Savaş ve barış

BİRSEN

Bir sensin gönlümü çelen. Bir sensin ölümden alan. Bir sensin yaşatan. Sevginle. Bir sen. Birsen!

MORUK

Aşılarını oldun. Emekli aylığın var. Öldürmeyecek kadar. Geç oldu. Gece oldu. Uyusana artık. Uyusana be moruk!

KORUK İLE MORUK

Üzümün ekşisi koruk. İnsanın eskisi moruk.

DÜŞLER İÇİNDE

Denizle gökyüzü mavilikler içinde. Ak martıların bezediği. Kanat kanat. Yeşillikler içinde yeryüzü. Kelebeklerin uçuştuğu. Renk renk. Düşler içinde…

SAVAŞ VE BARIŞ

Yağmur yağar, toprak yeşerir. Yıldırım düşer, yakar. Bahar gelir, barışı getirir. Çiçek açar. Savaşı insanlar yapar. Ateş saçar.

AK LEKE

Karanın içinde ak bir leke oluşur zamanla. Solmaktan. Gecenin karanlığı içindeki aydınlığı parıldatır. Gece sabaha evrildiğinde.

İKİ MİSLİ

Önüne dikilen duvarların karşısında n kadar çok bağırırsan yankısı o kadar çok olur.

DARLIK

Ha bire yükselen/yükseltilen gökdelenler örtüyor gökyüzünü. Güneş sızmıyor. Issızlığı ondan karanlık sokakların. Karanlığı sıkışan yüreklerin. Duvar ören gökdelenlerin daralttığı kentte.

YOKMUŞÇASINA

Güdümlü bir mermi hızıyla geçiyor tren. Tek bir çizgide uzayıp eriyerek. Boşlukta. Bir masalın içinden. Göz açıp kapayıncaya. Yokmuşçasına.

DUYARSIZ

Çığlıklarımız, kenti tıka basa dolduran beton duvarlara çarpıp geri dönüyor. Duyulmuyor sesimiz. Duvarların ardından yükselen kahkahalardan.

GELMESE

Yere bir sarı yaprak düşse, sonbahar. Bir çiçek açsa, ilkbahar. Hüzünle neşe salan. Ardından kuru bir yazla kara bir kış gelmese…

GÖRÜNTÜ

Masmavi boyalı gökyüzü deniz. Parıltısı birbirinin içinde. Camlardan yansıyor bize. Toprağın karasında. Değmeden elimize yüzümüze.