Batan amiral değil, üniversiteler

Görseller: Bayburt, Ahi Evran, Niğde ve Cumhuriyet Üniversiteleri

Amiral Battı oynamayalı çok oldu. En son ne zaman oynadığımı bile anımsamıyorum. Ama düşünüyorum da, herhalde Amiral Battı hiç bu kadar kalabalık ve anlamsız bir şekilde oynanmamıştır. Geçenlerde olanlardan söz ediyorum.

Amiral Battı öyle özel malzeme gerektiren bir oyun değil. Oynamak için iki kişi ve kağıt kalem yeterli. Bir de zaman gerekiyor. Oyuncular önce kağıda iki büyük kare çiziyor; sonra bu kareyi enine ve boyuna 10 çizgi çizerek 100 kareye bölüyorlar. Bundan sonrası kafa çalıştırmayı gerektiriyor.

Geçenlerde oynanan Amiral Battı oyununa kaç kişinin katıldığı bile belli değil. Oyuna galiba önce emekli amiraller başladı. Ardından oyun oynamak için büyüklerinden izin almaları gereken türlü çeşit medya kuruluşu, müdürler, şunlar ve bunlar oyuna katıldılar. Yukarıdan emir gelir gelmez göreve koşmaya her zaman hazır resmi kurum yöneticileri çabucak web sitelerine duyurular koydular.

Tapu kadastro müdürlükleri tarafından bile duyurular hazırlandığını duyan papağan rektörler de koşar adım oyuna katıldılar. Boğaziçi Kayyumluğu tarafından yapılan açıklama şöyleydi: “Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Millet iradesinin meşru temsil zeminleri ve yöntemleri son derece açıktır. Kendi dar çevrelerinin antidemokratik çağrışımlar içeren yaklaşımlarını, Türk Milleti'nin irade ve taleplerinin üzerinde görenler dün olduğu gibi bugün de büyük bir gaflet içindedir. Millet iradesine saygı duymanın demokrasinin temeli olduğunu biliyor ve ülkemizin aleyhindeki her türlü girişime karşı daima devlet ve milletimizin yanında olduğumuzu kamuoyuna arz ediyoruz.”

Papağan sayısı çok fazla olduğu için yapılan açıklamalar da çoktu. Birçoğu düz kırmızı bir zemin üzerine beyaz harflerle yazılan ve web sitelerine yerleştirilen duyurularda, “beka” gibi kilit kavramlar vurgulanıyordu: “Ülke olarak beka mücadelesi verdiğimiz ve birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, devletimizi uluslararası arenada zayıflatma ve ülkemizin birliğini sarsma amaçlı, milli iradenin tezahürü meclisimizi yok sayan, yüksek standartları olan demokrasimiz üzerinde açık bir tehdit unsuru olarak görülebilecek, düşünce özgürlüğü ile izahı asla mümkün olmayan, darbe dönemleri muhtıralarını hatırlatır türden ve ancak darbe özlemi içinde olanların kabul edebileceği; demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı büyük milletimizde karşılığını asla bulamayacak, sadece kargaşa ve huzursuzluk ortamı oluşturmaya namzet bir bildiri ile milletimizi sebepsiz ve edepsiz bir biçimde rahatsız etme teşebbüsü içinde olan kişiler ile bu teşebbüse onay veren, alkışlayan ve yaratılmaya çalışılan huzursuzluk ortamına hizmet eden zihniyeti kınıyoruz.”

Papağanlar tarafından yapılan kimi açıklamalarda, “ileri demokrasi” için önemli olan “milli irade” gibi kavramlar büyük harfle yazılmıştı: “Aziz milletimiz, vesayet odaklarının tezgahlarına karşı güçlü duruşunu 15 Temmuz'da göstermiş; vesayet arayışlarına geçit vermeyeceğini ispat etmiştir. Mütekait amirallerin bildiri yayınlamalarına karşı milletimizin her ferdinin tepki vermesi ve kurumlarımızın harekete geçmesi, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne halel getirecek en ufak bir imaya daha Milli İradenin tahammülünün olmadığını göstermesi bakımından önemlidir. Sakarya Üniversitesi her türlü vesayet arayışının karşısında ve milletimizin bu asil duruşunun yanındadır.”

Geçenlerde oynanan Amiral Battı işte böyle anlamsız bir oyundu. Amirallerin yerin dibine batırılması için göreve koşan papağanlar, yaratılmak istenen yalancı fırtınaya ve kafa karışıklığına katkıda bulundular. Tüm dünyaya “ileri demokrasi” nasıl işler gösterdiler. Üniversiteler üzerine biraz olsun kafa yormuş olanlar içinse, oyunun sonucu açıktı. Batan amiraller değil, üniversitelerdi.

Evrensel'i Takip Et