22 Nisan 2021 00:30

Salgın koşullarında 1 Mayıs

İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinden 1 Mayıs çağrısı

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkileyen koronavirüs salgınına rağmen, emekçilerin sağlığını ve yaşamını hiçe sayarak çalıştırılması uygulamalarına devam ediliyor. Sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerde bile çalışmak zorunda bırakılan, kısıtlamaların çoğundan muaf tutulan yüzlerce işçi her an hastalanma ve ölüm riski altında bulunuyor.

Emekçi sınıflar, iş ve geçim kaygısı nedeniyle 1 yılı aşkın süredir virüsün yarattığı bütün risklerle baş başa çalışmak zorunda bırakıldılar. Salgınla mücadele edildiği iddia edilirken bile en temel sağlık ve ekonomik talepler dikkate alınmadı ya da görmezden gelindi. Salgın koşullarında sağlıklı ortamlarda çalışmak isteyen ve hakkını arayanlar bir yanda kovid-19 ile mücadele ederken, diğer yandan Kod 29 ile işten atıldılar. Ancak koşullar ne kadar zor ve ağır olursa olsun, ülkenin dört bir yanında işine, ekmeğine ve haklarına sahip çıkmaya çalışan işçiler, insanca yaşam ve sağlıklı çalışma koşulları taleplerini dile getirmeye ve taleplerinin karşılanması için mücadele etmeye devam ettiler.  

Bu yıl 1 Mayıs, salgının başından bu yana hastalanma ve ölüm riskiyle en fazla karşı karşıya olan sağlık emekçileri başta olmak üzere, işçi ve emekçilerin sağlık ve yaşama hakkının yok sayıldığı koşullarda kutlanacak. 1 Mayıs 2020’de olduğu gibi, salgın koşullarının yarattığı olumsuz tablo nedeniyle bu yıl 1 Mayıs’ın hangi koşullarda ve nasıl kutlanacağı bir süredir tartışılıyor. Ancak iktidar ve mülki amirler, salgını gerekçe göstererek 1 Mayıs kutlamalarını birer birer yasaklamaya başladılar. 

Virüsten en çok etkilenenlerin başında en ağır koşullarda bile çalışmaya zorlanan işçiler geliyor. İşçiler toplu taşıma araçlarıyla işe gidiyor, kapalı ortamlarda saatlerce dip dibe çalışıyor ve iş çıkışı yine toplu taşıma araçlarını kullanarak evlerine dönüyorlar. Koronavirüsün en yoğun mesai yaptığı alanlarda, toplu taşıma araçlarında, kapalı alanlarda ve aile ortamında artan bulaş riski nedeniyle vaka ve ölüm sayılarına her geçen gün yenileri ekleniyor.  

Yüzlerce işçinin aynı çatı altında yüksek risk altında çalışmasında bir sakınca görmeyip, sokağa çıkma yasaklarında bile onları çalışmak zorunda bırakanların, işçilerin gerekli önlemleri alarak 1 Mayıs’ı kutlamasını yasaklaması tipik bir ikiyüzlülük örneği. 1 Mayıs kutlamalarının yasaklanmasının arkasında işçi ve emekçilerin sağlık ve yaşam hakkı başta olmak üzere, salgın gerekçe gösterilerek en temel ve acil taleplerin toplu olarak ve daha güçlü şekilde dile getirilmesinin engellenmek istendiği net bir şekilde anlaşılıyor.

Salgın koşullarında 1 Mayıs’ın anlam ve önemine uygun olarak kutlanması için, ülke çapında her yerde güncel ve acil taleplerin öne çıkarılması, mümkün olduğunca çok işyerinde yaygın olarak kutlanmasını hedeflemek gerekiyor. Önümüzdeki pazartesinden itibaren 1 Mayıs gündemli tartışmalar ve işyeri kutlamalarının yapılması, işçi sınıfının gündeme ilişkin taleplerin hep birlikte tartışılması 1 Mayıs yasaklarını boşa düşürmek açısından önem taşıyor.

1 Mayıs, ilk kez kutlandığı 1890 yılından bu yana, dünyanın bütün ülkelerindeki işçi sınıfının tarihsel ve güncel taleplerini birlikte en yüksek sesle dile getirdiği evrensel bir gün olma özelliğini sürdürüyor. İşçi sınıfının geniş kesimlerinin ortak talepler etrafında hareket etmesi ve yaşadığı sorunlarını çözebilmesinin tek yolunun birlikte mücadele etmek olduğu gerçeği dikkate alındığında her yerin, her işyerinin 1 Mayıs alanına çevrilmesi, koşullar ne kadar zor olursa olsun taleplerin hep birlikte yüksek sesle haykırılması gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa