Kapanma

Nihayet iktidar uzun süreli kapanma kararı aldı.

Fakat, hâlâ içimiz rahat değil. Çünkü, her zamanki gibi aldığı karar ve yaptığı iş yarım yamalak.

İşçi sınıfının büyük kesimi çalışmaya devam ediyor. İnsanlar işe giderken yine tıklım tıklım otobüs ve servis araçlarında olacak.

Kapanma ile birlikte çok hızlı ve yaygın bir şekilde aşılama ve filyasyon yapılması lazım. Fakat, ikisi de çok ağır gidiyor. Para olmadığından yeterli aşı, test kiti ve sağlık çalışanı yok.

Tabii, çalışamadığı zaman yemek dahi bulamayan insanlar için devlet desteği de yok.

Yani, yine köktenci bir çözüm yerine pansuman tedbirler.

Çok artan hasta ve ölüm oranlarını bir miktar indirmeyi ve sonra da nasıl olsa yazın oranlar biraz da kendiliğinden iner durumu geçici bir süre kurtarırız mantığı ile yapılmış işler.

İktidarın pandemi ile mücadeleye yeteri kadar para ayırmadığı için bir taraftan insanlar kovid-19’dan, açlık ve yoksulluktan ölürken, yandaşlar ise giderayak ne kadar kapsak kârdır mantığı ile yolsuzluk konusunda yarışıyor. Her gün bir skandal yaşanıyor. Her türlü yasa dışı işe bulaşan yandaşın birkaç bakan ile fotoğrafı çıkıyor. İktidara yakın olduğunu insanlara göstererek yolsuzluk yapmak neredeyse bir meslek oldu.

Afganistan’dan, İran’dan, Irak ve Suriye’den, Afrika ülkelerinden kaçan göçmenler gibi Türkiye’den kitlesel kaçışlar, göçüşler başladı. Üstelik kaçanlar iyi eğitim görmüş, genç insanlar.

Son yıllarda, bir Ortadoğu ülkesine döndük lafını çok ediyorduk. Kitlesel göçlerle de bu durum bir kere daha gözler önüne serildi.

Majestelerinin muhalefeti, bütün kabahati tek adam ile yönetilmeye bağlıyor. Her şeye tek kişi karar vermese işler düzelecekmiş gibi konuşuyor. Tabii, kuvvetler ayrılığı konusu falan var ama mesele iktidarın yönetme anlayışı. Kaynakların kimlere aktarılacağı, aktarıldığı meselesi. Tek adam da olsa, çok adam da olsa kaynaklar halka, çoğunluğa değil de bir avuç yandaşa, bir zümreye aktarıldığı zaman sonuç değişmez.

Herkes görüyor. Herkes biliyor. Milyar dolarlar 5 müteahhite aktarılıyor. Bunlar sanayici değil. Batsalar, ülke çok fazla zarar da görmez. Haydan gelen huya gider. Zaten iktidar tarafından milyarder edilmişlerdi, eski hallerine dönerler. Aç kalmazlar, geçilmeyen yollar, uçulmayan havaalanları yapamayacakları için de ülke ekonomisine fazla bir zararları olmaz. Ama, onlara aktarılan para en azından pandemi ile mücadeleye aktarılsa idi, kovid-19 nedeniyle yaşanan ölümler, yoksulluk bir nebze azalabilirdi.

Halk ve ülke yoksullaşırken, zengin ile fakir arasındaki makas iyice açılıyor, iktidar yandaşı milyarderler sürekli artıyor.