İnat

YAPRAK DÖKÜMÜ

Bir kuş uçar. Bir tüfek patlar. Bir yaprak düşer. Yerde yatan kuşun üstüne. Bir köpek havlayarak koşar. Yapraklar dökülüşür. Örter toprağı. Boydan boya. Ne tüfek patlar, ne yaprak düşer, ne köpek havlar bir daha.

EKRAN

Hepsi ekranda. Gün boyu. Kar, fırtına, yağmur. Islanmadan. Güneşli bir gün ısınmadan. Isınamadan. Hepsi ekranda. Ölüm de kalım da. Yaşam boyu. Seni de içine alacak olan.

ŞAİRİN SÖZCÜKLERİ

Şair, sıradan sözcükleri yeniden kalıplar, kendinin olan bu sözcükleri şiire dönüştürür. Sevgidir mayası, aşktır ya. Yeri geldiğinde çığlık da atar.

GÜNDÖNÜMÜ

Nevroz nasıl yeni bir yaşama başlangıçsa yazılan her şiir de yeni bir yaşamın habercisidir. Onun için Divan şairleri Nevruznameler yazmıştır her yıl gün dönümünü karşılamak için. Çünkü özgürleştikçe her sözcük yaşam da özgürleşir.

YOL BİTERSE

Yol biterse uçurumlar kesecektir önünü. Ufukta denizin mavi yaygısı. Kararan gökyüzünün altındayken sen. Uçurumun kenarındaki ormanı dolanarak yürüyeceksin.

KİM KİME DUM DUMA

Kadına şiddet, aile içi şiddetin önlemi kalktı/kaldırıldı. Ölenler öldü. Kalanlar canını nasıl kurtarır, kurtaramaz mı? Size ne? Yaşayıp gidiyorsunuz ya! Kim kime, dum duma…

TÜRKÜLERLE

Ses, sözcüklere dönüştükçe yayılır. Ağıtların yerini türküler alır. Her sözcük, güneş gibi doğacaktır o zaman. Ilıman günlerin aydınlığında. Türkülerle…

GÜN BOYU

Sözcükler işler gün boyu. Kuşların kanat çırpışıyla rüzgarla. Göğün maviliğinde, aydınlığında güneşin. Bir bir açan çiçeklerle, üstünde uçan kelebeklerle. Renk renk. Kararınca gün yüzü ölenler, öldürülenlerle. Dökülür sözcükler gün boyu.

BAHAR GELDİ

Bahar geldi. Ağaçlar çiçeklendi. Kuşlar ötüyor. Üstte apaçık bir gökyüzü. Boydan boya. Altta sıkışan/sıkıştırılan bir kalabalık. Soluk alamayan.

GÜNEŞ SAATİ

Sabah oldu mu güneş cama vuruyor. Doldurarak odamı/odalarımızı. Öğleyin dinleniyor odanın içinde/içimde. İkindileyin kimi kanapenin, kimi halının, kimi masanın üstünden zıplıyor. Kapalı kapıya doğru uzayarak. Çıkıp gidiyor sonra. Kapalı kapının/kapıların ardında yitiyor. Karartarak odamı/odalarımızın içini. İçimizle birlikte.

İNAT

Eski kırlığın ortasından tramvay geçiyor şimdi. Altında akan derenin beton yolu üstünden. Rayların kıyısında fışkıran sarı papatyaların, yeşeren taze otların arasından. Ezip geçene/geçenlere inat…