28 Nisan 2021

Bipolar durumlar

Otoportre: Roy Blumenthal/Flickr (CC BY-SA 2.0)

İnsanı anlamadan dünyayı kavramak zor. İnsana dair ne varsa başka kelimeler, başka kavramlar ile tüm iktidar alanlarında ve organizasyonlarda illa ki karşımıza çıkar. Ruh hallerimizin iz düşümü de bundan azade değildir. Ülkeyi ve dönemi kavramak için psikiyatrik tanıları kullanmak eksik veya hatalı olabilir, ancak psikiyatrik tanıları bilmek bu alanda kavrayışımızı ve tutum alışımızı güçlendirir.

Vincent Van Gogh tıpta ‘paylaşılamayan’ bir ressam. Eserlerinden ve otoportresinden esinle birçok hastalık yakıştırılır ona. Eserlerinde sarıya düşkünlüğü digitoksin (güzelavrat otu) zehirlenmesi, otoportresindeki kulak detayı baş dönmeleri ile giden Menier hastalığı ile ilişkilendirilir. Ama psikiyatrlar bir adım önde. 30 Mart’ı onun doğum gününden esinle tüm dünyada ve Türkiye’de “Bipolar bozukluk ile ilgili farkındalık, dayanışma ve toplumsal damgalamaya karşı mücadele günü” olarak kutlamakta.

Bipolar bozukluk Tekrarlayan taşkınlık (mani) ve çökkünlük (depresyon) atakları ile seyreden bir hastalık. Atak dönemleri dışında kişi olağan yaşamına ve ruh haline dönmektedir. Aynen şeker hastalığı ve hipertansiyonun da ataklarla ve iyilik dönemleri ile seyretmesi gibi. Aynen tedavide tansiyonun veya şekerin yüksek, düşük veya normal seyretmesi ve bu bağlamda yakınma oluşturması gibi...

Ancak şeker ve tansiyon hastaları gibi toplum içinde rahat değil bu hastalar. Diğer psikiyatrik bozukluklarda da olduğu üzere “toplumsal damgalama ve dışlama” çok yaygın ve bu nedenle “Bipolar bozukluğu olan bireylerin sağlık hizmetine ulaşımında aksamalar” sık görülmekte. Hasılı pandemi bu dönemde onlar için daha da yıkıcı. Türkiye Psikiyatri Derneği, Bipolar Bozukluklar Derneği, Bipolar Yaşam Derneği ve Lityum Derneği yakın zamanda ortak basın açıklaması ile bu başlığa dikkat çektiler. Oysa kurumların da açıkladığı üzere “Günümüzde bipolar bozukluğun atak dönemleri etkili biçimde tedavi edilebilmektedir. Ayrıca koruyucu tedavilerle atakların önlenmesi mümkündür.”

Ayrımcılığın pandemi koşullarında daha belirginleştiği aşikar. Dezavantajlı gruplar için bu daha da belirginleşmekte. Misal mülteci, yoksul, yurtsuz ve bipolar iseniz vay halinize.

Oysa Vincent Van Gogh da muhtemel bir bipolar hastasıydı ama asırlardır gönlümüzde taht kuranlardan. Temel sorun küçük farkındalıklarda. Farkındalık küçüldükçe kibir, büyüdükçe dayanışma artar.

Önce bir insanı misal bipolar olanımızı anlamakla başlayalım. Sonra ülkeye, gidişata, yakın geçmişe ve geleceğe dair ‘muktedir’ cümlelerine göz atalım. Aya gidelim ama bir işe gidemeyelim, gitsek de yerin dibinde bir madende ölelim. Eve kapatılalım, yakında illa ki aya kapak atalım...

Sağlıcakla kalın.

Evrensel'i Takip Et