldukları Demirtaş’ı bırakmamak için alelacele bir ceza çıkarıp, diğer 2 davadan AİHM kararı gereği serbest bırakıyoruz ama bağımsız yargı başka bir davadan maalesef ceza verdi ve o cezanın niteliği gereği serbest bırakmak mümkün değil demek için. Tabii, bu sözler kimseyi ikna etmez ama zirveyi de atlatmış olurlar.

Yargı aleti ile gerçekleştirilen siyasi linç ancak halkın demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile durdurulabilir.

Birleşmek ve mücadele etmekten başka çare yok. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa