Gergerlioğlu ağrısı, Melis Alphan davası ve Sezen Aksu vakası
Fotoğraf: Sezen Aksu'nun müzik albümü Demo'nun kapağı
Vekilliğinin düşürülmesinin ardından önce Meclisten, sonra da tutuklanıp cezaevine gönderilmek üzere evinden tartaklanarak alınan Ömer Faruk Gergerlioğlu için bu yargısal süreç, Kocaeli Başsavcılığı tarafından 4 Ağustos 2017’de hazırlanan iddianameyle başladı.
KHK ile kamu görevinden ihraç edilmiş olan Tıp Doktoru Gergerlioğlu’nun sosyal medya paylaşımları yoluyla zincirleme bir şekilde ‘PKK/KCK propagandası yapma’ suçu işlediği öne sürülüyordu iddianamede. Dava sürecinin detayları için sevgili meslektaşım Canan Coşkun’un “Ömer Faruk Gergerlioğlu neden hapse girecek?” başlıklı haberine bakılabilir.
Söz konusu paylaşımlar 5 yıl öncesine dayanıyor. Gergerlioğlu, Kocaeli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasında şunları söylemişti: “Hayatımın hiçbir döneminde çatışmadan yana olmadım. Çözüm süreci ile ilgili konferanslar verdim, makaleler yazdım, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için çalışmalar yaptım. 27 yıllık göğüs uzmanı doktorum. Terörden ve şiddetten yana olmam mümkün değildir. Binlerce insanı tedavi ederek kurtardım. Silah kullanmayı reddediyorum, elime silah almadım. Hayatım insan hakları konularını incelemekle geçti.”
Barış Meclisi sürecindeki ortak mesaimiz sırasında daha yakından tanıma fırsatı bulduğum Ömer Faruk Gergerlioğlu bende hep sahici bir insan duygusu uyandırmıştır. İnsan hakları ve barış mücadelesindeki tutarlılığı iktidar partisi mensuplarının kendisini hedef göstermeleri için malzeme bulabilecekleri kadar geniş bir alanı kapsarken, solda duranlardan bazılarında da “sınırı çok geniş” kaygısıyla göreli bir mesafe koyma duygusunu tetiklemiştir. Böylesi bir şahsına münhasırlık bu topraklarda sık görülen cinsten değil.
Dava süreci devam ederken, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan genel seçimlerde HDP’den Kocaeli Milletvekili seçilen Gergerlioğlu’na yaşatılanlar, hem devlet, hem AKP-MHP ittifakı hem de yargı bürokrasisi bakımından İslami bir kimlik içinden gelenlerin siyasal seyrinin ne olabileceğine dair bir sınır hatırlatması aynı zamanda.
Gergerlioğlu da o sınıra karşı kendi durduğu yerden bir sınır koyuyor ve yıllardır doğrusunun bu olduğunu eğilmeden dile getirmeye devam ediyor. Bir anlamıyla ‘Makam, mevki fani, ama tutarlılık, doğru bir duruş kalıcıdır’ demiş oluyor. Az şey mi?
Yarın, bu kez bir gazeteci dostumuz, Melis Alphan yine yıllar önceki bir sosyal medya paylaşımı gerekçesiyle yargı önüne çıkacak. Melis, gitmediği Diyarbakır’daki 2015 Newroz kutlamasından bir fotoğrafı paylaşıp “Newroz kutlu olsun” dediği için 6 yıl sonra, “Basın ve Yayın Yoluyla Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlamasıyla yargılanacak.
Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma çağrısı yaparak, çözüm önerilerini dile getirdiği o mesaj ve mesajın okunduğu o miting, devlet kanalı TRT ve devletin resmi ajansı AA dahil her yerde haber olmuştu.
Melis Alphan’a yıllar sonra açılan bu dava da, iktidarın bugünkü Kürt sorununa yaklaşım konseptine uygun olarak ‘Beyaz Türk’ diye algılananlara bir sınır hatırlatması olarak okunabilir.
Melis de, durduğu yerde şahsına münhasır olanlardandır ve o nedenle de ayrıca seviliyor.
Tüm bu kasvet ortamı içinde bir de Sezen Aksu’nun yol açtığı sızıyla uğraşmak varmış. Sezen Aksu’nun yapım şirketi SN Müzik, Türkiye’nin kültür gazetesi ‘Kültür Servisi’ne, şarkısının YouTube yönlendirmesine 2018 tarihli haberinde yer verdiği için telif ihlali gerekçesiyle dava açtı.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin gözde sanatçılarından birinin yeni albümünü haber yaparken, kendi YouTube adresinde zaten kullanıma açık tuttuğu embed kodunu kullanarak doğrudan onun sayfasına yönlendirme yapıyorsunuz ve bu katkınızdan ötürü bir de sizden para isteniyor.
Burada Sezen Aksu’nun çalıştığı, daha önce Erdil Yaşaroğlu davalarıyla basında tartışılan hukuk firması ile Aksu’nun sahibi olduğu müzik şirketi üzerinden kendisi, Kültür Servisi’nden önce para istiyor, “Hayır biz işimizi yaptık” yanıtını alınca dava açıyor.
Şahane (!) Aklı başında hiç kimsenin telif hakkı ihlali göremeyeceği bu tablo karşısında bir kültür gazetesini dava etmek, bir şöhret üzerinden terör estirerek, bir saadet zinciri inşa etmekten başka nasıl okunabilir? Evet nasıl?
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00