30 Nisan 2021 00:30

1 Mayıs ve işçi sınıfı

Eyüpsultan Hastanesi önünde 1 Mayıs pankartı tutan işçi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Uluslararası işçi sınıfı ve onun bir parçası olan Türkiye işçi sınıfı, sınıfın Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan bir 1 Mayıs’ı daha pandemi koşullarında kutluyor. Pandemi hemen hemen tüm ülkelerde zaten patlamak üzere olan ekonomik krizi öne çekti ve bu durum sermayenin işçi sınıfına saldırısının daha da pervasızlaştığı koşulları harekete geçirirken, hükümetlerin büyük sermayenin elinde basit birer alet oldukları bir kez daha kanıtladı. Sermaye kâr için artı-değer üretimi ve sömürü her şey, işçi ve emekçilerin canı ise hiçbir şey sloganı ile hareket etti ve ediyor.

Pandemi epeydir tüm dünyada işçi hastalığı oldu ve bu süreç halen pekişerek devam ediyor. Ne üretim duruyor, ne de işçilere başta aşı olmak üzere sağlık hizmetleri tam ve eksiksiz veriliyor. AKP iktidarı ve onun küçük ortağı hemen hemen üç haftalık bir “Tam kapanma“ ilan etti. Ama bu öyle bir kapanma ki işçiler üretime devam edecek, yoksul, işsiz ve günlük kazancı kadar yaşayabilen halk kesimlerine hiçbir sosyal destek sağlanmayacak, küçük esnaf tefeci bankaların insafına terkedilecek, çocuklar ve gençler uzaktan eğitim koşullarının oluşturulmasından yoksun olarak biraz daha geleceksizliğe mahkum edilecek vb.

Salgın ve salgın karşısında gösterdiği acizlikle, insan yaşamını hiçe saymakla, aşıyı ilaç tekellerinin aşırı kârları uğruna onların keyfine terketmekle, işçileri salgın koşullarında çalıştırmakla Türkiye ve dünyada kapitalizm suç üstü yakalanmıştır. Tüm dünyada salgından ölenlerin sayısı 3 milyonu geçmiş bulunuyor. Pandemi süreci kapitalist sistemin insanlığın bugününü ve geleceğini çaldığını, insan onuruna, sağlığına, insanca yaşam koşullarına zerre kadar önem vermediğini açıkça bir kez daha kanıtladı. İşçiler ahırlara tıkılır gibi fabrikalara tıkılıyorlar ve onlardan daha fazla, daha hızlı çalışmaları talep ediliyor. Sağlıksız koşullarda iç içe, omuz omuza çalışan işçiler çalışma bitiminde evlerine gönderiliyor ve papağan gibi tekrarlanan maske, mesafe, hijyen kurallarına dikkat etmeleri tembihleniyor! Bunun adı açıkça cinayet ve işçi sınıfının kırıma uğratılmasıdır.

Türkiye’de 1 Mayıs sözde resmi tatildir. Ama her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da işçiler çalıştırılacak, onlardan daha fazla üretmeleri istenecektir, üstelik salgın koşullarında ve pandemiden dolayı işçiler birer birer kırılırken. Birkaç namuslu ve mücadeleci sendikacının 1 Mayıs’ta iş bırakma çağrıları sendika bürokratları tarafından duymazlıktan gelinmekte, onlar iş durdurma dışında her şeyi söylemektedirler. Oysa gün bugündür ve iş bırakmak belki de hiçbir dönemde bu kadar haklı ve meşru olmamıştır. Fabrika ve işyerleri dahil her yeri 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığı alanlara çevirmek, kapitalizmi, sermaye düzenini, sömürüyü teşhir etmek, işçi sınıfını ve emekçi kitleleri mücadeleye çağırmak gerekmektedir.  

Pandemi ve onun karşısında gösterilen acizlik ve salgını kitleleri sağlık bahanesiyle terörize ederek yönetmeye çalışmak, bugünün dünyasının gerçekleridir ve pandemi sadece var olan ve devam etmekte olan bu gerçekleri açıkça ve tüm çıplaklığı ile su yüzüne çıkarmıştır. Ve bir kez daha görülmüştür ki, işçi sınıfı kendisine yardım etmezse, hiç kimse işçi sınıfına yardım etmemekte, edememektedir. İşçi sınıfının kendisine yardım etmesi ise 1 Mayıs’ın ölümsüz çağrısında dile getirildiği gibidir. Mücadele, birlik ve dayanışma. İşçi sınıfı bu mücadeleyi sürekli olarak verdiği ekonomik mücadelenin dışına taşırabildiği, onu sınıfın birleşik ve bağımsız mücadelesine dönüştürebildiği oranda sermayeyi devirme mücadelesine dönüştürebiliyor ve sömürüsüz, sınıfsız bir toplum kurma mücadelesine doğru adım atabiliyor. Umalım ki bu 1 Mayıs bu gerçeğin daha fazla görüldüğü ve benimsendiği bir 1 Mayıs olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa