Geleceğe inanmak suçtur

İllüstrasyon: Gerd Altmann/Pixabay
SARSINTI
Sabahları çatıda Üsküdar’a gidemeyen kumrunun gurultusuyla uyanıyorum. Camları titreterek geçen tramvayın gürültüsüyle fırlıyorum yataktan. Yer gök sarsılırken dışarıda. Doğru dürüst bir şeyler yazmak için dört dönüyorum odamda…
YAŞAMANIN ŞİİRİ
Yaşamanın şiirini yazmalı. Çiçek kokularına karışan. Kış boyu dalgalarla, fırtınalarla boğuşan denizin durgunluğunda. Işıyışında gökyüzünün. Yeryüzünün kalabalığında. Engelleri aşarak türkülerle savrulan.
GÜL ÖLÜYOR
Gülün sesidir bülbül. Kokusunu dört bir yana yayan. Bülbülü öldürseler/öldürüyorlarsa hain avcılar. Gül ölür, güllerle. Ne sesi kalır, dalga dalga yayılan ezgisiyle, ne dirilten kokusu.
GELECEĞE İNANMAK SUÇTUR
Sennur Sezer, bana adadığı Bir Sevgi Şiiri’nde:
“Eve dönmemenden korkmak
Uyanamamaktan daha doğal
Daha sık hastalanmaktan
Tutuklanmak güdüsü
Güzel günlere inanmak suçuna uğramak”
Diyor. Sennur Sezer, bu şiiri 1970’lerin sonlarında yazdı. O gün bugündür biz gazeteciler, şairler, yazarlar, aydınlar bu suçu işliyoruz. Gelecek güzel günlere inanmak suçunu.
HER SABAH
Ölenler, öldürenler, öldürülenler, öldürtülenler… Yaşadığımız günlerin özeti bu mu olmalı? Sabahları çiğ düşerken bir yaprağa. Kabarıyorken toprak. Açıyorken bir çiçek. Aşılanırken binlercesi her sabah.
ALTÜST
Yaprak yaprak dökülüyor koca çınar. Cascavlak dallarıyla birer kara çizgi bütün ağaçlar. Duvarda sallanan bir resim baharda. Altüst edilen yaşamda.
LA TAYYİP
Arapça “Keyfin iyi mi?” karşılığı “Keyfel tayyip?” denir. Karşılığında teşekkür ederek, kibarca: “Tayyip şükran!” gibisinden bir şey denmesi gerekir. Şimdiyse aynı hatır sorma karşılığında “hayır!” anlamına gelen “La!” ile birlikte, kesinkes “La Tayyip! La Tayyip!” demek gerekmiyor mu?
ÇIKIŞ
Bulutlar sıyrılır, güneş açar. Sokağa çıkınca sen. Uyanır insanlar ışıklı bir sabaha.
Evrensel'i Takip Et